Fransa'da aşırı sağ iktidar peşinde
Fransa'da 23 Nisan ve 7 Mayıs tarihleri arasında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için kampanya dönemine girildi. AA'nın Paris muhabiri Ömer Aydın konu ile ilgili bir analiz haber kaleme aldı:

Oluşturma Tarihi: 2016-11-18 16:32:05

Güncelleme Tarihi: 2016-11-18 16:32:05

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Adaylık için sahneye çıkan iki isim aynı gün kampanya tanıtımını gerçekleştirdi. Fransız aşırı sağının tartışmasız adayı Marine Le Pen ve Ekonomi bakanlığından istifa ederek Cumhurbaşkanı François Hollande'a karşı bayrak açan Emmanuel Macron, düzenledikleri toplantılarla adaylık, seçim sloganı ve kampanyalarına dair bilgileri paylaştılar.

Aynı gün olması dışında, taktik ve söylem olarak da oldukça ilgi çeken adaylık ilanlarında, gelecek aylarda sahnelenecek seçim yarışına dair önemli ipuçları var. Le Pen sağın ve solun sembolleriyle oluşturduğu logoyla Fransa siyasetinin merkezinde olduğu sinyalini verirken, Macron içinden çıktığı siyasi kulvarı terk ettiğini ve tüm siyasi yelpazenin oylarına talip olduğunu açıkladı.

Başkent Paris'te, Elysee Sarayı'na 2 kilometre mesafede açtığı seçim ofisinde basın mensuplarıyla bir araya gelen aşırı sağ Ulusal Cephe'nin (FN) lideri Le Pen, seçim logosunu ve sloganını tanıttı. Le Pen'in sloganı “Marine Cumhurbaşkanı”, logosu ise mavi bir gül. Le Pen ‘Marine' ismiyle Fransa'yı temsil ettiklerine vurgu yapıyor ve logo olarak mavi gül tercihiyle, Sosyalist Parti'nin üzerinde kırmızı gül bulunan logosuna göndermede bulunuyor. Son üç seçimin birinci partisi FN, böylelikle Fransa'da tüm kesimlerin oylarına talip olduğunu görsel olarak da belirtmiş oluyor.

Kampanyasında mavi rengi ağırlıklı kullanan Le Pen, rengin Fransa'yı temsil ettiğine de vurgu yaparak artık Fransız halkının elit siyasetçilerin pençesinden kurtularak özgür bir seçim yapması gerektiğini savundu. Fransızcada mola yeri anlamına gelen ‘Escale' isimli kampanya merkezinin Elysee Sarayı'na yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta olduğuna vurgu yapan Le Pen, "Seçimlerin ikinci turundan sonra, buradan çıkıp Elysee'ye yürüyerek gideceğiz" dedi.

TRUMP'TAN SONRA GÖZLER FRANSA'YA ÇEVRİLDİ

ABD seçimleri sonrası tüm gözlerin çevrildiği Fransa'da, aşırı sağın oy oranı şimdiden merak konusu. İki turlu seçimlerde Le Pen'in kaderini en çok etkileyecek konu, ikinci turdaki rakibinin kim olacağı. Konuyla ilgili açıklama yapan FN Genel Sekreteri Nicolas Bay, kendileri için ABD seçim sonuçlarının oldukça memnun edici olduğunu söyledi. Bay "ABD halkı kendilerine dayatılan elitleri ve düzenin siyasetçilerini değil, sistem dışı birini seçerek özgürlüğe yürüdü" ifadelerini kullandı. Trump'ın zaferinin Fransa'daki seçmeni de ‘sistem dışı' bir adayı seçmeye teşvik edebileceğini dile getiren Bay, artık Fransızların denenmiş ve başarısız olmuş adayları tekrar denemeyeceklerine inandıklarını söyledi.

Adaylığını açıklayan eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron ise söylemlerinde daha çok yeni bir siyasi oluşuma ve yeni siyasete dikkat çekiyor. Fransa'nın geleneksel siyasi yapılara ve sınıflara veda etmesi gerektiğini söyleyen Macron, “Ülkenin değişime ihtiyacı olduğunu ve bu değişim için sistemin değişmesi gerektiğini” savunuyor. Başkent Paris'in kuzeydoğusundaki banliyösü Bobigny'de basın toplantısı düzenleyen Macron, seçim için hazır olduğunu belirterek "Cumhurbaşkanlığına adayım. Çünkü başarabileceğimize her şeyden çok inanıyorum" ifadelerini kullandı. Gelecek seçimlerin Fransa tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağını vurgulayan Macron, "Mayıs ayındaki seçimde, ülke olarak ilerlemeyi tercih edebiliriz. Bir cumhurbaşkanı sadece icraat yapmakla yetkili değildir, o aynı zamanda bu ülkenin değerlerini taşır. Buna hazırım" diye konuştu.

