Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Haiti... 100 çete, 3 bin çete üyesi, yarım milyon kaçak silah

2012-2016 yıllarında Havana Büyükelçiliği görevinde bulunan diplomat Hasan Servet Öktem, geçtiğimiz gün suikast sonucu öldürülen Haiti devlet başkanı Moise’nin ülkesi Haiti üzerine gözlemlerini paylaştı. Öktem'in T24'te yayımlanan yazısından önemli paragraflar...

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-10 14:38:31

Haiti... 100 çete, 3 bin çete üyesi, yarım milyon kaçak silah

Küba'da görev yaptığım dönemde (2012-2016) dönemde, ayrıca 9 Karayip ülkesinden de sorumlu idim. Bu ülkeler arasında bulunan Haiti'yi 2 kez ziyaret imkânı buldum. Önceki cumhurbaşkanı Michel Martelly'e güven mektubumu sunarak ülkemizin Karayip'lere bakışını ve ilgisini arz ettiğim günü ayrıntılarıyla hatırlıyorum. Haiti'de birkaç gün kalır, arka sokaklarda biraz dolaşırsanız, ülkenin fakirliğini ve yaşadığı kaosu derhal fark edersiniz.

Nasıl bir ülke?

Haiti hem bölgenin, hem de kuzey yarımkürenin en fakir ülkesi. Küba ile Porto Riko arasında kalan İspanyol'a adlı adayı, Dominik Cumhuriyeti ile paylaşıyor. Nüfusu 11 milyon. Afrika'dan adaya, plantasyonlarda çalıştırılmak üzere getirilen siyahların ayaklanarak 1804 yılında kurdukları bir ülke. Bölgenin diğer ülkelerine oranla, çok erken bağımsız olmasına karşın, bir türlü kalkınamamış, bir türlü siyasi istikrara kavuşamamış maalesef. Adanın doğusunda yer alan, Acun Ilıcalı'nın Survivor programının çekildiği Dominik Cumhuriyeti'nin kişi başı geliri 10 bin dolar düzeyinde seyrederken, Haiti'nin 1300 doları aşmıyor.

Başkana suikast

Haiti'nin son üç yıldır tartışmaların odağındaki devlet başkanı Jovenel Moise, hafta içinde, evine gerçekleştirilen silahlı saldırı neticesinde öldürüldü, yaralanan eşi Miami'ye hastaneye nakledildi. Saldırıyı ülke dışından profesyonel bir ekibin ifa ettiği, katiller arasında Kolombiya'lı emekli askerlerin de bulunduğu yönünde açıklamalar yapıldı.

Sorunlar nelerdir?

Sizlere Haiti'nin köklü sorunlarını özet halinde dahi aktarmakta zorlanıyorum. Zira ülkede neredeyse, düzgün işleyen hiçbir yaygın hizmete rastlayamazsınız. Kısaca, fakirlik ve siyasi istikrarsızlıktan kaynaklanan kaos sarmalından ülkenin bir türlü çıkamadığını, kamu düzeni ve asayişin yerleştirilemediğini söyleyelim. Buna ilaveten, Haiti'yi, 3-5 yılda bir de, doğal afetler çarpar. 2010 depreminde 200 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlıyoruz. Tropik fırtınalar bölgesinde bulunan Haiti, 2-3 yıl aralarla kasırgalara teslim olur. Altyapısı zayıf ve sivil savunma hizmetleri yeterli olmadığından büyük zayiatlar söz konusu olur.

Protestolar

Devlet başkanının evinde ve yatağında katledilmesine varan olaylar zinciri 2019 yılına kadar uzanıyor. İki yıl süren ciddi bir seçim krizi ve karmaşasının ardından, 2017 şubatında göreve başlayabilen iş adamı Jovenel Moise, 2019 yılında ülke çapına yayılan protestolar ile karşı karşıya kaldı. Fiyat artışları ve akaryakıt darlığının tetiklediği yolsuzluk iddiaları nedeniyle halkın sokaklara inmesi neticesinde, parlamento seçimleri yapılamadı.

