11 Eylül saldırılarının faili olduğu iddia edilen El Kaide'nin lideri Usame bin Ladin'in, Neptün Mızrağı Operasyonu'nda öldürülmesinden bu yana neredeyse 11 yıl geçti.
Ladin'in öldürülmesine ilişkin birçok spekülasyon sık sık gündeme gelirken, Pakistan'da yapılan operasyonu araştıran gazeteciler ve görgü tanıklarının ifadesi, bu iddiaların doruk noktası oldu.
Rus basınından Sputnik International'a konuşan gazeteci ve görgü tanıkları, bir terör operasyonu düzenlenip düzenlenmediğinden hala şüphe duyduklarını söyledi. Kaynaklara göre, Bin Ladin'in o gün yerleşkede olduğu hiçbir şekilde teyit edilemiyor.
Operasyonu sahada haber yapan Pakistanlı gazetecilerden biri olan Suheyl Abbasi, Mayıs 2011'de Abbottabad'da yaşananların Washington'un itibarını küresel toplum ve Amerikan vatandaşları önünde kurtaracak bir performanstan başka bir şey olmadığına inandığını söyledi.
Görgü tanıklarından Raja Harun, "Bin Ladin'in binada olmadığından eminiz. Ancak ailesi kesinlikle bölgede birkaç yıldır yaşıyordu." Harun, Pakistan hükümetinin Abbottabad Komisyonu adlı bir bildiri yayınladığı ana kadar, tüm operasyonu gözlemledi. Bin Ladin'in bulunduğu iddia edilen binadan birkaç metre ötede oturuyordu.
Harun ilk başta, ABD baskınında birinin öldüğüne dair herhangi bir raporu veya başka kanıt bulunmadığını ileri sürerek şu ifadeleri kullandı:
"Ancak daha sonra dünyadaki herkes gibi biz de Amerikan ve Batı medyasında Usame bin Ladin'in şehrimizde öldürüldüğü haberlerine şaşırdık. Ardından yerli ve yabancı gazeteciler gelmeye başladı, olay takip edildi. Obama'nın dünyanın en tehlikeli terör örgütünün başkanının öldürülmesine ilişkin açıklamaları ve tebrikleri ile cesedinin denize atılması aptalca ve gülünç bir açıklamaydı.'
Neptün Mızrağı Operasyonu, ABD'nin El Kaide lideri ve kurucusunu ortadan kaldırma operasyonunun kod adıydı. 1990'ların sonlarından bu yana bin Ladin, ülkenin bazı bölgelerini yöneten Taliban'ın desteğiyle Afganistan'da saklanıyordu.
New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Washington'daki Pentagon binasına yapılan ve 3.000'den fazla Amerikalının hayatına mal olan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD, Bin Ladin'in Afganistan'dan iadesini talep etti. Taliban'ın iade etmeyi reddetmesi, ABD'nin 20 yıl sürecek işgalinin önünü açtı.
Ancak bin Ladin, Afganistan'daki Taliban rejiminin ABD ve müttefikleri tarafından devrilmesinin ardından tutuklanmaktan kurtulmayı başardı. Birkaç yıl boyunca, El Kaide lideri siyasi olarak aktif olmaya devam etti, sürekli olarak televizyona çıktı ve yeni tehditler savurdu, ancak yeri bilinmiyordu.
CIA 2010 yılında, Pakistan'ın Abbottabad şehrinde bulunduğu iddia edilen yerleşkesini ziyaret eden bin Ladin'in kuryesinin izini sürdü. El Kaide liderini öldürme operasyonu, aylarca süren gözetim ve özel kuvvetlerin Bin Ladin'in yerleşkesinin bir kopyasına baskın yapmak için eğitilmesinin ardından 1 Mayıs 2011'de Afganistan merkezli başladı.
İddiaya göre bin Ladin'in cesedi, Afganistan'ın Celalabad kentindeki üsse nakledildi. Orada, cesedin fotoğrafı çekildi ve ertesi gün DNA analizi, onun Bin Ladin olduğunu doğruladı. Daha sonra, ceset Umman Denizi'ndeki USS Carl Vinson gemisine götürüldü ve herhangi bir bağımsız taraf Bin Ladin'in ölümünü teyit edemeden, denize atıldığı ileri sürüldü.
Operasyonun sözde detayları, Bin Ladin'in öldürülmesinden üç ay sonra The New Yorker tarafından yayınlandı. Kaynak: star.com.tr
