Gannuşi: Nahda'ya dokunmak milli güvenliğe dokunmaktır
Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi, Nahda hareketinin ve parlamentodaki grubuna dokunmanın, milli güvenliğe dokunmak olduğunu belirtti.

Oluşturma Tarihi: 2017-11-11 17:00:16

Güncelleme Tarihi: 2017-11-11 17:00:16

Tunus'ta Nahda hareketi, 2016-2017 yılındaki faaliyetlerini değerlendirmek üzere toplandı.

"NAHDA'YA DOKUNMAK..."

Hareketin lideri Raşid el-Gannuşi, yıllık değerlendirme toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, "Nahda, milli güvenliğin temellerinden birini teşkil ediyor. Nahda, Tunus devriminin kazanımlarından bir parça. Hareketin ve parlamentodaki grubunun birliğine dokunmak Tunus'ta milli güvenliğe dokunmak gibidir" dedi.

"NAHDA DEMOKRATİK GEÇİŞİN TEMEL TAŞIYICISI"

Parlamentoda Nahda'nın dahil edilmediği yeni bir cephe oluşturulmasına işaret eden Gannuşi, "Nahda'ya dokunmak, demokrasi projesi için tehdit oluşturuyor. Nahda, bu projenin ve demokratik geçiş hedefinin temel taşıyıcısı. Biz oluşumlar hakkında görüşlerimizi aktarıyoruz. Daha önce de karşımızda oluşumlar ve cepheler kurulduğunu gördük. Ancak bunlar devam etmedi çünkü mevcudiyetlerinin gerekçesi yok" ifadelerini kullandı.

Nahda'nın ülkede ulusal uzlaşı gibi çeşitli konularda büyük rol oynadığını belirten Gannuşi, Nahda'nın liderlik vasfı taşıyan faal bir grup olduğunu aktardı.

NELER YAŞANDI?

Tunus'ta parlamentoda 4 grup ile bağımsız milletvekillerinin de katıldığı henüz resmi olarak açıklanmayan bir cephe oluşturulmuştu. Parlamento kulislerinde uzun süren görüşmelerin ardından kurucuları tarafından "ilerici, ılımlı" olarak tanımlanan cepheye katılan vekil sayısının 50'ye ulaşabileceği tahminleri yapılıyor.

'DEMOKRATİK İSLAM'

30 yıldır ‘ılımlı İslamcı' olarak adlandırılan Tunus Nahda Hareketi'nin lideri Raşid Gannuşi, 20 Mayıs 2016'da gerçekleştirilen partisinin 2012'den beri yapılan ilk kongresi olan açılışta laiklik ve özgürlük vurgusuyaparak şunları söylemişti:

"Dini siyasi mücadelelerden uzak tutmak istiyoruz. Tarafsızlık çağrısında bulunuyoruz. Modern bir devlet, ideolojiler, büyük sloganlar ve siyasi kavgalarla değil, uygulanabilir programlarla işler. Devletin gücü, baskı ve özgürlüklerin reddi anlamına gelmediği gibi; özgürlük de kaos anlamına gelmez.”

Kongreden önce de Fransız Le Monde gazetesine konuşan Gannuşi, Arap Baharı sonrası Tunus'ta siyasi İslam'a yer kalmadığını ifade etti. “Tunus şu an bir demokrasi. 2014 Anayasası seküler ve dini aşırıcılığa limit koydu. Siyasal İslam'ı bırakıp, demokratik İslam'a geçiyoruz. Siyasal İslam'ı temsil ettiğimizi iddia etmeyi bırakıp, Müslüman demokratlar olduğumuzu söylüyoruz” demişti.