Esmatullah Surosh'un, ‘iramcenter.org' için kaleme aldığı, “İmam Ali Cemiyetindeki Tutuklamalar Ne Anlama Geliyor?” başlıklı makalesinde, “Yakın dönemde muhafazakârların baskın hâle geldiği İran'da, güvenlik endişelerinin yanı sıra İmam Ali Cemiyeti gibi potansiyel risk taşıyan kuruluşlara da müsamaha edilmeyecektir.” deniliyor.
Esmatullah Surosh'un makalesinin tam metni şöyle:
22 Haziran Pazartesi sabahı Tasnim Haber Ajansı tarafından İmam Ali Cemiyeti Başkanı Şarmin Meymendinejad'ın tutuklanma haberi yayımlandı. Olayın detaylarına dair bilgiyi ise İmam Ali Cemiyetinin Sözcüsü Şark gazetesine anlattı. Şark'ta yer alan bilgiye göre Cemiyetin Başkanı'nın yanı sıra Yayın Sorumlusu Murtaza Keymeniş, Denetmen Vekili ve aynı zamanda Keymeniş'in nişanlısı olan Ketayun Efraze de tutuklanmıştır. Gazetede, emniyet güçlerinin Meymendinejad ve Keymeniş'in evlerini ve Cemiyet ofisini detaylı bir şekilde aradığı, bilgisayarların yanı sıra gerekli gördükleri belgelere de el koyduğu belirtilmektedir. “Evin Cezaevi”ne götürülen sanıklarla ilgili henüz yeni bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Emniyet güçlerinin eve girdikleri esnada Meymendinejad'ın eşine tutuklama nedeni olarak gösterdikleri belgede “İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Humeyni'ye hakaret” ifadesi yer almıştır. Keymeniş ve Efraze'nin tutuklanma nedeni ise “millî güvenliğe karşı girişimler” olarak gösterilmiştir.
İmam Ali Cemiyeti ve Faaliyetleri
İmam Ali Cemiyeti, 1999'da Şarmin Meymendinejad'ın girişimiyle kurulmuş ve İran İçişleri Bakanlığının izniyle faaliyete başlamış bir cemiyettir. Hz. Ali'nin yetim çocuklara yaptığı yardımlardan ilham alınarak İmam Ali adı konulan Cemiyetin sloganı ise “Çocukların Payı Açlık Değil” şeklinde belirlenmiştir. Bu sivil toplum kuruluşunun temel faaliyetleri, gençlere ve çocuklara yönelik eğitim ile sosyal hizmetlerden oluşmaktadır. Şerif Teknik Üniversitesi öğrencilerinin katkılarıyla kurulmuş olan Cemiyetin, çoğunluğu öğrencilerden oluşan 10 bin civarında üyesi bulunmakta ve Şerif Teknik Üniversitesi ile Tahran Üniversitesinin yanı sıra bazı şehirlerde de temsilcilikleri bulunmaktadır. İran'ın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan İmam Ali Cemiyeti 2010'da BM'nin ECOSOC (Ekonomik ve Sosyal) Konseyi üyesi olmuştur.
Cemiyetin faaliyetlerine bakıldığında aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır:
• “Ayin-i Tiflan-i Müslim” faaliyeti adı altında çocuk yaşta hapse girenlerin serbest bırakılmasını sağlamak, hapis cezaları sonrasında korumaya almak. Nitekim şu ana kadar 40 çocuk mahkûmu idam cezasından kurtardığı söylenmektedir.
• Yoksul gençler için ülke çapında Persian Ligi/Fars Ligi adı altında futbol turnuvası düzenlemek.
• Ramazan aylarında “Kuçe Gerdan-i Aşık” faaliyeti adı altında yoksul ailelere gıda dağıtmak.
• Doğal afetlerden zarar gören ailelere yardım etmek. Bu bağlamda aktif olarak faaliyet yürüttüğü 2019'da yaşanan sel afetlerinin yanı sıra mevcut koronavirüs salgını döneminde de faaliyetlerini sürdürmektedir.
Değerlendirme
İran'da Devrim Rehberi çizgisinde ilerleyen muhafazakâr kesim, duyduğu güvenlik endişeleri nedeniyle STK'ları tehdit olarak algılamaktadır. Diğer taraftan reformcu kesim muhafazakâr kesimin toplum üzerindeki tekelliğini kırmak için STK'lara alan açmıştır. Nitekim İmam Ali Cemiyetinin kuruluşu da Hatemi Dönemi'ne denk gelmektedir. Ancak muhafazakâr kesimin tekrar güçlenmesiyle STK'ları da kapsayan bazı siyasi elemeler başlatılmıştır. Bu bağlamda İbrahim Reisi'nin göreve başlamasından bu yana İmam Ali Cemiyetinin hedef alınması anlamlı olmuştur. Nitekim Nisan 2019'daki sel felaketleri esnasında çekilen bir videonun sosyal medyada paylaşılmasından sonra muhafazakârlar, videoyu çeken kişinin Cemiyetin üyesi olduğunu ileri sürerek Cemiyete dış mihraklarla ortak olmak, Bahailiği benimsemek, eş cinselliği yaymak, Humeyni'ye hakaret etmek ve dinî çizgileri dikkate almamak gibi ithamlarda bulunmuşlardı. Devrim Rehberi'ne yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesi, Cemiyete sert ithamlar yöneltmiş fakat bunlar ispat edilememişti.
Cemiyetin tüzüğüne bakıldığında hiçbir üyenin müracaat edenlerin mezhebî aidiyetlerini sorgulayamayacağı, üye olmak isteyenlerin de dinî aidiyetleriyle ilgili bilgi paylaşımında bulunmadan üye olabileceğine yönelik ifadeler yer almaktadır. Buna ek olarak eğitim programları da düzenleyen böylesi bir Cemiyetin 5.000'in üzerinde öğrenci üyesi bulunduğu ve büyümeye devam ettiği dikkate alındığında meselenin muhafazakâr kesim açısından önemi daha net anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İran yönetimi, meselenin güvenlik gerekçeleri ne olursa olsun ahlaki ve dinî açıdan sorguladığı bir kurumun bünyesinde gençlerin yetişmesine müsamaha göstermemektedir. Zira bu sayının 5.000 üyeyle sınırlı kalacağının garantisi yoktur. Bunun yerine İran yönetimi, gençlere iktidar çizgisinde ilerleyen “İmam Rıza Cemiyeti” gibi kuruluşları alternatif olarak sunmaktadır.
Kaynak: https://www.iramcenter.org/
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.