İslami Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birimi üyelerinden Musa Ebu Merzuk, Yüzyılın Anlaşması'nı ve siyasi çözüm adı altında pazarlanan projeleri reddettiklerini söyledi.Ebu Merzuk, sosyal paylaşım sitelerinden Twitter'daki hesabında bu sabah yaptığı açıklamada, zaman zaman Sina Yarımadası'ndan bir bölümün Gazze Şeridi'ne ekleneceği haberlerinin dolaştığını belirterek, “Bu proje halkımız ve tüm grupları tarafından reddediliyor” dedi.Filistin yerine alternatif olarak başka bir vatanı kabul etmeyeceklerini belirten Ebu Merzuk, işgal altındaki topraklarını özgürleştirme ve direniş yolundan da dönmeyeceklerini ifade etti. Sina'nın bir bölümünün Gazze Şeridi'ne ekleneceği haberinin Yüzyılın Anlaşması'nın bir parçası olabileceğine işaret eden Ebu Merzuk, Yüzyılın Anlaşması'nın Filistin davasını hedef aldığını ve gerçekleşmesine izin vermeyeceklerini bildirdiSon günlerde sosyal medyada ve internet sitelerinde yayınlanan ve Sina Yarımadası'nın bir bölümünün Gazze Şeridi'ne eklendiğini gösteren haritanın gelecekte kurulacak Filistin devleti olduğu öne sürülmüştü.
‘YÜZYILIN ANLAŞMASI İSRAİL'İN İŞGALİNİ PEKİŞTİRİYOR
İddialara göre, Filistin yönetiminin karşı çıktığı plan, başını Kudüs'ün statüsünün çektiği dört ana başlıktan oluşuyor. Filistin meselesinin en önemli başlıklarından birisi elbette Kudüs. Bugün itibarıyla Doğu ve Batı Kudüs olarak ikiye ayrılan şehirde Batı Kudüs İsrail'in kontrolünde, Doğu Kudüs ise İsrail'in işgali altında bulunuyor. Filistin tarafı kalıcı bir barışın sağlanması için 1967 sınırları içinde başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının kırmızı çizgileri olduğunu dile getirse de Trump'ın bu isteğe kulak tıkadığı belirtiliyor. "Yüzyılın Anlaşması" planında, Kudüs'ün tamamının "İsrail'in başkenti" olarak kalması, kurulacak Filistin devletine ise Doğu Kudüs ile işgal altındaki Batı Yaka arasında yer alan kenar mahallelerde yeni bir başkent inşa edilmesi hedefleniyor. ABD yönetimi Filistin devletinin yeni başkentinin inşa edilmesi için 40 milyar dolarlık bir yardım toplamayı düşünüyor. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın da içinde yer aldığı "Eski Şehir" bölgesinin ise uluslararası koruma altına alınması ve Kudüs dışında yaşayan Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya ziyaretlerinde herhangi bir zorluk çıkarılmayacağı iddia ediliyor.
‘BATI YAKA'DAKİ YASA DIŞI YAHUDİ YERLEŞİMLERİN BÜYÜK KISMI BOŞALTILMAYACAK'
"Yüzyılın Anlaşması" planında Filistinlilerin karşı çıktığı bir başka konu işgal altındaki Batı Yaka'da bulunan yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri. İsrail, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Yaka'da yüzlerce yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşa etti. İsrail'in bugün itibarıyla Batı Yaka'da 131, Doğu Kudüs'te 10, Batı Yaka'nın tepelerindeki bölgelerde ise 116 yasa dışı yerleşim birimi kurduğu ifade ediliyor. Plana göre, Batı Yaka'daki bu yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerinin büyük bir bölümü varlığını sürdürmeye devam ederken, çok az bir kısmının yerleri değiştirilecek. Bu da Filistin tarafı planı kabul etse bile Batı Yaka'daki İsrail işgalinin fiili olarak devam edeceği anlamına geliyor. Ayrıca kurulacak Filistin devletinin Batı Yaka'daki toprakların yalnızca yarısına yakınını elinde tutması ve sınırlarının İsrail güçleri tarafından kontrol edilmesi hedefleniyor.
‘GAZZE'DE BAĞIMSIZ BİR BAŞKA DEVLET KURULACAK'
Planda en çok merak edilen konulardan biri de şüphesiz Gazze'nin geleceği. Basındaki iddialara göre abluka altındaki Gazze'ye özel bir statü verilerek bağımsız bir devlet kurulacak. Buranın güvenliğinin de Mısır'a devredilmesi düşünülüyor. Batı Yaka ve Gazze'de kurulması hedeflenen iki ayrı devletin kontrolüne bırakılacak alanın tarihi Filistin topraklarının sadece yüzde 11'ine tekabül ettiği dile getiriliyor.
‘FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERİN TOPRAKLARINA DÖNMESİNE İZİN VERİLMEYECEK'
İsrail yönetimi, kurulduğu 1948'den bu yana milyonlarca Filistinliyi zorla topraklarından çıkardı. Bugün itibarıyla yarısından fazlası ülke dışında olan 5,9 milyondan fazla Filistinli mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin, 1,3 milyona yakını Gazze'de, 800 bine yakını ise işgal altındaki Batı Yaka'da yaşarken, geri kalan Filistinli mülteciler ise komşu ülkeler Suriye, Lübnan ve Ürdün'de bulunuyor. Filistinli mülteciler uzun yıllardır topraklarına dönmek için mücadele ediyor. Yine basında yer alan iddialara göre, planda Filistinli mültecilerin evlerine dönmesine izin verilmeyeceği belirtiliyor. Bu nedenle Filistinliler, Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" dediği bu planı 5,9 milyon mültecinin geri dönüşünü sağlamak yerine İsrail işgalini meşrulaştırma çabası olarak görüyor.
BEŞ ARAP ÜLKESİNİN PLANI DESTEKLEDİĞİ İDDA EDİLİYOR
Filistin tarafının planı görüşmeye yanaşmaması ABD yönetimini zora sokuyor. Washington yönetimi bölge ülkelerinin desteğini arkasına alarak Filistin yönetimi üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Bu kapsamda Trump'ın damadının geçen hafta Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar'a yaptığı ziyaretler oldukça önem arz ediyor. Görüşmelerin sonuçlarına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmasa da basında ABD yönetiminin istediğini aldığı ileri sürülüyor. Kushner'in 19 Haziran'daki Ürdün ziyaretinden bir gün önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sürpriz bir şekilde Amman'ı ziyaret ederek Kral 2. Abdullah ile bir araya gelmesi ve Kral'ın geçen pazartesi Beyaz Saray'da ABD Başkanı Trump ile görüşmesi Washington yönetiminin bölge ülkelerinin desteğini alma çabası olarak yorumlanıyor. İsrail'in Hayom gazetesinde yer alan haberde ise Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Ürdün'ün "Yüzyılın Anlaşması" planına destek verdiği iddia edildi. Bir diğer dikkat çekici iddia da Suudi Arabistan'ın Mahmud Abbas'a planı kabul etmesi için baskı yaptığı yönünde. İsrail'in Kanal 10 televizyonu, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kasım 2017'de Riyad'ı ziyaret eden Abbas'a "ABD'liler ne önerirse kabul et ya da istifanı ver" dediği iddiasında bulundu. Filistin yönetimi ise Donald Trump'ın planını kabul etmeleri için Arap ülkelerinden kendilerine baskı yapıldığı yönündeki iddiaları yalanlıyor.