“Türk gemilerini batırma emrini aldım” açıklaması ile Ankara'nın tepkisini çeken Libya Ulusal Ordusu (LUO) Donanm Komutanı Ferec el-Mehdevi, Libya Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin Türk limanlarından gelen gemilerin 24 saat boyunca hareketlerini izlemek için Yunan donanmasıyla işbirliği yaptığını söyledi.
Ferec el-Mehdevi, “En başta Hava Kuvvetleri olmak üzere ordunun çeşitli bölümlerinde tam bir koordinasyon hâkim. Libya Ulusal Ordusu, ülkeye yönelik herhangi bir tehdidi veya ordunun başkent Trablus'u terörist milislerden kurtarmasını engelleyecek bir hedefi yok etme gücüne sahip. Öte yandan ordu herhangi bir Türk saldırısını da önleyecek güçte" dedi.
Şarku'l Avsat'a açıklamalarda bulunan Mehdevi, Libya Hava ve Deniz Kuvvetleri, Türk limanlarından gelen gemilerin 24 saat boyunca hareketlerini izlemek için Yunan donanmasıyla işbirliği yaptı. Libya'nın batısındaki şehirlere, özellikle Misrata ve Trablus'a doğru yöneldiğinden şüphelenilen herhangi bir gemiye derhal müdahale edilecek. Donanma ve Hava Kuvvetleri için bu gemileri batırmak zor bir iş olmasa da gemilerin durdurulması için daha iyi seçenekler var. Bu şüpheli gemilerin durdurulması uyarılarımızın ciddiyetini dünyaya kanıtlayacak. Ayrıca Türkiye'nin silah ve terör unsurlarını Libya'ya yolladığına ilişkin yaptığımız konuşmaların ne denli ciddi olduğu gün yüzüne çıkacak. Bu terörist unsurların arasında DEAŞ'lılar da bulunuyor. Fayiz es-Serrac ile Türkiye arasında son zamanlarda imzalanan anlaşmaların en tehlikeli yansımalarından biri; Ankara için yeni bir geçiş noktası açılmasına izin verilmesi ve bu geçiş noktasından daha fazla silah ve terörist unsurun geçmesinin sağlanması. Bu da Libya Ulusal Ordusu'nun Trablus'taki savaşında ilerlemesini tehdit ediyor” açıklamasında bulundu.
Donanmanın bütün Libya kıyılarını kontrolü altında bulundurmadığına dikkat çeken Ferec el-Mehdevi, “Ancak bu durum bazılarının Libya'nın karşı karşıya kaldığı herhangi bir tehditle başa çıkma kabiliyetini küçümsemesine yol açmamalı. Yeteneklerimize ve kapasitemize olan inancımızın yanı sıra saflarımızdaki tecrübe ve liyakate güvenerek ulusal güvenliğimizi tehdit eden herhangi bir gemiyi hedef alabileceğimize veya batırabileceğimize dair uyarılarımızı yaptık. Silah veya terörist unsurlar ile dolu gemiler, sondaj kuleleri ve keşif gemileri donanmamız için meşru bir hedef olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda, Fayiz es-Serrac'ın Türkiye ile “esas olarak üzerinde kontrol sahibi olmadığı alanlar hakkında deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat muhtırası imzaladığını” vurgulayan Mehdevi, “Sözünü ettikleri doğu bölgesindeki deniz sınırlarının tamamı Libya Donanması'nın kontrolü altında. Başkentte bugün Libya Ulusal Ordu'sunun bulunduğu yerler ile Fayiz es-Serrac'ın ikamet ettiği yer arasında sadece birkaç kilometre var” ifadelerine yer verdi.
Ayrıca ordudaki herkesin askeri liderliğin talimatına göre hareket ettiğini vurgulayan Ferec el-Mehdevi, “Biz, Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'nun komutanları ve unsurlarıyız. Ordunun kurallarına ve uluslararası yasalara uyulması konusunda talimatlar açık. Hangi milletten olduğuna bakmaksızın yasal bir şekilde geçiş yapan gemileri batıracak bir grup paralı asker veya korsan değiliz” dedi.
Libya Donanması'nın kontrolü altındaki sınırlara değinen Mehdevi, “Libya'nın doğu kıyıları ile Tikrit Adası'nın güneyinde bulunan büyük bir su yolunu kontrolümüz altında bulunduruyoruz. Türkiye'nin gemi göndermeye kalkışacağını tahmin etmiyoruz, çünkü bölgenin kontrolümüzde olduğunu biliyorlar. Türk gemilerinin hareket ettiği güzergâhtan haberdar olmak için tüm gemi trafiğini veya bize ulaşmaya çalışabilecekleri diğer deniz kanallarını yakından takip ediyoruz” dedi.
Donanmanın rolünün sadece deniz kıyılarını korumakla sınırlı olmadığını belirten Ferec el-Mehdevi sözlerini şöyle sürdürdü: “Deniz Piyadeleri şu anda Trablus Savaşı'na katılıyor. Halife Hafter'in başkentin kalbine ilerleme çağrısı yapması üzerine Libya Ulusal Ordusu'nun tüm kuvvetleri saldırılarını yoğunlaştırdı. Libya Ulusal Ordusu sivil halkın can ve mal güvenliğini sağlama stratejisini sürdürürken Trablus'un çevresindeki çeşitli bölgelerde nitel bir ilerleme kaydetti.”