Husilerin füze saldırıları 'Yemen'deki barış çabalarını' baltalıyor
Yemendeki Husilerin geçen hafta Suudi Arabistan'a balistik füzelerle düzenlediği saldırıların, ülkede dördüncü yılına giren savaşı daha karmaşık bir hale getireceği, barış sürecini canlandırmak için yapılan görüşmelerini tedirgin ettiği, askeri mücadeleyi de sıfır noktasına döndürebileceği öngörülüyor.

Oluşturma Tarihi: 2018-03-29 16:18:29

Güncelleme Tarihi: 2018-03-29 16:18:29

AA'dan Zekeriya el Kemali'nin haberine göre hepsinin havada imha edilmesine ve ölen sayısı fazla olmamasına rağmen Husilerin attığı füzeler bölgeyi ve büyük devletleri adeta şoke etti. Öncekilerin aksine yeni saldırılar Suudi Arabistan'da ani tepkiye neden olmadı, koalisyon güçlerine ait uçaklarda daha önceki saldırılarda olduğu gibi yoğun bir hareketlilik görülmedi ve koalisyon güçleri Husilerin kontrolündeki deniz limanlarına yasak koymadı. Halihazırda ABD'de bulunan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da Husilerin attığı füzeleri pek önemsemediği görüldü. Bin Selman, New York Times ile röportajında söz konusu füzeleri "Husilerin umutsuz girişimi" olarak değerlendirdi.

İRAN'IN BLGEDE TEDİRGİNLİK SEBEBİ OLMASI

Husilerin Suudi Arabistan'daki farklı hedeflere düzenlediği eş zamanlı füze saldırıları büyük bölgesel ve uluslararası kınama ile karşılaştı. Suudi Arabistan'ın büyük ülkelerden oluşan müttefiklerinin, Husilere füze göndermekle suçlanan İran'ın hırsından endişeli olduğu, nükleer programını durdurma pahasına da olsa Tahran yönetiminin cezalandırılmasının zorunlu olduğuna inandığı görüldü.

Ancak son aylarda siyasi çözümü canlandırmak ve yeni bir Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisi getirmek için çabalayan barış yanlıları, daha önce hiç olmadığı kadar ufukta görünen barış fırsatlarının çökmesinden daha fazla endişelendi. Saldırıları şiddetle kınayan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, olayları askeri yönde tırmandırmanın çözüm olmadığını söyledi.

Avrupa Birliği (AB) de saldırıları, krizin müzakereler ve barışçıl yollarla çözülmesi yönünde uluslararası çağrıya yönelik bir provokasyon olarak niteledi. AB ayrıca, saldırıların çatışmalara siyasi çözüm bulunması için uğraşan tarafların çabalarına engel olmaması temennisinde bulundu.

Husilerin kontrolündeki Sana'da bulunan BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ise saldırılarla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Griffiths'in bu suskunluğunu öfkeyle karşılayan Yemen hükümeti, bunun, Griffiths'in görevinin askıya alınmasının talep edilmesine neden olabileceğini açıkladı.

Griffiths'in ofisine yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre ise BM Temsilcisi, Husilerin balistik füze saldırılarından rahatsızlığını dile getirdi ancak, Sana ziyaretini devam ettireceğini ve oradan Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'ye geçeceğini belirtti.

HUSİ TEHDİDİ

Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, koalisyon güçlerinin Yemen'de 26 Mart 2015'te "Kararlılık Fırtınası" adıyla başlattığı operasyonların 3. yılı dolayısıyla geçen hafta pazar günü yaptığı açıklamada, savaşın gidişatını değiştirecek güce sahip olduklarını, bunların arasında balistik füzelerin de bulunduğu ve ayrıca hava savunma sistemini geliştirdiklerini söylemişti.

Açıklamadan birkaç saat sonra Husiler Suudi Arabistan'a 7 füze fırlatmıştı.

Füze saldırısı öncesinde ise ülkenin kuzeyindeki Saade ili semalarında koalisyon güçlerine ait bir savaş uçağı, karadan havaya fırlatılan bir füze ile hedef alınmış, isabet alan uçak üssüne geri dönmeyi başarmıştı.

Askeri kaynaklara göre, Husiler, destekçilerinin moralini yükseltmek ve aşiretlerin yeni savaşçılar göndermesini teşvik etmek amacıyla başkent Sana'da düzenledikleri miting için aylar öncesinden hazırlık yapmıştı.

ASKERİ DENGEDE DEĞİŞİKLİK

Yemenli araştırmacı ve siyasi analist Nebil eş-Şercebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havadaki askeri dengede değişiklik olduğunu ancak özellikle koalisyon güçlerinin nitelikli üstünlüğünün devam etmesi nedeniyle değişikliğin savaşın gidişatını değiştirmeyeceğini ifade etti.

Savaşın başka bir mecraya gireceğini ve barış eğilimli olmayacağını dile getiren Şercebi, koalisyon güçlerinin birinci şartının Husilerin elinden silahların alınması olduğunu ancak şu an tersinin ispatlandığını gördüklerini ve bunun da koalisyon güçlerinin şartlarına öncekinden daha fazla sarılacağı anlamına geldiğini kaydetti.

Husilerin elindeki silahlarla ilgili ise Şercebi, Husilerin Suudi Arabistan'a fırlattıkları füzeleri savaşın başından itibaren ya da gizli depolarda saklanmış ise müttefikleri eski Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'i 4 Aralık 2017'de öldürdükten sonra ele geçirmiş olabileceklerini dile getirdi.

Füzelerin ülkeye hazır olarak gelmediğini belirten Şercebi, parçalar halinde giren füzelerin daha sonra İranlıların ya da başkalarının yetenekleri ve tecrübeleriyle Yemen topraklarında geliştirildiğini aktardı.