1625849140074-haaa

Öldürülen Devlet Başkanı Jovenel Moise

Ülkeyi başkanlık kararnameleriyle yönetmek durumunda kalan Moise yönetimi halk nezdinde meşruiyetini yitirdi. Sokaktaki sıradan Haiti'li, "Petro-Caribe Programı" olarak adlandırılan, Chavez dönemi Venezuella'sının çok elverişli koşullar altında Haiti'ye ihraç ettiği petrolün satışından (reexport) sağlanan 4 milyar dolar düzeyindeki meblağın, ülke yönetimi tarafından iç edildiğine inanıyor.

Tartışma noktaları

Öte yandan, muhalefet, başkanın görev süresinin 2021 şubatında sona erdiğini öne sürerken, müteveffa Moise ise, 5 yıllık sürenin 2022 de son bulacağı hususunda ısrarcı oldu. Neticede, uluslararası toplumun baskı ve müdahalesiyle, meclis ve başkanlık seçimlerinin bu sene eylül ayında düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Haiti'de adil ve serbest seçimler düzenlenmesi kolay iş değildir. Bu gelenek ve yetenek, maalesef, yeterince gelişmemiştir ve bugünden yarına ortaya çıkmaz. Bu defa, uluslararası destek ile, eylül ayında, seçimler, kazasız ve güvenilir biçimde gerçekleştirilir inşallah derken, ülke başsız kalıverdi. Anayasada, başkanın vefatı halinde yüksek yargı başkanının göreve vekalet edeceği kayıtlı, ancak bu zat-ı muhterem de ahiren Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğinden, ülkenin kime emanet edileceği meselesi ortaya çıktı. Muhalefet, ülke yönetimine yüksek mahkeme üyesi bir yargıcın vekalet etmesini savunuyor.

Müteveffa başkanın, seçimleri düzenlemek üzere, önceki hafta atadığı başbakan, henüz yemin ederek göreve başlayamadığı cihetle, halen kâğıt üzerinde halef ve selef iki siyasetçi, başbakan sıfatıyla eylül seçimlerini kendisinin düzenleyeceğini iddia ediyor.

1625849034045-ha

Güvenlik var mı?

Haiti'nin yukarıdaki derin siyasi istikrarsızlık tablosuna vahim asayiş vaziyetini de ilave edersek büyük manzara daha iyi görülecektir: 2021 yılının ilk 4 ayında 170 adet kaçırma-fidye vakası vuku bulmuş. 100 civarında çetenin, 3 bin çete mensubunun ve yarım milyon kaçak silahın kol gezdiği Haiti'de, yasadışılığın, artık "fidye endüstrisi"ne dönüştüğü dikkat çekiyor. Devlet başkanına yönelik suikastın, çeteler arası mücadelenin bir yansıması veya türevi olabileceği tahmin ediliyor.

Türkiye ve Haiti

Türkiye, 2010 depreminin ardından, Dışişleri, Latin Amerika ve Karayipler koordinatörü büyükelçi Osman Ulukan'ı Haiti'ye gönderdi. Ciddi bir yardım çeki takdim ederek bu bahtsız ülkeye moral verdi, yanında durdu. 2012 yılında, bir Türk derneği, başkentin La croix des Bouquets semtinde, 60 yataklı bir hastane inşa etmek üzere kolları sıvadı, bina zamanında tamamlandı.

Ancak Haiti Sağlık Bakanlığı, hastaneyi, işletme kapasitesi olmadığını ileri sürerek teslim almaktan kaçındı. Türkiye'nin hastaneyi işletmesinde ısrarcı oldu. 15 Temmuz ayaklanması, inşaatı tamamlanan ancak içi tefriş edilemeyen hastaneye vurulan son darbe oldu. Dernek ortadan kaybolunca, Havana Büyükelçiliğimizin gayretleriyle, ABD üzerinden, bağış mahiyetinde, 4 konteyner dolusu hastane malzemesi ve sağlık cihazı Haiti'ye gönderildi. Ancak malzemelerin gümrükten çıkarılması, hastanenin tefriş edilmesi ve sağlık hizmeti sunmaya hazır hale getirilmesi bir türlü mümkün olmadı. 2018 yılında yerel basında çıkan bir yazıda, yarım kalan Türk hastanesinin bahçesinde otların uzadığı, tavukların gezindiği ve ineklerin otladığı kaydedildi.

Haber Ara