Vahdet gazetesinden Feyza Gümüşlüoğlu'nun haberine göre;
SMDK başkanlığına ikinci kez seçildiniz. İlk dönem başarılı geçti sonucunu çıkarmalı mıyız buradan?
Birinci dönemde kendimize hedefler koyduk başkanlık heyeti olarak. Dört temel hedefimiz vardı. İlki koalisyon ve Suriye muhalefetinin yapısının korunması, birlikteliğinin sağlanması. ikinci olarak uluslararası camia karşısında SMDK'ya tekrar eski itibarını kazandırmak. Muhalefet ile askerler arasında, Üçüncüsü ÖSO dışında kalan askerlerle iletişim kurmak, bir milli ordu kurmak. Dördüncü ve son olarak da insiyatifi ele almak.
Bu hedeflerden ne kadarı gerçekleşti sizin başkanlığınızda
Maalesef ilk hedefte çok başarılı olamadık. Şunu farkettim, parlamenter sisteme uyan bir muhalefet yapısı ile konsensus sağlamak çok zor. Suriye ordusu ve koalisyonda bir çok farklı fraksiyon var, sağcısından solcusuna, Süryanisinden Arab'ına. Tüm bu farklılılarla beraber birlikte hareket etmek çok kolay değil. Kararlar geç çıkıyor. Ama sonuçta bizim hedefimiz tek, o da rejimi düşürmek ve özgürlükçü, demokratik bir rejim tesis etmek. Bu hedef doğrultusunda kısmi de olsa konsensus mekanizması işliyor. Çok ciddi köprüler kurduk Suriye'deki askerler, aktivistler ve STK'lar ile. Bu kısmen de olsa koalisyonun tekrar kucaklayıcı zemini kazanmasını sağladı.
REJİM TERÖRÜ BESLİYOR
Saha ile ilişki ne durumda?
Yüzde yüz birliktelik yok ama diyaloğumuz iyi. Uluslararası camia ile de çok iyi diyalog içindeyiz. Koalisyonun siyasi tutumunun bir çok ülke tarafından paylaşıldığını görüyoruz. Esed rejimini düşürmeden terörle mücadele olmayacağını söyledik ve ABD de dahil olmak üzere bir çok ülke şu an bu konuda hem fikir. Esed rejimi ve IŞİD aynı paralelde, bunu artık birçoğu söylüyor. İkinci dönemde de aynı hedeflere devam edeceğiz ama kuzeyde çok ciddi değişiklikler var. Türkiye'nin teröre karşı savaş başlatması bize imkan yaratacak çünkü bizim en çok muzdarip olduğumuz konu, kuzeyde ve doğuda Esed birlikleri değil IŞİD'in devreye girmesi. Esed'den kurtardığımız toprakların IŞİD tarafından ele geçirilmesi bizi çok zorluyor. IŞİD'e karşı yapılacak savaş tabi ki bizim elimizi güçlendirecek. Kuzeydeki boşluğu değerlendireceğiz. Hem milli ordunun çekirdeğini yaratmış olacağız, hem de sivil yönetim uygulamış olacağız, bu da Esed sonrası devlet şeklinin senaryolarını pratik hale dökmüş olacak.
PKK'ya yönelik operasyon da bu anlamda sizin elinizi güçlendiriyor mu?
Biz Suriye muhalefeti olarak baştan beri Türkiye'nin operasyonunu destekledik. PKK operasyonunun geç kalınmış, çok gerekli bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Esed, vekil olarak IŞİD ve diğer terör örgütlerini tayin ederek Suriye halkı ile mücadele ediyor. Gerek PKK unsurları gerekse IŞİD unsurları Esad rejimi ile bir olmuş Suriye halkı ile savaşıyor. IŞİD'e karşı ve genel olarak teröre karşı yapılacak mücadele mutlaka Suriye'nin lehine sonuçlanır.
Dünya için Esed rejiminin değil IŞİD'in tehdit olması can sıkıcı değil mi?
Her ne kadar uluslararası koalisyon güçleri IŞİD ile savaşsa da Esad'ın Suriye geleceğinde rolü olamayacağını artık onlar da dile getiriyolar. IŞİD'e karşı savaş Esed kalsın anlamına gelmiyor.
İRAN DESTEKLİYOR
İran ile yapılan nükleer anlaşmanın Suriye'ye etkileri ne olur?
Nükleer müzakerelerin sonuçlanması ile bazı değişimler yaşandığına şahit olduk. Suudi Arabistan'ın Yemen'de daha rahat davrandığını, Türkiye'nin de kuzeyde operasyon başlattığını görüyoruz. Nükleer anlaşma illa şer olarak yorumlanmamalı. Biz biliyoruz ki İran sonuna kadar Esed rejimini destekliyor. Son kuruşuna kadar da buna devam edecek. Hatta ve hatta biz Esed'e karşı değil tamamen İran sömürüsü ve işgaline karşı bir kurtuluş savaşı verdiğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden nükleer anlaşma olsun olmasın, İran Esed'ın yanında durmaya devam edecektir.