Fransa'nın en genç bakanlarından biri olan 39 yaşındaki Macron, geçen yıl başında, kamuoyunda Macron yasası olarak bilinen ve taşımacılık, iş yerlerinin pazar günleri açık olması gibi konuları düzenleyen reform paketi ile gündeme gelmişti. Reform paketinin meclisten geçemeyeceği tartışmalarından sonra Başbakan Manuel Valls özel yetkisini kullanmış, tasarı oylanmadan kanunlaştırılmıştı. İktidardaki Sosyalist Parti'den kopma sinyalleri veren Macron, 6 Nisan'da ‘Yürüyüş' isimli bir hareket kurarak Fransa çapında toplantı ve konferanslar düzenleme kararı almıştı. Bu yönde ilk miting 12 Temmuz'da yapılmıştı. Macron 30 Ağustos'ta da Ekonomi Bakanlığından istifa ederek görevi Michel Sapin'e devretmişti.

SARKOZY-FİLLON İTTİFAKI

Fransız sağının cumhurbaşkanı adayı ise 20-27 Kasım tarihlerinde yapılacak ön seçimlerle belirlenecek. Adaylar arasında bir önceki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, eski Başbakan Alain Juppe ve yine eski Başbakan François Fillon dikkati çekiyor.

Son kamuoyu araştırmaları Bordeaux Belediye Başkanı Juppe'nin ön seçimi kazanıp sağın cumhurbaşkanı adayı olacağını gösterse de, ikinci turda Sarkozy ve Fillon'un birlikte hareket edecekleri yönünde yorumlar da yapılıyor. Parti içinde oldukça güçlü olan Sarkozy'nin, delegeler üzerinde baskı uyguladığı da iddialar arasında. Ön seçimlerde oy kullanmak için seçmen kartına sahip olmak yeterli. Parti üyesi olmak veya adaylardan herhangi birini resmen desteklemek de gerekmiyor.

İktidardaki Sosyalist Parti'nin adayı ise Ocak ayında yapılacak ön seçimlerle netlik kazanacak. Cumhurbaşkanı François Hollande'ın yeniden aday olacağı konusunda tüm parti üyeleri hemfikir. Buna karşın Başbakan Manuel Valls'in de son haftalarda adaylık konusunda atağa geçtiği gözlemleniyor. Yakın çevresi Fransız basınına Valls için, “Hollande'ın kararına bakmadan adaylık için yarışa girecek” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. Bu da yeni yılda bir Hollande-Valls çekişmesi izleyebileceğimizi gösteriyor.

SOSYALİST PARTİ'DE ADAYLIK YARIŞI

Adaylığını açıklayan eski Ekonomi Bakanı Macron'un “Sosyalist Partili etiketini kaldırdığı” yönündeki açıklaması da yarışa farklı bir boyut kazandırdı. Macron sadece sosyalistlerin değil, tüm Fransız halkının oylarına talip olduğunu söylüyor. Bu durumda sol partilerden adaylık için Hollande ve Valls en güçlü isimler olarak dikkati çekiyor. Aday adayları arasında Çevre Bakanı Segolene Royal ve Eğitim Bakanı Najat Vallaud-Belkacem'in isimleri de yer alıyor.

ABD seçimlerinde Donald Trump'un ipi göğüslemesinden sonra, Avrupa kıtasında yapılacak seçimler daha çok önem kazandı. Fransız seçmenin, aşırı sağın yükselişi ve ekonomik sorunlar arasında geçen 5 yıl sonunda, nasıl bir tercihte bulunacağı merak ediliyor. Anket sonuçları, iktidardaki Sosyalist Parti ve Cumhurbaşkanı Hollande'ın şansının giderek azaldığını gösteriyor.

Mayıs ayına kadar Fransa kamuoyu oldukça çekişmeli ve gergin seçim kampanyalarına şahit olacak. Hükümetin, geçen yıl Paris saldırıları sonrası ilan edilen olağanüstü hal uygulamasını seçimlere kadar devam ettirme kararı da, sürecin hayli çetin geçeceğinin işareti.