İsrail Kanal 13 Televizyonu ismini vermediği bir İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberde, Trump'ın sözde barış planının Müselles bölgesinde arazi mübadelesini içerebileceğine işaret edildi.
Yetkili, ABD'nin, barış müzakerelerinin yeniden başlamasının bir parçası olarak ilk defa, üzerinde yerleşimin olduğu arazilerin mübadelesinden bahsettiğini vurguladı.
İsrail merkezli Walla web sitesinde ise sözde barış planının Müselles bölgesindeki köylerin, gelecekte kurulacak Filistin devletinin bir parçası olarak kabul edilmesiyle İsrail'in sınırlarının yeniden çizilmesi ihtimalini gündeme getirdiği iddia edildi.
Söz konusu mübadelenin "Müselles'e karşılık Batı Şeria'nın yüzde 30'unun İsrail'e bırakılmasını öngördüğü" görüşüne yer verilen sitede, bölgedeki "Kefr Kara, Arara, Baka el-Garbiyye, Ummul Fahm, Kalansava, Et-Taybe, Kefr Kasım, Et-Tayra, Kefr Bera ve Celculiyye köylerinin, 1949'da imzalanan ateşkes anlaşmalarında Ürdün egemenliğine bırakılmasının gerektiği, ancak askeri sebeplerden ötürü İsrail'e bırakıldığı öne sürüldü. "Yüz binlerce Arap'ın vatandaşlığı elinden alınabilir"
İsrail parlamentosunda Filistinlileri temsil eden Ortak Arap Listesi Bloku Başkanı Eymen Avde ise ABD'nin sözde barış planının, tarihi Filistin topraklarının merkezinde yer alan Müselles bölgesindeki yüz binlerce Arap'ın vatandaşlığının elinden alınmasına zemin hazırlayacağını söyledi.
İsrail Kanal 13 Televizyonu'na konuşan Avde, "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump'ın planı, Müselles bölgesindeki yüzbinlerce Arap'ın vatandaşlığının elinden alınmasına yeşil ışık yakıyor." dedi.
Bu ırkçılığa tüm yollara başvurarak karşı koyayacaklarını vurgulayan Avde, barış ve demokrasiye inanan Arap ve Yahudilerin bu tehlikeli plana karşı koyması gerektiğini belirtti.
Sözde barış planının, İsrail'deki Arap nüfusunun oluşturduğu demografik "tehlike" nedeniyle topraklarının mübadelesini içerebileceği belirtilen Müselles bölgesinde, çoğu Müslüman Filistinli olmak üzere yaklaşık 300 bin kişi yaşıyor.