İran'ın elini güçlendireceğine, daha agresif hale getireceğine dair endişeniz yok mu?
Bizim gördüğümüz kadarıyla müzakeler sırasında İran ile müzakere eden taraflar, süreç etkilemesin diye İran'ın bölgedeki nüfuzuna dokunmadı, yayılımına da ses çıkarmadı. Müzakerelerin sonuçlanması ile dengelerin değiştiğini de görüyoruz, gerek Yemen'de gerekse Suriye'nin kuzeyinde. Ben anlaşmanın şer olarak yorumlanmaması gerektiğini düşünüyorum. ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi önemli müttefikleri ile bölgede İran nüfuzuna karşı, terörist grupların nüfuzuna karşı bir savaş başlatmış oldu. Bu savaşı bizim hayır olarak yorumlamamız lazım. Bence Yemen'de İran etkisinin kırıldığı gibi Suriye'de de muhalefetin ve Suriye halkının güçlenmesiyle İran, etkisini zamanla kaybedecek.
SEÇİM SÖZ KONUSU DEĞİL
İran'ın 4 maddelik Suriye çözüm planı yer aldı basında. Uluslararası gözetimde seçim yapılsın deniyor. Böyle bir öneriye sizin yaklaşımınız ne olur?
Planın bu maddeler ile sunulup sunulmadığı henüz net değil, ancak biz Esad yönetimi gölgesinde seçim yapılmasına karşıyız. Uluslararası denetimde seçim yapma vaadleri sadece oyun. Esad uluslalarası gözetim olsun olmasın, Suriye'de seçim kaybetmez. Suriye bir istihbarat rejimidir. Kaldı ki Suriye halkının yarısı evlerini terk etmişken seçim yapılması mümkün değil. Ayrıca Esed'in meşru bir yönetim olmadığını 120 ülke söylüyor. meşru olmayan bir yönetimin seçim yapması söz konusu olamaz. Seçimler ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gereğince, iki tarafın bir araya gelip bir geçiş hükümeti üzerinde anlaşması durumunda münkün olur. Bu ve benzeri öneriler Cenevre anlaşmasını by-pass etme çabalarıdır. Seçim yapalım diyerek Esed'i meşru devlet başkanı olarak tanımış oluyorsun, bir savaş suçlusunun meşruiyetini tanımış oluyorsun. Bu asla kabul edilemez.
TOPRAKLARI GERİ ALACAĞIZ
Rusya cephesinde durum ne? Son olarak Lavrov Doha'daydı, Moaz Hatip ile de görüştü.
Rusya'nın tutumunda şimdilik bir değişim yok. Yakında Rusya'ya ziyaretimiz olacak. O zaman pozisyonlarını göreceğiz.
Türkiye'nin Suriye'ye girme ihtimali çok dillendirildi. Bu ihtimali gerçekçi buluyor musunuz?
Ben tahmin etmiyorum ama kuzeyde IŞİD ve PKK'ya karşı başlatılan savaşın bize olumlu bir yansıması olacaktır. ÖSO'nun, IŞİD'e kaptırdığı toprakları tekrar ele geçirmesi konusunda yardımı olacak.
Türkiye'deki siyasi atmosfer Suriye'yi nasıl etkileyecek? Olası bir koalisyon endişe yaratıyor mu muhalefette?
Ak Parti döneminde Suriye muhalefeti ve halkına ciddi destek olunduğu aşikar, ama bunun artık parti değil devlet politikası haline geldiğini düşünüyoruz. Bu nedenle çok fark etmiyor ama tabi CHP'nin bir takım açıklamaları oldu. Özellikle Suriyeli mülteciler aleyhine bazı açıklamaları oldu. CHP heyetleri Esad yönetimini 4 kez ziyaret etti ve destek mesajları verdi. CHP'nin Suriye muhalefetine bakışı olumlu değil ama CHP ile koalisyon dahi olsa bunun devlet politikasını etkilemeyeceğini düşünüyoruz.
HDP, PKK VE PYD BİRLİKTELİĞİ
Suriye muhalefeti CHP'yi ikna etmek için yeterince çabaladı mı?
CHP ile toplamda ikikez görüştük. Ancak maalesef bize karşı pozisyonları açık ve net, Esed'den yana. CHP'nin pozisyonunu bilmemizle birlikte, şayet CHP ile bir koalisyon olursa Suriye politikasının bundan etkilenmeyeceğini düşünüyoruz.
HDP'nin barajı geçmesinin bugünkü karanlık tabloya katkısı ne oldu sizce?
HDP'nin seçimden sonra maalesef PKK ve PYD'nin yaptığı bazı eylemlere ses çıkarmaması bizim için sorgulanması gereken bir pozisyon. PYD, PKK'ya yakın ve Esed rejimiyle ilişkisini kestiğini de halen açıklamadı. HDP Türkiye'de bir siyasi partidir fakat bölgede PKK ve uzantılarının uyguladığı politikalar hep birlikte ele alınmalı. Bu bakımdan HDP'nin bugünkü tutumunun sorgulanması gerekiyor.