Hindistan ve Çin askerleri arasında, sınırdaki Ladakh bölgesinde çıkan çatışmanın ardından, Hindistan'da, Çin mallarının boykot edilmesi çağrıları yapıldı.
New York Times'ın haberine göre, 15 Haziran'da 20 Hint askerinin ölümüyle sonuçlanan çatışma, Hindistan'a Çin'e karşı öfke dalgasına yol açtı.
Bir Hint bakan ülkedeki Çin restoranlarının kapatılmasını isterken, birçok Hint yetkili de Çinli şirketlerle sözleşmeleri aniden gözden geçirme kararı aldı. Onlarca kişi ise sokaklarda Çin yapımı televizyonları parçaladı.
Çin mallarını boykot çağrısı yapan emekli binbaşı Ranjit Singh, "Onları en çok acıyacak yerlerinden vurmalıyız. Bu da ekonomik açıdan olur." diye konuşurken, Ladakh bölgesinde öğretmen olan Sonam Joldan, dün Hint ordusuna ait 100 kamyonu cephe hattına doğru yol alırken gördüğünü söyledi.
Joldan, Hint askerlerinin öldürülmesinin affedilemez olduğunu belirterek "Hindistan, sonsuza dek Çin'in saldırganlığına seyirci kalamaz. Bir noktada durdurulmalılar." ifadesini kullandı.
Indian Express gazetesi de Yeni Delhi hükümetinin, bir Çin şirketine verilen demir yolu projesi sözleşmesini iptal etmeye hazırlandığını yazdı.
BÖLGEDE GERİLİMİ YÜKSELTEN SÜREÇ
Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Ladakh bölgesinde 15 Haziran'da 20 Hint askerinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaya neden olan ve bölgede tansiyonu yükselten süreç, Çin askerlerinin mayıs başında üç noktadan Ladakh bölgesine girmesi, burada çadır ve askeri karakollar kurmasıyla başlamıştı.
Çin askerlerinin, "bölgeden ayrılmaları" yönünde defalarca yapılan sözlü uyarılara aldırış etmediği ifade edilmiş, iki ülke arasında bir diğer tartışma konusu Sikkim eyaletinde de Çin ve Hint askerleri arasında çatışmalar yaşanmıştı.
İki ülke askerlerinin Ladakh bölgesinin doğusunda ve Sikkim eyaletinde karşı karşıya gelmesinin ardından gözler bu bölgeye çevrilmişti.
Öte yandan haziran başında iki ülke dışişleri bakanlığı yetkililerinin sınırda artan gerilimi video konferans yoluyla görüştüğü açıklanmıştı.
Hindistan, anlaşmazlığın barışçıl müzakereyle üstesinden gelinmesi konusunda Çinli yetkililerle hemfikir olunduğunu bildirmiş, Pekin yönetimi de iki ülkenin gerilimin düşmesine ilişkin konsensüse vardığını duyurmuştu.
Çin ve Hindistan arasındaki 3 bin 500 kilometrelik sınır hattının büyük bölümü, iki ülke arasında egemenlik tartışmalarına neden oluyor.
Pekin yönetimi, "Güney Tibet" olarak adlandırdığı Hindistan'ın Arunaçal Pradeş eyaletindeki 90 bin kilometrekarelik toprakta hak iddia ederken, Yeni Delhi, Aksai Chin platolarını kapsayan 38 bin kilometrekarelik alanın Çin tarafından işgal edildiğini savunuyor.
Taraflar, uzun yıllardır süregelen görüşmelere rağmen egemenlik ihtilaflarını çözemezken, iki ülke arasındaki gerilim, 2017'de de Çin'in bölgedeki bir sınır yolunu tartışmalı bir platoya uzatmaya çalışması üzerine artmıştı.
ÇİN JETLERİ, TAYVAN HAVA SAHASINA GİRDİ
Öte. yandan Tayvan, Çin Halk Kurtuluş Ordusuna (ÇHKO) ait savaş uçaklarının Tayvan Hava Savunma Tanımlama Sahası'na (ADIZ) girdiğini bildirdi.
Tayvan Hava Kuvvetleri Komutanlığından yapılan açıklamada, ÇHKO'ya ait en az bir "J-10" modeli savaş uçağının bölgenin güneybatısındaki ADIZ'e girdiği bildirildi.
Açıklamada, "Çin komünist savaş uçağı 'ayrılması' yönünde uyarımız ve devriye atan keşif uçaklarımızın müdahalesi sonrası ADIZ bölgesini terk etti." ifadesine yer verildi.
SON İKİ HAFTADA 6 KEZ
TAYVAN HAVA SAHASINA GİRİLDİ
ÇHKO'ya ait savaş uçakları son iki haftada 6 kez Tayvan hava sahasına girdi.
Çin savaş uçaklarının ADIZ'e, ABD nakliye uçağının Tayvan üzerinden geçmesi sonrasında girmesi dikkati çekti.
Çin Savunma Bakanlığı, daha önce yaptığı açıklamada, ABD'nin bu hareketiyle "Tayvan'ı Çin yapma"ya çalıştığını savunmuş ve kesinlikle karşı çıktıklarını bildirmişti.
TAYVAN'IN STATÜSÜ
Çin'de 1949'da Mao Zedong'un iktidara gelmesi üzerine Çan Kayşek (Chiang, Kai-shek) ve bazı hükümet üyeleri Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmiş, bu girişim Çin tarafından kabul edilmemişti.