Hukuk ve İslam alanında çalışmalar yapan Yannis Mahil, AA muhabirine, 8 Eylül'de Fas'ta meydana gelen deprem ve 10 Eylül'de Libya'da gerçekleşen sel felaketinin Fransız medyasında yer alış biçimini değerlendirdi.
Liberation gazetesinde 11 Eylül'de, Fas Kralı 6. Muhammed'in Fransa'nın yardım teklifine yanıt vermemesine atıfla "Şahsen ben hiçbir şey hissetmedim" yazılı karikatür yayımladığını belirten Mahil, "Bu karikatür, sol görüşlü olduğu bilinen Liberation gazetesinde yayımlandı. Karikatür ve karikatürün yer aldığı gazetenin kapağı sorunlu ve korkunç. Çok önemli bir Fransız gazetesinin böyle bir karikatür ve kapak hazırlaması Fas'ta ve Fransa'daki pek çok Faslıyı şoke etti." diye konuştu.
Mahil, gazetenin kapağında Faslı bir depremzedenin fotoğrafının kullandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kapakta deprem nedeniyle ağlayan Faslı bir kadın görüyorsunuz ve sanki bu kadının sözleriymiş gibi 'Burada sessizce ölüyoruz' şeklinde başlık kullanılmış. Fas'ta insanların öldüğünü ve hükümetin onları umursamadığını söylemenin arkasındaki mesaj ne olabilir? 'Hükümet durumu idare edemiyor. Fas devleti çökmüş.' Bu üstü kapalı ve tehlikeli bir mesaj, aynı zamanda da yeni sömürgeci yaklaşımın bir parçası. Bu yaklaşım, eski kolonilerine hala küçümseyerek bakan Fransız elitlerinin ve hükümetinin kolektif psikolojisinin derinlerindekileri ortaya koyuyor. Bu bakış açısı sorunlu."
- "FAS, FRANSA OLMADAN DA BU DURUMLA BAŞ EDEBİLİR"
Fas'ın Fransa'nın yardım teklifine yanıt vermemesinin, Fransız basınında çok konuşulduğunu ve televizyon kanalarında büyük tartışmalara yol açtığını ifade eden Mahil, şunları aktardı:
"Basında soru şuydu; 'Fas, Fransa olmadan bu durumla baş edebilir mi?' Fas güçlü ve özgür bir ülke, artık Fransa'nın sömürgesi değil ve Fransa olmadan da bu durumla baş edebilir. Faslılar kimi sahada görmek istediklerini seçme özgürlüğüne sahip ve insani yardım faaliyetlerinin birçok ülke tarafından çıkarlar ekseninde kullanıldığını biliyor. Fransa geçmişte de insani yardım faaliyetlerini siyasi veya ekonomik amaçlarla kullanmaya çalıştı. Asıl soru Fas'ın Fransa'nın yardımına ihtiyacı olup olmadığı değil, Fransa'nın Afrika olmadan şimdiki kadar güçlü olup olamayacağı."
Mahil, medyanın halka devletin resmi ideolojisini empoze etmek için araç olarak kullanıldığına işaret ederek, "Medyanın soru sorma biçimleri sorunlu ve manipüle edici. Soru sorarken genel fikir ve düşünceyi empoze etmeye çalışıyorlar. Genel kanıya meydan okursanız hedef alınır, şeytanlaştırılırsınız. Medya, devletin ya da ülkedeki egemen elitlerin görüşünü empoze etmek için kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.
- "FRANSIZLAR BİZİMLE AYNI EMPATİYE SAHİP DEĞİL"
Deprem gibi doğal afetlerin ardından insanların yas tuttuğunu ve hassas olduğunu, bu zamanlarda politik eleştiri yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Mahil, "Fransa'da bir kesim, özellikle konu Müslümanlar olduğunda, ifade özgürlüğü adı altında her şeyin söylenebileceğini düşünüyor. İnsanların acıları kesinlikle hafife alınıyor." görüşünü paylaştı.
Mahil, daha önce de Charlie Hebdo dergisinin, Türkiye'deki depremlerle ilgili, "Tank göndermeye ihtiyaç kalmadı" ifadesiyle karikatür yayımladığını anımsatarak, "İslam'a, Hz. Muhammed'e, Türkiye'deki depreme ya da şu anda olduğu gibi Fas'a karşı karikatürler yayımlayarak sözde ifade özgürlüklerini, insanların duygularını incitebileceğini hesaba katmadan kullanmak istiyorlar. Bu tutum evrensel oldukları ve milliyete ya da dine bakmadan insan haklarını destekledikleri iddialarıyla çelişiyor." diye konuştu.
Empati eksikliğiyle eleştirilen Fransızlarla ilgili genelleme yapmanın doğru olmayacağına vurgu yapan Mahil, "Fransızlar bizimle aynı empatiye sahip değil ancak bunun tüm Fransızlar için geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Şükürler olsun ki pek çok Fransız Fas ile dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Fransız sivil toplum kuruluşları şu anda sahada, bu nedenle genelleme yapmıyorum. Ben daha çok Fransız toplumu ve Fransız elitlerindeki güçlü eğilimden bahsediyorum." ifadesini kullandı.
- "BATI MEDYASI FAS'TAKİ GELİŞMELERE LİBYA'YA GÖRE DAHA FAZLA YER VERİYOR"
Mahil, basının Libya'daki sel felaketine yaklaşımına da değinerek, "Batı kamuoyunun Libya'daki sel felaketine ilgisinin Fas'a göre daha az olduğunu söyleyebilirim çünkü Fas birçok Avrupalı için önemli bir turistik ülke ve aralarında tarihi bağlar var. Pek çok kişi Fas'ta olup bitenlerle ilgili duygularını Libya'dan daha fazla paylaştı." şeklinde konuştu.
Libya'nın rutin gelişmeler dışında gündeme gelmediğine dikkati çeken Mahil, "Basında tarafsız şekilde 'Libya'da sel oldu, 5 bin kişi öldü.' gibi haberler yer alıyor. Pek çok ülke yardım teklifinde bulunmuş olsa da genel duyguda ya da kamuoyunda Libya için güçlü empati duygusu hissedemedim." değerlendirmesinde bulundu.
Mahil, Libya'nın son derece kırılgan hale gelmesinde başta Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin sorumluluğu olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Batı'da Libya'nın eski lideri Muammer Kaddafi'yi öldürmek ve bunun ötesinde Libya devletini yok etmek için bir irade vardı. Libya'da olup bitenlerde Batı'nın sorumluluğu var. Tabii ki deprem ya da sel gibi doğal trajediler her yerde olabilir, önleyemezsiniz ya da durumu tamamen yönetemezsiniz. Ancak Libya'da devlet çökmeseydi bu sel felaketi daha iyi yönetilebilirdi."