Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil edeceği zirvede, dünya liderleri, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan iklim krizine, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden dijital dönüşüm ve altyapıya kadar yerkürenin kaderini ilgilendiren sorunları masaya yatıracak.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılmayacağı zirve, ABD ile Çin arasındaki jeopolitik rekabet ile Ukrayna'daki savaş nedeniyle Batı ile Rusya arasında süregelen gerilimlerin gölgesinde gerçekleşecek. Zirve, kendini tüm bu fay hatlarının çakıştığı konumda bulan Hindistan'ın, yükselen güç olarak dünya siyaset sahnesinde nasıl bir role hazırlandığının ipuçlarını verecek.
Uluslararası ekonomik ve mali sorunları tartışmak üzere 1999'da 19 ülke ve Avrupa Birliği'nin (AB) maliye bakanları ile merkez bankası başkanlarının yer aldığı platform olarak kurulan G20, küresel finans krizinin patlak verdiği 2008'den bu yana devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı zirvelerle, farklı alanlarda dünya siyasetine yön veren kararlar alıyor.
G20, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ını, küresel ticaretin yüzde 75'ini, küresel gayrisafi hasılanın ise yüzde 85'ini temsil ediyor.
Hindistan'ın ev sahipliğindeki 18. G20 Zirvesi'nde, Kovid-19 sonrası küresel ekonomik toparlanmadaki sorunlar ve büyümenin geleceği, iklim krizine karşı yeşil kalkınmanın geliştirilmesi ve iklim finansmanı, Birleşmiş Milletler (BM) 2030 Kalkınma Hedefleri'ndeki ilerlemenin gözden geçirilmesi, teknolojik dönüşüm ve dijital altyapı, 21. yüzyılda çok taraflı uluslararası kurumların reformu ile kadınların sosyoekonomik kalkınmaya katkısının güçlendirilmesi ana konu başlıkları olacak.
- "TEK DÜNYA, TEK AİLE, TEK GELECEK"
Hindistan, kendi dönem başkanlığındaki zirvenin temasını "Tek dünya, tek aile, tek gelecek" olarak belirledi.
İlhamını Hinduizm'de kutsal sayılan eski Sanskrit yazıtlarından Maha Upanişad'dan alan tema, yeryüzündeki tüm canlı yaşamının önemini, dünya ve kainatla karşılıklı bağlarını vurgulayarak, Başbakan Narendra Modi'nin deyişiyle "evrensel birlik duygusunu" aktarmayı amaçlıyor.
- RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Rusya-Ukrayna Savaşı, geçen yıl Endonezya'nın Bali Adası'nda düzenlenen G20 Zirvesi'nde olduğu gibi bu zirvede de en çok ihtilafa neden olan konuların başında geliyor.
Savaşın başlamasından bu yana uluslararası toplantılara katılmaktan ve dış ziyaretlerden kaçınan Rusya lideri Putin, geçen yıl olduğu gibi bu zirvede yer almayacak. Zirvede Rusya'yı, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov temsil edecek.
Rus liderin Yeni Delhi'deki toplantıya video mesaj göndermesi gündeme gelmiş, daha sonra iptal edilmişti.
Zirvenin sonuç bildirisinde Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin bir ifadenin yer alması konusunda uzlaşma olmadığı ifade ediliyor. ABD ve Batılı ülkelerin, bildiride "Rusya'nın Ukrayna işgalini kınayan" bir ifadenin yer almasını savunduğu, Moskova'nın yanı sıra Pekin'in ifadeye karşı çıktığı aktarılıyor.
G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları da temmuzda yaptıkları toplantıda, "ülkelerin, Ukrayna'daki savaş konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle fikir birliğine varamadığını" bildirmişti.
Rusya ile yakın ilişkileri bulunan ve savaşın ardından Moskova'ya uygulanan ekonomik yaptırımlar nedeniyle enerji ticareti güzergahının değişmesiyle Rusya ile petrol ticaretinde artış görülen Hindistan'ın da bu konuda ısrarcı olmayacağı öngörülüyor.
