Giderek artan gerilim ortamında Cezayir-Fas ilişkilerini neler bekliyor?
Cezayir'in batı komşusu Fas ile diplomatik ilişkisini kesme kararı almasının ardından Cezayir-Rabat hattında tansiyonu artırıcı yeni gelişmeler yaşanırken iki ülke ilişkilerinin geleceği tartışılıyor. -

Oluşturma Tarihi: 2021-10-01 18:49:47

Güncelleme Tarihi: 2021-10-01 18:49:47

Uzmanlar, iki ülke arasında bir savaş ihtimali görünmediğini ancak kısa ve orta vadede ilişkilerin normalleşmesinin de pek mümkün olmadığını belirtiyor.

Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra, 24 Ağustos'ta düzenlediği basın toplantısında, Fas'ın "düşmanca eylemleri" nedeniyle bu ülkeyle diplomatik ilişkileri kesme kararı aldıklarını açıkladı.

Aynı gün içerisinde Fas Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada ise Cezayir'in tek taraflı aldığı kararın gerekçelerinin kabul edilmediği vurgulandı.

Cezayir'de Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un başkanlığında 22 Eylül'de düzenlenen Yüksek Güvenlik Kurulu toplantısında Fas'a ait tüm sivil ve askeri uçaklar için ülkenin hava sahasının kapatılması kararlaştırıldı.

Söz konusu adımın Fas tarafından devam eden "provokasyonlar ve düşmanca eylemler" nedeniyle atıldığı ifade edildi.

Sınır bölgelerinde artan hareketlilik

Kısa sürede iki ülke arasında giderek karmaşık hale gelen siyasi kriz, Cezayir'in "Fas yönetiminin düşmanca tutumlarını devam ettirmesi halinde önlemlerin dozajının artırılacağı" yönündeki tehditleri nedeniyle daha farklı bir boyut kazandı.

Cezayir geçtiğimiz haftalarda, iki ülke arasında tartışmalı sınır bölgesi olan Figig'e askeri ikmal gerçekleştirdi ve ülkeyi batı komşusuna bağlayan bir kara yolunun kapatılması için mühendislik çalışmalarına başladı.

Tansiyonu yükseltecek bir diğer olay ise Cezayir'in 29 Eylül'de, Fas sınırına yakın bir bölgede denizaltıların da katıldığı bir deniz tatbikatı gerçekleştirmesi oldu. "Ufukta iki ülke arasında bir savaş senaryosu ihtimali görünmüyor"

Cezayir Üniversitesi Siyaset Bilimi Fakültesi Öğretim Üyesi Tevfik Bukaide, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cezayir-Fas ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmelerin 1988 yılında iki ülkenin diplomatik ilişkilere yeniden başlama kararı almasının ardından görülen en büyük gelirim olduğunu söyledi.

Bukaide, "Ufukta iki ülke arasında bir savaş senaryosu ihtimali görünmüyor. Böyle bir seçenek gerek bölgesel ve gerekse uluslararası şartlar gereği mümkün gözükmüyor. Zaten şu ana kadar iki ülke arasında devam eden gerilim, diplomatik kararlar ve medya üzerinden devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Cezayir'in hava sahasını Fas'ın sivil ve askeri uçaklarına kapatma kararını değerlendiren Bukaide, "Rabat'ın buna karşın Cezayir'in aldığı kararı delerek hava sahasını ihlal edeceğini düşünmüyorum." dedi.

Her iki ülkenin de karşı taraftan "gelmiş ve gelecek yeni kararlara" olabildiğince uymaya çalışacağına inandığını söyleyen Bukaide, gerginliğin daha ileri bir seviyeye çıkması durumunda komşu Mağrip ülkelerinin tansiyonun düşürülmesi için diplomatik adımlar atacağı kanaatinde olduğunu vurguladı. İki ülkenin, aralarındaki krizlerin çözümü için ara bulucuya ihtiyacı yok

Cezayir-Fas ilişkilerinin geleceğine de değinen Bukaide, "iki ülkenin yaşadığı krizlerin tabiatı gereği bölgesel ya da uluslararası herhangi bir devletin ara buluculuğuna ihtiyacı olmadığını" kaydetti.

Bukaide, "İki ülke ilişkilerinin tam anlamıyla normale dönmesi için öncelikle Batı Sahra sorununun çözülmesi gerekiyor." dedi. Kısa ve orta vadede ilişkilerin iyileşmesi mümkün değil

Faslı siyasi analist Mehdi el-İdrisi ise "kısa ve orta vadede iki komşu arasındaki ilişkilerde istenilen normalleşmenin mümkün olmadığını" ifade etti.

Cezayir'in hava sahasını Fas'ın sivil ve askeri uçaklarına kapatmasına ilişkin İdrisi, şunları kaydetti:

"Cezayir'in attığı sert adımlara karşın Fas daha mutedil ve soğukkanlı hareket etmeye çabalıyor. Örneğin, Cezayir'in hava sahasını kapatma kararına Rabat misliyle karşılık vermedi ve şu an Fas hava sahası Cezayir uçaklarına açık durumda."

Cezayir'in sınır bölgelerinde gerçekleştirdiği askeri operasyonları "gösteri" olarak nitelendiren İdrisi, "Bölgenin şartları ve iki devletin de Müslüman halklara sahip olduğu gerçeği göz önüne alındığında savaş çok uzak bir ihtimal." şeklinde konuştu.