Hint basınındaki haberlere göre, Hindistan İçişleri Bakan Yardımcısı Gangapuram Kişan Redi, federal parlamentonun üst kanadı Rajya Sabha'da (Eyaletler Meclisi), bir milletvekilinin sorusuna verdiği yazılı cevapta Cammu Keşmir'e ilişkin değerlendirmede bulundu.
Cammu Keşmir'de ağustos başından bu yana güvenlik görevlileri tarafından açılan ateş sonucu herhangi bir sivilin hayatını kaybetmediği iddiasını yineleyen Redi, terörle bağlantılı olaylarda 3'ü güvenlik görevlisi, 17'si sivil, 20 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.
Redi, terörle bağlantılı olaylarda 129, bölgedeki asayişin sağlanmasına ilişkin olaylarda da 197 olmak üzere toplamda 326 kişinin yaralandığını kaydetti.
"ÖNLEYİCİ TUTUKLAMA" UYGULAMASI
Hindistan İçişleri Bakanlığı, geçen hafta, 4 Ağustos'tan bu yana Cammu Keşmir'de "önleyici tutuklama" kapsamında 5 bin 161 kişinin gözaltına alındığını, 609 kişinin gözaltı sürelerinin devam ettiğini açıklamıştı.
Öte yandan dün, Hindistan'da yayın yapan haber sitesi ThePrint, Cammu Keşmir'de 30 Eylül'e kadar 4 bin 844 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 3 bin 563'ünün serbest bırakıldığını, bin 281 kişinin gözaltında tutulmayı sürdürdüğü belirtmişti. Haber sitesi ayrıca 177 siyasetçinin gözaltında olduğunu duyurmuştu.
HİNDİSTAN'IN KEŞMİR ADIMI
Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini 5 Ağustos'ta iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve eyaleti ikiye bölmüştü.
Eyalet, 31 Ekim'de resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh, "Birlik Toprağı" statüsünde iki bölgeye ayrılmıştı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, bölgedeki tüm yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.
İngiltere'den bağımsızlığın kazanıldığı 1947'den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.