Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan anlaşmayla Dağlık Karabağ'da altı haftadır süren çatışmalar durdurulurken Avrupa basınında anlaşmanın jeostratejik dengelere olası etkileri irdeleniyor. (...)
Almanya'da yayımlanan Frankfurter Rundschau gazetesi, imzalanan ateşkes anlaşmasının Azerbeycan ve Ermenistan arasında süre gelen sorunu çözmekte yetersiz kalacağı görüşünü paylaşıyor:
"Ermenistan bu savaşın sadece yarısını kaybetti ve Azerbaycan sadece yarısını kazandı. Ermenilerin kendilerini Karabağ'da rahat hissetmeleri pek olası değil, ancak zafer elde eden Azerbaycanlılar için ise yeniden müzakere masasına oturmanın gereği yok. Çatışma yeni bir aşamaya girdi, hiçbir şekilde sona ermedi. Ve bu ateşkes barış için bir çözüm değil. (...) Rus barış güçlerinin daha dumanı tütmeye devam eden savaş bölgesine girmesiyle, Moskova bir kez daha hakem ve polis rolünü üstlenmiş oldu.(...) Bir zamanlar Moskova'ya bağlı olan Azerbaycan, bu savaştan Türkiye'nin küçük ortağı olarak çıktı. (...) Bu sefer Putin ikinci kazanan gibi görünüyor."
Çek gazetesi "Lidove noviny" Dağlık Karabağ'da müzakere edilen ateşkes hakkında şu yorumda bulunuyor:
"Barış ya da en azından ateşkesin sağlanması genellikle rahatlama ya da kutlama için bir nedendir. Ancak Rusya'nın şu anda Dağlık Karabağ'da arabuluculuk yaptığı barış, daha çok endişe ve açık sorular getiriyor. Ermeniler kaybedenler, Azerbaycanlılar kazananlar gibi görünüyor. Rus birlikleri ateşkesi izleyecek, ki bu mantıklı olabilir. Ancak yeni olan husus, bir NATO üyesi olan Türkiye'nin de bu ateşkes sürecine dahil olması. Bu, Moskova'nın Kafkasya'da nüfuzunu kaybettiğinin bir işareti mi? Ya da Kremlin'in Ermenilerin sırtından Türkiye ile ilişkilerini daha da derinleştirmek isteği mi? Üç tahmin hakkınız bulunuyor.”
İngiliz The Times gazetesindeki yorum ise şöyle:
"Anlaşma, 1994 yılında yurtlarını kaybeden, yerinden edilmiş Azerbaycanlıların bir kısmının bu bölgeye geri dönmesi için umut oluşturdu. Ancak yakın zamanda bölgeden kaçan binlerce Ermeni şu anda Azerbaycan'ın kontrolü altındaki bölgeye asla geri dönemeyebilir. Rusya bölgenin sınırlarını koruyacak. Bu arada, ABD seçimlerinin gölgesindeki Batı'nın olup bitenlere eli kolu bağlı bir şekilde seyirci kalması, en çok da (Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'ı memnun etti.”