Independent yazarı Patrick Cockburn, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili yayımladığı yıllık İlerleme Raporu'na dair analizinde "Türkiye ile işbirliği arayışında olan AB, eleştirileri yumuşatıyor" ifadesini kullandı.
BBC Türkçe'de yer alan bilgide; İlerleme Raporu'nda AB'nin barış sürecinin yeniden başlaması, medya üzerindeki kısıtlamaların sınırlandırılması ve insan haklarına saygı duyulması çağrısında bulunduğunu hatırlatan yazıda, rapordaki dilin oldukça ihtiyatlı olduğu, bunun da AB'nin Türk hükümetini gücendirmek istemediğine işaret ettiği belirtiliyor.
Yazıda yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
"Türkiye'nin AB üyeliği için müzakereler yıllarca durgunken, Türkiye ile işbirliği ihtiyacı bu yıl arttı çünkü ülkede, çoğu Yunanistan ve Balkan devletleri üzerinden AB'ye gitmekte olan 2.2 milyon Suriyeli mülteci var. AB, Türklere vize kolaylığı ve mali yardım ile AB üyelik müzakerelerinin hızlandırılması karşılığında, Türkiye'nin daha fazla mülteciyi barındırmasını istiyor."
İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin hukukun üstünlüğüne saygı, temel haklar, yargı ve ifade özgürlüğü başlıklarındaki olumsuzluklara da yer verildiği belirtilen analiz şöyle devam ediyor:
"Bu söylem, AKP'nin 1 Kasım genel seçimlerinde de çoğunluğu elde etmesine yardımcı olan bir faktör olarak, televizyon kanallarını ve basını neredeyse tamamen kontrol ettiğini tarif etmenin bir yolu."
"Türk hükümetinin, AB'nin iç politikaya yönelik eleştirileri ciddiye alması çok olası değil. Yumruklar sıyırıyor. Raporda 'yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı 2014 yılından bu yana baltalanıyor ve savcılar siyasi baskı altına alınıyor' deniyor."
"Pratikte mahkemeler, hükümetin onlardan yapmasını istediklerini yapıyor ve AKP iktidara geldiği 2002'den bu yana yargı, ordu ve medya üzerindeki tüm gücün kontrolünü giderek eline geçirdi."
Independent yazarı Cockburn, raporda Türkiye'de güvenlik kaygılarına da değinildiğini yazdı ve Suruç ile Ankara saldırılarını hatırlattı.
Cockburn'ün haberi şöyle sonlanıyor:
"Hükümet bu saldırılardan ilkini (Suruç), PKK'ya yeniden savaş açmak için bir vesile olarak kullandı. Artan şiddet ve güvensizlik, AKP'nin seçmenlere kendisini istikrarın teminatı ve Türk milliyetçiliğinin partisi olarak sunmasını sağladı."