'İhvan'ın Erdoğan'ı var mı? İhvan içinden AK Parti çıkar mı?'
Yeni Şafak Yazarı Taha Kılınç, bazı konferanslarında İhvan hakkında kendisine yöneltilen temel soruları köşesine taşıdı ve cevapladı.

Oluşturma Tarihi: 2016-11-26 23:23:31

Güncelleme Tarihi: 2016-11-26 23:23:31

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Bunun, “ak saçlılar-yenilikçiler” ayrışması bekleyen bir bakış olduğunu belirten Kılınç, "Necmettin Erbakan'ın kurduğu siyasi partilerin İhvân hareketine tıpa tıp benzediğini zannetmek, Türkiye ile Mısır'ın toplumsal yapıları arasındaki muazzam farklılıkları görmezden gelenlerin kaçtığı bir kolaycılık" diye yazdı.

"ORDU"

"Hangi yönden bakarsanız bakın, Mısır'ı yorumlarken dikkate alınması gereken birinci olgu, ordudur" diyen Kılınç, halkın çoğunluğu için ordunun “sert ama koruyucu bir baba” olduğunu belirterek 2013'teki "yönetime el koyma" gelişmeisni ve toplumun bu gelişmeyi 'maslahat için zorunlu müdahale'olarak değerlendirdiğini örnek gösterdi.

BU KULVARDA YALNIZ DEĞİLLER...

Bir başka farklılığın "Mısır'daki İslâmcı hareketlerin çeşitliliği" olduğunu belirten Kılınç, İhvan'ın bu konuda "Selefîler başta olmak üzere, bu alanda ciddi rakipleri" olduğunu yazdı.

SÖZ KONUSU SÖYLEM BİR ÇOK FİGÜRÜN DİLİNDE

"Bir başka ilginç nokta, en liberal ve sol görüşlü figürlerin bile söylemlerinde İslâm'a mutlaka atıfta bulunmasıdır" diyen Kılınç şöyle devam etti:

Anayasanın kaynağının İslâm şeriatı olduğuna dair hükmü, kendisini 'solcu' olarak tanımlayan kişiler dahi tartışmaya açmaz.

"FAKİRLİK"

Tüm bunlara ilaveten, Mısır politik arenasının en can yakıcı gerçeklerinden biri, fakirliğin idealist söylemlere yer bırakmamasıdır. Söylemleri ve ekonomik programları ne olursa olsun, halka pratik anlamda rahatlama vaat edemeyen siyasal hareketlerin, ülke ekonomisini elinde tutan ordu ve elitlerin oluşturduğu güçlü rüzgâr karşısında şansı yoktur.

ÖRNEĞİN: "MURSİ"

İhvân'ın adayı olarak seçimlere katılıp cumhurbaşkanlığı oltuğuna oturan Muhammed Mursi de bu akımdan nasibini aldı örneğin. Ordu ve onun kışkırtıp yönlendirdiği çevreler (özellikle rantiye kesimi ve medya) Mursi'ye bütün güçleriyle direndi. Yaklaşık bir yıl süren Mursi döneminde yaşanan elektrik kesintileri ve benzin kıtlığı, ordunun bizzat organize ettiği aksaklıklardı. Seçilmiş iktidar aleyhine medya bombardımanı da buna eklenince, sıradan halkın gözünde Mursi gittikçe güçsüzleşti ve ordu “kurtarıcı” olarak duruma el koydu.

İHVAN, ORDU'YA GÜVENMİŞTİ

Kral Faruk'un devrildiği 1952 darbesinde açık bir şekilde ordu ile birlikte hareket eden İhvân, aynı stratejik tercihi 2011'deki halk ayaklanması sonrasında da yaptı. Ancak tarih trajik bir şekilde tekerrür etti, İhvân tıpkı 60 yıl önce olduğu gibi yine ordunun gazabına uğradı.

DEĞİŞİMİN ÖNEMLİ ENGELİ: İHVAN'IN KENDİSİ

İhvân'ın değişmesinin önündeki ikinci engel, bizzat kendi yapısı. Kurucu lideri Hasan el Bennâ'nın öğretilerinin hâlâ canlı bir şekilde yaşatıldığı İhvân, mensuplarını ciddi bir İslâmî eğitimden geçiriyor. Kur'ân ve hadis bilgisi bakımından donanımlı bireyler olarak siyaset hayatına atılan İhvân üyeleri, söylemlerinde bu bilgiyi aktif şekilde kullanıyor. Bir milletvekilinin on binlerce hadisi ezberlemiş olması ya da gençlik kolları başkanının hatimle teravih namazı kıldırması sıra dışı şeyler değil. Tüm demokrasi vb. modern söylemlerine rağmen, İhvân üyelerinin köklü dini eğitimleri, hareketin değişiminin ve dönüşümünün önüne set çekiyor.

EKSİKLİK: KARİZMATİK LİDER

Son olarak, -belki de buna kaderin bir cilvesi demek gerekir- Hasan el Bennâ'dan bu yana, İhvân'ın Mısır toplumunu derinden kavrayacak karizmatik bir lider yetiştirememiş olması da not edilmeli.