Büyükelçi Mustafa, "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü" dolayısıyla mesaj yayımladı.
Filistin halkı ve tüm dünyanın, her yıl 29 Kasım'da "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü"nü andığını belirten Mustafa, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun 1977'de aldığı kararla, 29 Kasım tarihinin "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü" olarak belirlendiğini hatırlattı.
Mustafa, "Bu karar, BM Genel Kurulunun 29 Kasım 1947'de aldığı Filistin'i bölme kararı ve bunun sonuçlarından sorumlu olduğunun itirafıdır. Aynı zamanda bu meselenin çözümsüz kaldığının vurgulanmasıdır. Bunu da bugünü anarak dünyaya hatırlatmak gerekiyor." ifadesini kullandı.
Filistin halkının, 72 yılı aşkın süredir çeşitli musibetler yaşadığını, acılar çektiğini, fedakarlık yaptığını ve topraklarından olduğunu dile getiren Mustafa, Filistin halkının mücadele ettiğini, şehit olduğunu, tarihini, vatanını ve kutsallarını koruduğu için de tutuklandığını kaydetti.
Mustafa, tüm bunların Filistin halkını yıldıramadığını ve yoluna devam etmesine engel olamadığını belirterek "Çünkü (Filistin halkı) uluslararası meşruiyet kararlarının da tanıdığı ulusal hedeflerine inandı. Uluslararası meşruiyeti ve uluslararası hukuku, meselemizi çözmek için hakem olarak kabul ettik." değerlendirmesinde bulundu.
Filistin halkının bağımsızlığa götürecek, işgali bitirecek ve barış antlaşmasına ulaştıracak müzakereleri, siyasi çalışmayı ve sivil direnişi kabul ettiğine işaret eden Mustafa, işgalci İsrail devletinin Oslo Anlaşması'ndan bugüne kadar kendilerini oyalamaya devam ettiğini ve bununla yetinmeyip, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da birçok kez iki devletli çözümü reddettiğini vurguladı.
Mustafa, Netanyahu'nun işgal altındaki Filistin topraklarını ilhak etmeyi ve yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi de sürdürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
"(Netanyahu) Başkentimiz Doğu Kudüs'ün kimliğini ve statüsünü değiştirmek için elinden geleni yaptı, faşist kanunlar çıkardı. Gazze'ye uyguladığı ablukayla, Gazze'yi vatanın diğer topraklarından ve dünyadan izole etti. Ekonomimizi baltaladı, kaynaklarımıza ve mallarımıza çöktü. Siyasi, iktisadi ve güvenlik alanında imzaladığı tüm anlaşmaları çiğnedi."
- "BİZ VE ULUSLARARASI TOPLUM TOPYEKUN REDDETTİK"
Geçen yıllarda ise ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki ABD yönetiminin, uluslararası hukuku çiğnemeye devam ettiğinin altını çizen Mustafa, böylelikle ABD'nin bir kez daha nezih bir aracı olmadığını gösterdiğine işaret etti.
Mustafa, mesajında şunları kaydetti:
"ABD yönetimi, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması, sözde barış planı 'Yüzyılın Anlaşması'nın içeriğine göre, İsrail'e daha fazla Filistin toprağının ilhak edilmesine yeşil ışık yakmasının yanı sıra 2 haftadan az bir süre önce Dışişleri Bakanı'nın (Mike Pompeo) ağzından, Kudüs dahil Batı Şeria'daki bu yerleşmelerin uluslararası hukuka aykırı olmadığını ifade etti. Bu bakan, El-Bire kentinin topraklarında yasa dışı yapılan bir yerleşim birimini ziyaret etmiştir.
Biz ve uluslararası toplum, topyekun bunu reddettik. Bu açıklama batıldır, yasa dışıdır, uluslararası hukuka aykırıdır ve 2334 sayılı BM Güvenlik Konseyinin kararı başta olmak üzere uluslararası meşruiyet kararlarına aykırıdır. Bu tarz açıklamalar, kararlar ve ABD'nin davranışları, İsrail hükümetini, işgali sürdürmeye, yerleşme faaliyetlerini artırmaya, temel Roma hukukuna ve uluslararası meşruiyet kararlarına göre cinayet sayılan suçları işlemesi için cesaretlendiriyor."
Bu vesileyle söz konusu açıklamayı ve yerleşim yerlerinin genişletilmesini bütün olarak reddeden ve kınayan tüm devlet ve uluslararası örgütlere teşekkür eden Mustafa, İsrail'in yeni yerleşim yeri inşa etmesinin açık şekilde uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.