- ÇİN DEVLET BAŞKANI Şİ, ZİRVEYE KATILMAYACAK
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de zirveye katılmayacak, yerine Başbakan Li Çiang toplantılarda Çin heyetine başkanlık edecek.
Çin liderinin zirveye katılmama kararı Putin'in aksine sürpriz bir gelişme oldu. Zira G20 liderler zirvelerinin düzenli gerçekleştirildiği 2008'den bu yana Çin, ilk kez toplantılara devlet başkanı düzeyinde katılmayacak.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük gelişmekte olan ülkesi Çin, başından beri G20'ye aktif katılmaya özel önem veriyordu.
Çinli yetkililer bu tercih konusunda herhangi gerekçe belirtmekten kaçınırken, G20'yi "önemli bir ekonomik işbirliği platformu" olarak gördüklerini dile getirdi.
Ancak G20 zirveleri, ekonomik işbirliğinin yanında öteden beri zamanın siyasi doğrultusunu belirleyen kritik kararların alındığı, ikili görüşmelerin yapıldığı toplantılara tanıklık ediyor. Nitekim geçen yıl Bali'deki zirvede Şi ile ABD Başkanı Joe Biden ilk kez yüz yüze görüşmüştü. Aralarındaki gerilimlerin arttığı iki ülkenin lideri, "rekabeti sorumlu şekilde yönetme" konusunda mutabakata varmıştı.
Şi'nin G20'ye katılmayarak çok taraflı bir platformda ABD lideri ile üst düzey temastan kaçınması, iki ülke arasında soğuk savaş bulutlarının henüz dağılmadığını gösteriyor.
- AFRİKA BİRLİĞİNİN ÜYELİĞE KABULÜ GÜNDEMDE
Yeni Delhi zirvesinde ayrıca Afrika Birliğinin (AfB) G20 üyeliğine kabul edilmesi gündemde olacak.
Hindistan Başbakanı Modi, haziranda üye ülkelerin liderlerine gönderdiği mektupta, Afrika Birliğine, ülkesinde düzenlenecek liderler zirvesinde tam üyelik verilmesini önermişti.
Hint lider, bu hafta başında bir Güney Afrika gazetesinde yayımladığı makalede, ülkesinin "Afrika Birliğinin G20 üyeliğinin savunucusu" olduğunu vurgulamıştı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de geçen yıl Bali'deki zirvede yaptığı konuşmada, ülkesinin, Afrika Birliğinin G20 üyeliğini desteklediğini açıklamıştı.
Öte yandan, Rusya, ABD ve AB ülkeleri de birliğin üyeliğine sıcak bakıyor.
Afrika Birliğinin geçen yılki dönem başkanı Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, geçen sene birliğe G20'de koltuk verilmesi çağrısında bulunmuştu.
Hindistan, zirvede birliğin G20'ye katılımını sağlayarak, "Batı ile küresel güney arasında köprü" imajını güçlendirmek istiyor.
- İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA BEKLENTİLER DÜŞÜK
G20 ülkeleri, iklim değişikliğine yol açan sera etkisine neden olan gazların dünya genelindeki emisyonunun yüzde 80'inden sorumlu.
Ancak iklim konusunda atılacak adımlar, ülkeler arasındaki anlaşmazlık konularından birini oluşturuyor.
2022 BM İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP27) alınan kılavuz kararların G20 tarafından benimsenerek siyasi karar ve taahhütlere dönüşmesine yönelik beklentiler gerçekleşmeyecek gibi görünüyor.
Zirve için yapılan hazırlık toplantılarında BM Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin 2025'in karbon emisyonları için "tepe noktası" kabul edilmesi gerektiğine yönelik önerisinin kabul edilmesi konusunda ülkeler arasında uzlaşma sağlanamadığı bildiriliyor.