20 Haziran Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Mülteciler Günü, ABD ve İsrail'in Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) maddi anlamda savaş açarak tasfiye etmeye çalıştığı Filistinli mülteciler meselesinin maruz kaldığı büyük tehlikelerin gölgesinde kutlanıyor.
Resmi verilere göre, 2 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi'nin 1 milyon 400'ü mülteci durumunda. Söz konusu mültecilerin bir milyonu ise gıda yardımına muhtaç.
ABD'NİN YARDIMLARI DURDURMA KARARI
ABD, Ağustos 2018'de BM Genel Kurulunca 1949'da Ürdün, Suriye, Lübnan, Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinli mültecilere yardım amacıyla kurulan UNRWA'ya mali yardımları tamamen durdurma kararı almıştı.
Filistinliler, İsrail'in Filistin toprakları üzerine kurulduğu 1948'de tehcir edilen mültecilerin dönüş hakkını tasfiye etmeyi amaçladığını belirtiyor.
MÜLTECİLERİN ZOR ŞARTLARI
Gazze'nin batısında bir kilometrekarelik alana kurulan Şatıi kampı, bölgedeki en büyük üçüncü kamp olarak biliniyor.
En çok nüfusa sahip kamplardan biri olan Şatıi kampı sakinlerinden Cemal Alyan (64), "Kampta yaşayanlar İsrail ablukasının daha çok artmasından, işsizlik ve yoksulluktan son derece muzdarip." dedi.
Alyan özellikle yaz aylarında birbirine bitişik evlerde rutubet ve haşaratın yaygınlaştığı ve bunun kamptaki hayatı daha da yorucu hale getirdiğini ifade etti.
Kamp sakinlerinin bu ortamdan kaçmak için kanalizasyon suyunun kirlettiği sahile gittiklerini kaydeden Alyan, "Tek çıkış noktamız olan deniz bile elektrik krizi sonucu kanalizasyon suyunu pompalamaması nedeniyle kirlenmiş durumda." şeklinde konuştu.
Bu durumun yanı sıra evlere ulaşan içme suyunun tuzlu olduğunu ve kullanıma uygun olmadığını aktaran Alyan, her hafta 4 dolar tutarında içme suyu almak zorunda kaldıklarını söyledi.
"BURADA ÖLÜ YA DA DİRİ OLMAK ARASINDA FARK YOK"
Balıkçılık yapan Sahar Mikdad da kampta yaşam koşullarının son derece sert olduğunu doğrulayarak, "Mülteciler siyasi düzlemde önemli bir mesele olmalarına rağmen gereken ihtimamı görmüyor." dedi.
Kamptaki gençlerin çoğunun, iş imkanlarının azlığı ve kötüleşen ekonomi nedeniyle balıkçılık yaptığına işaret eden Mikdad, balıkçıların birçok kez İsrail ihlallerine maruz kaldığını aktardı.
Son olarak İsrail'in geçen hafta Gazzeli balıkçıların avlanmasına izin vermediğini söyleyen Mikdad, "Böyle dönemlerde çocuklarımız açlıktan ölmesin diye ekmek paramızı kazanmak için canlarımızı tehlikeye atıyor ve denize açılıyoruz." diye konuştu.
İsrail askerlerinin balıkçılara karşı kovuşturma, gözaltı ve ateş açma gibi ihlallerde bulunduğuna dikkati çeken Mikdad, "Durum gerçekten çok kötü. Burada ölü veya diri olmak arasında bir fark yok. Kamptaki çocuklar, becerilerini geliştirmekten, kültürel ve spor etkinliklerine katılmaktan mahrum kalıyor." ifadelerini kullandı.
Her gün denizden döndükten sonra komşularla oturup, kahve içip sohbet ettiğini belirten Mikdad, kamp sakinlerinin her şeye rağmen bu kötü şartları aşmaya çalıştığına işaret etti.
Yaklaşık 50 yıldır bu kampta ikamet eden Muyesser Halidi (65), daha önceleri mültecilerin durumunun bundan biraz daha iyi olduğunu, iş fırsatlarının bulunduğunu ancak şimdi üniversite mezunu gençlerin işsiz dolaştığına dikkati çekti.