- "FİLİSTİN HALKININ, DİĞER HALKLAR GİBİ EGEMEN VE BAĞIMSIZ DEVLET HAKKI YOK MU?"
Mustafa, uluslararası hukukun, uluslararası sistemin temel taşı olduğunu, tahrif ve çifte standart kabul etmeyeceğini vurgulayarak "İsrail'e kanun üstü devlet olarak davranmak, kanun dışı davranmasını teşvik edecektir. Uluslararası toplumun, sorumluluklarını üstlenerek toprağımıza, varlığımıza ve geleceğimize saldıran İsrail'e 'dur' demesinin vakti gelmiştir." ifadesini kullandı.
Filistin halkının, başkenti Doğu Kudüs olan 1967'de işgal edilen toprakları üzerinde bağımsız devletini kurması için pratik adımların atılmasının zamanı geldiğini vurgulayan Mustafa, "İki devletli çözüme inanan devletlerin, İsrail'i tanıdığı gibi 1967 yılı sınırında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'ni tanımasının zamanı gelmiştir. Çağımızın en uzun süren askeri işgalinin bitme zamanı gelmedi mi? Filistin halkının diğer halklar gibi egemen ve bağımsız devlet hakkı yok mudur? 1948'de topraklarından sürülen mülteci Filistinlilerinin acılarının bitmesi gerekmiyor mu?" değerlendirmesinde bulundu.
Mustafa, uluslararası hukuka bağlılığını vurgulayan devletlere teşekkürlerini ileterek uluslararası toplumu, hukuki sorumluluğu olan İsrail'in Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Filistin devletinin topraklarında yasa dışı politikaları sonucu ortaya çıkan durumu tanımamaya davet etti.
Büyükelçi Mustafa, uluslararası topluma, ortaya çıkan duruma süreklilik kazandıracak desteğin verilmemesine, işgalin kurgusu ile işgal altında olanı ayırt etme ve sorgulama çağrısında da bulundu.
- "FİLİSTİN HALKI YOK OLMAYACAK, ZULÜM VE ACIYI KABUL ETMEYECEKTİR"
Tüm acı ve çilelere rağmen, 1967 yılı sınırlarında iki devletli çözüm ve uluslararası meşruiyete dayanan adil barış için ellerini uzattıklarını dile getiren Mustafa, şu ifadeleri kullandı:
"Adalet temelli hiçbir barış sürecini reddetmedik, BM Güvenlik Konseyine Şubat 2018'de barış girişimimizi sunduk. Çözüm için uluslararası bir konferans yapılmasını istedik. Çok taraflı uluslararası bir mekanizma kurularak iki tarafa da tüm sorunları çözmek için yardımcı olmasını istedik. Uluslararası meşruiyet kaynaklarına uygun kapsamlı ve adil barış için belirlenen süreler içerisinde anlaşılan konuları uygulamak için garantiler istedik.
10 yıllar süren hayal kırıklıklarına rağmen uluslararası hukuka saygılı ve uygulanmasını garantileyen uluslararası sisteme güvenmeye devam ediyoruz. Filistin Devleti, uluslararası hukukun egemenliğini destekleyecek tüm girişimlere katılmaya devam edecektir. Bunun içinde kurumlarımızı yapılandırmak, barış kültürünü yaymak ve kadınlar ve gençler başta olmak üzere halkımıza imkanlar vermek vardır."
Mustafa, Filistin topraklarının ve halkının birleştirilmesi çabalarının devam edeceğinin altını çizerek, "Filistin halkı yok olmayacak, zulüm ve acıyı kabul etmeyecektir; toprağımızı, halkımızı ve geleceğimizi belirleme dahil haklarımızı hedef alan emperyalist işgale karşı meşru direnişine devam edecektir." ifadesini kullandı.
- "TOPRAKLARIMIZI, KUTSALLARIMIZI VE KUDÜS'Ü SAVUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Barış ve hoşgörü kültüründen de vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Mustafa, ulusal kurumları inşa etmeye devam edeceklerini, Mescid-i Aksa başta olmak üzere topraklarını, kutsallarını ve Kudüs'ü savunmayı sürdüreceklerini kaydetti.
Mustafa, Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü'nde, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğunu ifade eden, mücadelesine destek veren ve en zor günlerinde güç veren tüm devlet, hükümet, örgüt ve halklara teşekkürlerini sundu.
Türkiye Cumhuriyeti'ne ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık haklarına verdikleri güçlü destekten dolayı teşekkür eden Mustafa, Türk Dışişleri Bakanlığına, TBMM'ye, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve Türk halkına, Filistin halkının adil davasıyla dayanışma içinde olmalarından ötürü şükranlarını iletti.