Cumhurbaşkanı Aliyev, dün, eşi Mihriban Aliyeva ile Azerbaycan ordusunun işgalden kurtardığı Fuzuli ve Cebrail illerini ziyaret etti.

Aliyev, önce Fuzuli ve Şuşa arasında yapılacak yeni yolun temel atma törenine katıldı. Burada konuşan Aliyev, yeni yolun büyük önem taşıdığını vurguladı.

Bu projenin işgalden kurtarılan topraklarda hayata geçirilen ilk proje olduğunu bildiren Aliyev, Şuşa'nın kurtarılması ile Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı direnmesinin anlamsız olduğunu anladığını ifade etti.

Aliyev, "Düşman 10 Kasım'da kapitülasyon imzalamak zorunda kaldı. Şuşa'nın işgalden kurtarılması bizim gücümüzü, ordumuzun profesyonelliğini, askerlerimizin cesaret ve kahramanlığını gösterdi. Şuşa operasyonu, dünya savaş tarihinde özel yer alacaktır. Bu operasyonu bizim kahraman askerlerimiz dağlardan, tepelerden, patikalardan geçerek sadece hafif silahlarla gerçekleştirdi. Şuşa'nın kurtarılması bizim şanlı zaferimizdir." dedi.

Ermenilerin bölgeye yıllar boyunca verdiği zararın hesaplanacağını, mağdurların haklarının devlet tarafından giderileceğini bildiren Aliyev, insanların kendi ata yurtlarına döneceklerini kaydetti.

Aliyev, "Şimdi sorunun siyasi çözüm aşamasına geçtik. Bu aşamada da Azerbaycan istediğini elde ediyor ve edecektir. Sorunun çatışma aşaması bitmiştir. Biz düşmanı kapitülasyon imzalamak zorunda bıraktık. Bugüne kadar işgal altında bulunan Laçın, Ağdam ve Kelbecer illeri de geri veriliyor. Bakın onlar nasıl vahşilikler yapıyor. Evleri, binaları, okulları yakıyorlar, ağaçları kesiyorlar. Elektrik hatlarını kırıyorlar. Tüm dünya bunu görüyor. Ne vicdanları, ne de ahlakları var. Bu nedenlerle 2. Karabağ Savaşı'nda elde edilen zafer büyük tarihi önem taşıyor. Bu sadece Azerbaycan'ın kendi toprağını işgalcilerden kurtarması konusu değildir. Bu aynı zamanda tüm dünyaya işgalcilerin sonunun nasıl olacağını gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Aliyev, daha sonra kendi kullandığı zırhlı araçla Fuzuli şehir merkezine geldi. Buradaki yapılardan birinin önünde Azerbaycan bayrağını öpen Aliyev, bayrağı göndere çekti.

Fuzuli'nin köyleri ve şehir merkezinin harabe halinin insanın içini sızlattığını söyleyen Aliyev, "Tüm dünya Ermeni vahşiliğinin ne demek olduğunu bilmelidir. Bunu tüm dünyaya göstereceğiz. Diğer şehirler de aynı durumdadır. Sanki buradan vahşi bir kabile geçmiş. Her şeyi yıkarak, yağmalayarak bizim kültürel ve dini mirasımızı silmek istemişler ve başaramamışlar. Çünkü biz geri döndük. Bundan sonra daha önce asırlarca yaşadığımız gibi burada biz yaşayacağız. Yıkılan Fuzuli şehri Ermeni faşizminin canlı şahididir. Tüm dünya bunu görmeli ve 30 yıl olduğu gibi sessiz ve kayıtsız kalmamalı. Bu kayıtsızlık Ermeni işgalini pekiştiriyordu." diye konuştu.

Aliyev, 44 gün süren savaşta farklı ülkelerden çok sayıda baskı ve tehdit mesajları aldıklarını bildirerek "Ben kimse bizim önümüzü kesemez demiştim. Sonuna kadar gideceğiz. Düşman şartlarımızı kabul etmeli. Öyle de oldu." dedi.

İşgalcileri topraklarından kovduklarını söyleyen Aliyev, "Toprak bütünlüğümüzü sağladık. Tarihi Azerbaycan topraklarında ikinci bir Ermeni devletinin oluşturulmasına olanak tanımadık. Hiçbir statü konusu mevzubahis değildir. Çok sayıda farklı etnik gruptan oluşan tek Azerbaycan devleti var. Tüm halk ve dinlerin bireyleri barış içerisinde yaşıyor. Ermeni halkı da böyle yaşayacaktır." ifadelerini kullandı.

Aliyev, İran sınırındaki tarihi Hudaferin köprüsünü de ziyaret ederek burada incelemelerde bulundu. Burada da Azerbaycan bayrağını öperek göndere çeken Aliyev, Mihriban Aliyeva ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cebrail şehir merkezini de ziyaret ederek üç renkli bayrağı göndere çeken Aliyev, "Tüm Azerbaycan halkını kutluyorum. Karabağ bizimdir. Karabağ Azerbaycan'dır." dedi.

Aliyev, harabe durumda olan Cebrail şehrinde incelemelerde bulunduktan sonra şunları söyledi:

"Tüm binaları yıkmışlar. Sadece kendileri için kışla yapmışlar, diğer tüm altyapıyı yıkmışlar. Bunun hesabını verecekler. Uluslararası mahkemelerde hesap verecekler. Uluslararası uzmanlar gelecek, 30 yıl boyunca bize verilen tüm zarar hesaplanacak. Bugünlerde Kelbecer'i yıkan, ormanları kesen, binaları, okulları yakan düşman onun da hesabını verecek. Onlar Azerbaycan halkının bir daha buraya dönmeyeceğini düşünüyordu. O amaçla yıkmışlar. Fakat yanıldılar. Biz geri döndük. Tüm buraları yeniden kuracağız."