İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Afganistan Özel Temsilcisi Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı, 11. Büyükelçiler Konferansı'na katılmak üzere bulunduğu Ankara'da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
İTT'nin, 1969'da kuruluşundan bu yana uzun süre geçtiğini ve zamanla konferans platformunda, hükümetler arası bir örgüte dönüştüğünü anlatan Botsalı, teşkilatın, Birleşmiş Milletler'in (BM) bölgesel ve küresel kalkınma odaklı hedeflerine benzer hedefleri benimsediğine dikkati çekerek, bu hedefleri stratejik planlara çevirme sürecinde olduğunu kaydetti.
BM'nin veto hakkı bulunan daimi üyeleri arasında İslam ülkesi bulunmadığına dikkati çeken Botsalı, "Dolayısıyla bölgesel, küresel, uluslararası barışa ve kalkınmaya ilişkin konularda İslam dünyasının haklarının savunulması bağlamında daha güçlü bir sese ihtiyaç var." şeklinde konuştu.
Botsalı, İİT'nin, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra bağımsızlığını elde etmiş olan üyelerinin uluslararası plandaki hak ve hukukunun savunulmasının yanı sıra İslam dünyasının ve Müslüman olmayan ülkelerdeki İslam topluluklarının hak ve hukukunun savunulması bağlamında önemli görevleri olduğunu söyledi.
İİT'nin küresel konulara odaklandıkça BM'nin stratejik ortağı konumuna yükseldiğini kaydeden Botsalı, "İİT'nin dünyada özellikle İslamofobinin derinleşmekte ve kökleşmekte olduğu bir konjonktürden geçtiğimiz 21. asırda İslam aleminin haklı sesinin, haklı davalarının savunulması bakımından da çok önemli bir yeri var." dedi.
Botsalı, Afganistan'ın, İİT'nin kurucu üyelerinden biri olduğunu anımsatarak, Afganistan sorununun Soğuk Savaş'ın arkasında bıraktığı son küresel sorunlardan biri olduğunu belirtti.
"AFGANİSTAN'IN GÜVENLİĞİ HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ"
Büyükelçi Botsalı, Afganistan'daki sorununun kalıcı ve barışçıl bir çözüme kavuşturulmasının sadece Asya'nın merkezindeki ülkeler ve Türk Cumhuriyetleri bağlamında değil, küresel planda İslam alemiyle Müslüman olmayan dünya arasındaki köprülerin yeniden kurulması, diyaloğun güçlendirilmesi bakımından da büyük önem arz edeceğini vurguladı.
Çözümsüzlük devam ettiği sürece, İslamiyet kisvesi altında gizlenen şiddet ve aşırıcılık akımları ve bu akımların yayılma temayülünün sadece İslam dünyasında veya Afganistan'ın coğrafyasında değil, bütün dünyada artan şekilde tehdit olarak algılanacağına işaret eden Botsalı, "Dolayısıyla Afganistan'ın güvenliği, istikrarı, kendi standartları içinde yeniden imar ve inşasına yönelen ve ümit veren bir yapıya kavuşturulması, gelecek nesiller için güven veren bir yapıya kavuşturulması hepimiz için çok önemli." dedi.
Botsalı, İİT'nin, Afganistan'ın 1979 Sovyetler Birliği tarafından işgalinden sonra bu işgale ilk direnen, ilk sesini yükselten platform olduğuna dikkati çekerek, "İİT, mücahidlerin, Sovyet işgal unsurlarına karşı sürdürdükleri mücadelede de gerek siyasi ve sosyal platformlarda, hatta üye ülkelerin doğrudan yardımları sayesinde Afganistan'ın direnişinin güçlendirilmesi bağlamında etkili olmuştur." şeklinde konuştu.
Teşkilatın, Sovyet işgalinden sonra Afganistan'da yeni kurulan hükümetin ülkeyi istikrara kavuşturma çabalarına tam destek verdiğini aktaran Botsalı, 11 Eylül olayları sonrasında Taliban'ın sahada yenilgiye uğratılıp Afganistan'daki yönetiminin sonlandırılması sonrasındaki süreçte de İİT'nin BM ve Afganistan'da güvenlik ve istikrar isteyen bütün uluslararası inisiyatiflerle aynı safta yer aldığını söyledi.
