Fransız bakandan, beklemedik 'PKK' çıkışı!
Barış Pınarı Harekatı 9. gününde başarıyla icra edilirken Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian'dan terör örgütü YPG'ye beklenmedik bir çağrı geldi. Drian, 'PKK ile anılmak istemiyorsanız PKK terörünü kınayın' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2019-10-17 14:34:39

Güncelleme Tarihi: 2019-10-17 14:34:39

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı operasyona karşı diplomasi izleyen Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian'dan beklenmedik PKK çağrısı geldi.

Kürt ve Iraklı yetkililerle Fransız cihatçıların durumunu görüşmek üzere Irak'a hareket etmeden önce açıklamalarda bulunan Le Drian, YPG'yi uyararak, "PKK ile anılmak istemiyorsanız PKK terörünü kınayın" dedi.

Le Drian, "YPG'nin PKK'dan otonom olduğunu ve PKK terörünü kınadığını da açıklıkla söylemesi gerekir" diye konuştu.

Türkiye'nin Suriye'ye düzenlediği operasyonunun ardından gerçekleştireceği Irak temasları öncesi BFM TV'ye konuk olan Fransız Dışişleri Bakanı Le Drian, Irak'taki temaslarında Kürt güçlerinin elinde tutulan cihatçıların durumunu görüşeceğini açıkladı:

"Kamplarda tutuklu 10 bin IŞİD militanı cihatçı var ve bunların durumu ile ilgili çok ciddi endişe içindeyiz. Bunların tutulması ve güvenli ellerde olması çok önemli. İşte bu nedenle, bölgedeki tüm aktörlerle görüşmek için Irak'a gidiyorum" dedi.

Suriye'deki durumun son derece ciddi bir noktaya geldiğini ve IŞİD'in yeniden canlanması riskinin büyüdüğünü belirten Le Drian, "Türkiye'nin askeri harekâtının ardından durum çok ciddi bir noktaya ulaştı. Her zaman IŞİD'in yenildiğini düşündük. Ama bu doğru değil. Güvenliğimiz söz konusu. Bu saldırı IŞİD için açık kapı demek. Her zaman fırsat olduğunda savaşmaya hazırlar" dedi.

Fransız Bakan, cihatçı ailelerin çocuklarını Fransa'ya getirmeye hazır olduklarını ancak cihatçı kadın ve erkeklerin Irak'ta yargılanmasını istediklerini belirterek, Irak ile hukuki çerçeveyi konuşacaklarını da dile getirdi. Le Drian, Irak yönetimi ile bu tutsakların Irak topraklarına kaydırılmasını görüşecek.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un özel temsilcisinin hafta sonu Bağdat'ta gerçekleştirdiği temasların ardından, Macron, Le Drian'dan bölgeye gitmesini istedi.

Le Figaro gazetesine konuşan Bağdat yönetiminden bir diplomat ise, "Fransız temsilcilerle, fransız cihatçıların transferi ve askeri özel güçlerinin bizim topraklarımıza gelişini konuştuk" dedi.

Türkiye'nin askeri operasyonu ve Suriye'nin ordularını bölgeye göndermesi üzerine, Fransa bölgede bulunan 400-500 askerini çekme kararı aldı.

Kürtlerin kontrolü altındaki cezaevlerinde 2 bin 500- 3 bin yabancı cihatçı olmak üzere, toplam 12 bin cihatçı bulunuyor. Bölgeden taşınmak istenen kamplarda ise 8 bini çocuk, 4 bini kadın 12 bin yabancı cihatçı aile yaşıyor.

Fransız haber ajansı AFP, Ayn-İsa'da en az 3 Fransız cihatçının IŞİD tarafından alındığını yazdı. Le Drian ise, "Ayn-İsa'da 9 kadın cihatçının kaçtığını biliyoruz" diyerek rakamı net açıkladı.

Paris, YPG ve Şam yönetimi arasındaki yakınlaşmadan ve Kürtler'in cihatçıları Şam yönetimine bırakmasından endişe ediyor.

