İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi'nin 43'üncü oturumunda konuşan Serrac, Libya halkının insan haklarına saygılı sivil bir devlet kurmak istediğini ancak bazılarının bunu Libya halkına çok gördüğünü belirtti.
Serrac, "Başkent Trablus'a 4 Nisan 2019'dan bu yana saldırılar düzenleniyor ve insan hakları ihlal ediliyor. Tüm bunlar bütün dünyanın gözü önünde yapılıyor." dedi.
Uluslararası toplumun saldırganlara karşı caydırıcı bir tutum takınmadığına dikkati çeken Serrac, söz konusu saldırılar nedeniyle binlerce insanın hayatını kaybettiğini on binlercesinin ise evlerini terk etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Halkın Trablus ve diğer şehirleri tüm gücüyle savunduğunu vurgulayan Serrac, "Bu durum, Libya halkının demokratik sivil bir devlet kurmak konusundaki kararlığı ile askeri yönetim ve diktatörlüğe karşı olduğunun en bariz göstergesidir." ifadesini kullandı.
Şehirlere yapılan gelişi güzel saldırılar nedeniyle Libya halkının yanı sıra yabancıların da zarar gördüğünü, hastane ve okulların dahi bombalandığı, eğitimin aksadığını anlatan Serrac, "Bütün bunların sorumlusu saldırganlardır. Bu saldırganlara destek veren ve onlara silah yardımı yapan ülkelerden hesap sorulmalıdır." dedi.
"Savaş suçlusu Halife Hafter nedeniyle kadınlar, çocuklar, yaşlılar hayatlarını kaybetti, aileler yerlerinden edildi, çocuklar yetim kaldı." diye konuşan Serrac, Tacura'da göçmen sığınağına yapılan bombardımanda 50 göçmenin ve Trablus'taki askeri akademiye düzenlenen saldırıda 30'dan fazla öğrencinin hayatını kaybettiğini, birkaç gün önce de Trablus Limanı'nın vurulduğunu hatırlattı.
HAFTER'İN KONTROLÜNDEKİ BÖLGELERDE YAŞANAN İNSAN HAKLARI İHLALLERİ
Serrac konuşmasında, darbeci Hafter'in kontrolündeki Libya'nın doğusundaki bölgelerde yaşayan insanların ifade özgürlüklerinin kısıtlandığına dikkati çekti.
UMH Başbakanı, "Hafter milisleri kadın Milletvekili Siham Sergiva'yı Bingazi'deki evinden kaçırdılar ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Öte yandan Hafter'in adamlarından savaş suçlusu Mahmud el-Veragi de insanları şehir meydanlarında infaz etti. Bunlar yapılan insan hakları ihlallerinin iki büyük örneğidir." şeklinde konuştu.
Libya'daki insan hakları ihlallerinin araştırılması için komisyon kurulması ve saldırganların cezalandırılmasını istediklerini söyleyen Serrac, şunları kaydetti:
"Yüzlerce kilometre uzaktan savaş aletleri ve paralı askerlerle gelerek insanlara saldırılar düzenleyenler ile meşru hükümeti savunanlar bir tutulabilir mi? Uluslararası topluma hatırlatmak isterim ki, BM gözetiminde imzalanan Suheyrat Anlaşması ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2015/2259 sayılı kararına göre, Libya'daki meşru yönetim Ulusal Mutabakat Hükümeti'dir."