Dolar

34,3144

Euro

37,4953

Altın

3.027,11

Bist

8.618,57

İngiliz eski bakandan Kıbrıs için çözüm önerisi

İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, Kıbrıs sorununa çözüm önerisi niteliğinde bir makale kaleme aldı. Straw, 'Müzakere saçmalığına derhal son verin.' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-10-03 01:19:02

İngiliz eski bakandan Kıbrıs için çözüm önerisi

İngiltere eski DIşişleri Bakanı Jack Straw, Kıbrıs sorununa çözüm önerisi niteliğinde olan bir makale kaleme aldı. Makalesinde "Müzakere saçmalığına derhal son verin" diyen Straw, Avrupa'nın en büyük hatasının Rumları birliğe almak olduğunu iddia etti.

Kıbrıs'ta Türkler ile Rumlar arasındaki 11. uluslararası çabanın da daha önce olduğu gibi Rum tarafınca reddedildiğini hatırlatan Straw, şu ifadeleri kullandı:

"İki bölgeli, iki toplumlu' bir devlet çatısında Ada'nın birleştirilmesine dönük müzakere edilmiş anlaşma saçmalığına bir son vermenin zamanı geldi. Çözüm, Ada'nın bölünmesi ve kuzeydeki Kıbrıslı Türklerin uluslararası olarak tanınmasıdır."

Türkiye'nin, 1974'te Yunanistan ve darbeci Rumlar tarafından, Kıbrıs'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Makarios'u devirmesinin ardından, adadaki Türklerin haklarının hiçe sayılmasıyla askeri operasyonu başlattığına vurgu yapan Straw, adada zulme uğrayan Türklerin aynı şeyleri bir daha yaşamamaları için Türk ordusunun sayısının artırıldığına dikkati çekti.

"AB'NİN EN BÜYÜK HATASI, RUMLARI BİRLİĞE ALMAKTI"

BM'nin arabuluculuğunda, federal, “iki bölgeli”, “iki toplumlu” bir anayasa oluşturmak amacıyla dönemin BM genel sekreterinin hazırladığı Annan Planı başta olmak üzere, sayısız müzakereye rağmen Rumların hiçbirine razı olmadığına yazısında yer veren Straw şunları söyledi:

"Avrupa Birliği, en büyük stratejik hatalardan birini yaparak, KKTC ile bir anlaşma sağlanıp sağlanmadığına bakılmaksızın 1 Mayıs 2004'te Kıbrıs'ı üyeliğe kabul etti. Tanınmayan ve temsil edilmeyen KKTC dahil, Ada'nın bütününün resmi olarak üyeliğe kabul edilmiş olmasıyla, kuzeyin uğradığı haksızlığa bir de utanç eklenmiş oldu."

hari

"KIBRISLI TÜRKLER, AB ÜYELİĞİ İÇİN HAZIRLANMALI"

Dışişleri Bakanlığından meslektaşım Devlet Bakanı Baroness Symons'ın sözleri:

"Kıbrıslı Türkler mantıklı olarak bu başarısızlığın kurbanları olmamaları gerektiğini söyleyebilir, zira AB'nin dışında askıda kalanlar onlar. Ancak şu anda kesinlikle ihtiyaç duyulan şey, zaten AB vatandaşı olan halklara karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve Kıbrıslı Türklerin, yasalarının ve idari uygulamalarının AB üyeliği için hazırlanmasıdır."

"AB'NİN KUZEYLE İLGİLİ ÇABALARINI RUMLAR ENGELLEDİ"

Kıbrıslı Türklerin bu konuda tam anlamıyla askıda bırakıldığına değinen Straw, AB'nin Dış İlişkiler Konseyinin Kuzey kesimin karşı karşıya kaldığı bazı sorunların bir kısmını gidermek için başlangıçta gösterdiği çabaların, hiçbir sonuca ulaşmadığını ve bunların bizzat 'Kıbrıs Hükümeti' tarafından engellendiğine vurgu yaptı.

"RUMLAR, BAŞARILI BİR AB ÜYESİ OLAMADI"

Straw, yazısını şöyle sürdürdü:

"Bu zaman içinde Kıbrıslı Rumlar da AB'nin örnek bir üyesi olmakta pek başarılı olamadı. 2012 ve 2013'te kısmen Rusya'nın offshore bankacılığının tercih ettiği yerlerden biri olması dolayısıyla bir bankacılık kriziyle karşı karşıya kaldı."

Geçen ay The Guardian gazetesi, Kıbrıs hükümetinin, 'milyarder Rus oligarklar ve Ukraynalı iş çevreleri' dahil yabancı uyruklulara vatandaşlık vererek 2013'ten bu yana 4 milyar avro topladığını iddia etti.

"RUMLAR, TÜRKLERLE EŞİT ŞARTLAR İSTEMİYOR"

Kıbrıs Rum kesiminin, Kıbrıslı Türkler ile siyasi olarak eşitliği kabul etmeyi, gücü Türklere teslim etmek olarak gördüğünü belirten Straw, "Rumlara AB üyeliği, bir uzlaşma karşılığında verilseydi bence anlaşma sağlanmış olurdu. Gerçek şu ki, şimdiye kadar hiçbir Kıbrıslı Rum lider, seçmenlerinin bir anlaşmayı desteklemesini sağlayamadı. Mevcut statüko güney için fazlasıyla rahat." ifadelerini kullandı.

"KIBRIS'IN BÖLÜNMÜŞLÜĞÜ ARTIK TANINMALI"

"Bana göre, uluslararası toplumun gerçekleri anlamasının ve Ada'nın bölünmesini tanımasının zamanı geldi" diyen Straw, yazısını şu tespitle bitirdi:

"Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir anlaşma için bir neticeye varmayan müzakereleri sürdürmek yerine Ada'nın bölünmüşlüğünün tanınmasıyla iki toplum arasındaki ilişkileri geliştirmek daha mümkün olur."

Haber Ara