Le Figaro, yeni cihatçıların Şam yönetiminin eline geçmesinin, Paris'e Şam'da büyükelçilik açma baskısını gündeme getirebileceğini belirtiyor. Türkiye'nin eline geçmesinin ise kartların Ankara'dan yana güçlenmesi anlamına geleceği belirtiliyor. Bu şartlarda Paris hükümeti, Irak ihtimalini güçlendirmek için temaslarını yoğunlaştırıyor.

Le Figaro, bir yıldır Irak gizli servisi INIS'in, Fransız ajanlarıyla işbirliği içinde onlarca Fransız cihatçıyı yakalayarak kendi cezaevlerin koyduğu detayını veriyor. Ancak yaz aylarından bu yana Irak yönetiminin cihatçıların tutulmasının maliyetinin yüksek olduğu gerekçesiyle bu faaliyete ara verdiği de belirtiliyor.

Amerika'nın askerlerini çekeceğini açıklamasının ardından, Paris başta olmak üzere Avrupalı başkentlerle Bağdat arasındaki müzakereler hızlandı.

Cihatçıların bırakılmaya başladığı iddialarını deperlendiren Le Drian, “Cihatçı tutsaklar halen Kürtlerin elinde. Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin elindeki kamplar henüz tehdit altında değil. O nedenle çok acil hareket etmemiz lazım" dedi.

Fransa'nın bölgede hala askeri ve sivil personeli olduğuna dikkat çeken Dışişleri Bakanı, "Bildiğim kadarıyla, şu an itibariyle, henüz Türk askeri harekâtı ve SDG'nin pozisyonu bu kampların bulunduğu bölgeye, kuzeydoğuya ulaşmadı. Bu nedenle olabilecek en hızlı biçimde koalisyon güçlerinin Dışişleri ve Savunma bakanlarını bir araya getirmek istiyoruz. Herkes yeni durum karşısında pozisyonu açıkça ortaya koymalı” dedi. Le Drian, bu çağrılarına AB ülkelerinden, İngiltere dahil tüm üyelerin katıldığı bir toplantı yanıtının geldiğini belirtti.

Çağrıya ABD'nin yanıtının sorulması üzerine Le Drian, “Amerikalılar ne yanıt verecek göreceğiz. Onların da durumlarını net bir şekilde söylemeleri gerekir. Türkiye'nin operasyonu kabul edilemez, cezalandırılmalı, kınanmalı. Ancak, bugün Atlantik ötesi ile ilişkilerde çok ciddi bir karmaşa var, angajmanlardan uzaklaşma durumu var. Amerika bir taraftan Türkiye'ye dönük yaptırım kararı alıyor, diğer taraftan Dışişleri Bakanı'nı ve Başkan yardımcısını Türkiye'ye gönderiyor. Bütün bunlar son derece çelişkili politikalar” dedi.

2001'de İkiz Kuleler'e saldırı olduğunda Fransa'nın Amerika'nın yanında Afganistan'a gittiğini belirten Le Drian, “Geldiğimiz noktada bu ilişkileri sorgulama noktasındayız. Avrupa bu durumdan zarar görmeye devam edecek mi? ABD daha net tutum alacak mı? Bunları netleştirmemiz gerekir” tespitini yaptı.

Le Drian program sunucusu Jean-Jacques Bourdin'ın “Neden Türkiye'nin AB üyeliğine resmen son vermiyorsunuz?” sorusuna, “Öncelikle bununla Kürtlerle ilgili sorununu çözmek olanaklı değil. İkincisi, Türkiye zaten bu adımlarıyla kendi kendine bu ilişkiyi tehlikeye atıyor. Çünkü yaptıkları, müzakerelerin ilerlemesine yardımcı olmuyor” yanıtını verdi.

Fransa'nın yürüttüğü politik temasların işe yaradığını ve Türkiye'nin bu adımında tümüyle yalnız olduğunu belirten Le Drian, “Sisi ve Çin de dahil, kimse Türkiye'nin operasyonuna destek vermiyor” dedi.

“Kürtler, YPG, PKK terörünü kınamalı mı ?” sorusuna Bakan Le Drian, “YPG, PKK'dan yeterince otonom olmalı ve bunu söylemeli. Irak'ta diğer Kürtlerle de görüşeceğim. Suriye'deki Kürt kimliğine ilişkin mesaj açık olarak verilmeli” dedi.

kaynak: https://www.amerikaninsesi.com