"İİT, YUMUŞAK GÜÇ OLABİLİR"
Botsalı, İİT Kabil Temsilciliğinin uzun süre bir gözlemci olarak varlığını sürdürdüğünü belirterek, "Şimdi Afganistan'da yeniden Taliban ile hükümet arasında bütün Afganlar arasında diyalog arayışlarının ivme kazandığı bir ortamda İİT, konumu itibarıyla bu ülkede 40 yıldır devam eden kanlı çatışmalara, husumete, ihtilaflara, kardeş kavgasına dur diyebilmek için önemli bir yumuşak güç işlevi görme şansını elde edebilir." dedi.
İİT zirvelerinin 2013'ten bu yana Afganistan'da barışın tesisi için bazı inisiyatifler alınmasını öngördüğünü aktaran Botsalı, İslam dünyasındaki dini çevrelerin bir araya gelerek Afganistan'da çatışan tarafları barışa davet eden bir irade ortaya konmasını sağladığını söyledi.
Botsalı, İİT'nin Cidde ve Mekke'de Temmuz 2018'de uluslararası din alimleri konferansı düzenlediğini anımsatarak, "Bu konferans, Afganistan'da bütün çatışan tarafları ve Taliban güçlerini barış çağrılarına cevap vermeye ve kardeş kavgasına son vermeye davet etti. Bu, türünün ilki sayılabilecek bir inisiyatifti." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE BARIŞ İÇİN KATKIDA BULUNABİLİR"
İİT 14. Konferansında zirve dönem başkanlığının Türkiye'den Suudi Arabistan'a geçtiğini hatırlatan Botsalı, bu toplantıda bir defa daha Afganistan'daki barış gayretlerine destek verilmesi görev yönergesinin yenilendiğini aktardı.
Botsalı, İİT Genel Sekreterinin, Afganistan'ın barış ve istikrara kavuşması gayretlerini destekleme görev ve misyonu olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin tarih boyunca Afganistan'la sınır ve toprak meselesi başta olmak üzere hiçbir problemi olmadığını vurgulayan Botsalı, "Türkiye'nin, Afganistan'ın bütün komşularıyla dengeli ilişkileri vardır. İran'la Pakistan'la, kuzeydeki Türk Cumhuriyetleriyle. Dolayısıyla Türkiye aslında Afganistan'da gerginliklerin yumuşatılmasına, güven inşa edilmesine ve barışa dönük bir platformun, iklimin yaratılmasına katkıda bulunabilecek nadir ülkelerden birisi olarak görülüyor." şeklinde konuştu.
Botsalı, bir Türk diplomatının İİT bayrağını Afganistan'da taşımasının, Afganistan'daki taraflar arasındaki güven bunalımının aşılmasına katkıda bulunabileceğinin düşünüldüğünü ifade etti.
"AFGANİSTAN'DA EYLÜL'E KADAR ÖNEMLİ BİR AŞAMA KATEDİLMESİ GEREKİYOR"
ABD'nin Afgan ve Taliban grupları liderliğiyle 8 tur doğrudan görüşme yaptığını anımsatan Botsalı, Taliban liderliğinin terörle mücadele konusunda güvence vermesi, ateşkes ilan edilmesi ve Afganlar arasında uzlaşma çabalarını somutlaştıracak bir çerçeve anlaşması yapılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Botsalı, "Bu hedefte de eylül ayına kadar önemli bir aşama katedilmesi bekleniyor. Afganistan'da ateşkes ve barış müzakerelerinin başlaması durumunda İİT'nin bir kolaylaştırıcı olma, böyle bir rol üstlenme şansı ve fırsatı olabilir. O dönemde biz de elbette profilimizi biraz daha yükseltip yapıcı barış gayretlerine katkıda bulunmaya çalışacağız." ifadelerini kullandı.