Dolar

34,6472

Euro

36,3259

Altın

2.925,71

Bist

9.636,12

İngiliz milletvekilini aslında kim öldürdü?

İngiltere’de İşçi Partisi milletvekili Jo Cox’un öldürülmesiyle ilgili “Piyasalarda bu sonucun ortaya çıkacağını hesap eden birileri azmettirmiş olamaz mı?” sorusu gündem geldi.

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-06-22 11:58:27

İngiliz milletvekilini aslında kim öldürdü?

Dünya gazetesi yazarı Osman Ulagay, İngiltere'de İşçi Partisi milletvekili Jo Cox'un öldürülmesiyle ilgili “Korkunç cinayeti, piyasalarda bu sonucun ortaya çıkacağını hesap eden birileri azmettirmiş olamaz mı?”sorusunu ortaya attı.

“Komplo teorilerinden oldum olası hiç hazzetmem ama şimdi o kadar acayip bir dünyada yaşıyoruz” diyen Osman Ulagay, “Brexit krizi, biraz da Jo Cox'un öldürülmesi sayesinde atlatılsa bile finansallaşmış kapitalizmin krizi gündemde kalmaya devam edecek” dedi.

İşte Dünya gazetesi yazarı Osman Ulagay'ın o yazısı:

Komplo teorilerinden oldum olası hiç hazzetmem ama şimdi o kadar acayip bir dünyada yaşıyoruz ki bazı durumlarda komplo teorilerini bile hesaba katmak gerekebiliyor. Yazımın başlığını oluşturan soru da böyle bir dünyada akla gelebilecek bir soru bence. Birçok kimse gibi beni de şoke eden bir siyasi cinayet sonrasında yaşanan gelişmeler ister istemez bu soruyu akla getiriyor.

23 Haziran'da yapılacak olan referandumda İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden(AB) ayrılmasına karşı çıkan İşçi Partisi milletvekili Jo Cox, ayrılma yandaşı Brexit kampına yakın olduğu anlaşılan bir kişi tarafından sokak ortasında vurularak öldürüldü. Bu cinayet, Brexit yandaşlarının kamuoyu yoklamalarında öne geçtiği ve bu nedenle sterlinin değer kaybettiği, borsanın düştüğü ve dünyadaki kaygıların arttığı bir ortamda işlendi. Hemen herkesin takdirini kazanan, insanlara umut aşılayan, geleceğin lideri olabilecek 41 yaşındaki bir kadın politikacının bu şekilde öldürülmesi bir anda ülkenin havasını değiştirdi. Anketlerdeki eğilim tersine döndü, Brexit seçeneğini savunanlara verilen destek bir miktar azaldı. Bunun üzerine borsanın yükselişe geçtiği, değer kaybetmekte olan Sterlinin hızla toparlandığı görüldü, dünya piyasalarındaki kaygılar da azaldı. Eğer bu tablo 23 Haziran'a kadar tekrar değişmezse, İngiltere'nin AB'de kalmasını isteyenler rahat bir nefes alacak ve piyasalarda yaşanması olası bir panik önlenmiş olacak gibi görünüyor. Bu cinayeti İngiltere'nin AB'den ayrılarak bağımsızlığını geri kazanacağını hayal eden milliyetçi bir fanatiğin işlemiş olması ilk akla gelen olasılık ama piyasaların ne kadar insafsız ve acımasız bir mantıkla işlediği hatırlandığında şu soruyu sormak da mümkün pekala: Korkunç cinayeti, piyasalarda bu sonucun ortaya çıkacağını hesap eden birileri azmettirmiş olamaz mı?

KENDİNE ÇALIŞAN "PİYASALAR"

"Piyasalar" deyimi günümüzde, ekonominin ve dünyanın gidişatını etkileyen finansal piyasalar için kullanılıyor. Şimdi petrol ve emtia piyasaları da finansal piyasalarla iç içe geçtiği için "piyasalar" deyiminin kapsamı ve önemi daha da artmış bulunuyor. Piyasalarla reel ekonomi arasındaki ilişki de ilginç bir boyut kazanmış durumda günümüzde. Time dergisinin yazarı Rana Foroohar'ın, Makers and Takers adlı son kitabında ayrıntılı olarak anlattığı gibi, devasa kaynaklarının yalnızca %15'ini reel sektöre kullandıran ve kendi hisselerini satın olarak borsadaki değerlerini yükselten büyük ABD şirketlerinin reel ekonomiye yaptığı katkı çok sınırlı kalıyor. Karlarının büyük bölümünü vergi cennetlerinde tutan bu şirketlerin rekabet kurallarına ve etik standartlara uyma konusundaki karneleri de hiç parlak değil. Finansallaşan kapitalizmin bu işleyiş biçiminin reel ekonomiyle borsalar arasındaki ilişkiyi zayıflattığı görülüyor. Halen ABD'de olduğu gibi, reel ekonominin düşük verimlilik - düşük büyüme sarmalında bocaladığı, ekonomideki büyümenin geniş kesime yansımadığı ve toplumsal hoşnutsuzluğun arttığı bir ortamda borsaların yeni rekorlar peşinde koşması bu sağlıksız ilişkinin sonucu.

POPÜLİZME ORTAM HAZIRLADI

Piyasaları oluşturan sistemi yönlendiren küçük sayılabilecek bir azınlığa büyük paralar kazandıran bu işleyiş biçimi küresel ve finansal kapitalizmin toplumun geniş kesimine, sıradan insanlara gelir ve refah artışı sağlamayan bir sistem olarak algılanmasına yol açtı. Bu sistemden nemalananlar ve sistemin sürmesine göz yuman siyasetçiler ise halkın sorunlarına duyarsız "küresel elitler" olarak tanımlandı ve hedef haline getirildi. Şimdi pek çok ülkede yükselen popülizm dalgası kendini terkedilmiş hisseden geniş toplum kesimlerinin yükselen tepkisini yansıtıyor. Ancak bu yükselen dalgadan yararlanarak iktidara aday olma noktasına gelen Donald Trump ya da İngiltere'de Brexit bayrağını yükselten Boris Johnson gibi yükselen liderlerin, soruna çözüm getirecek, sistemin daha geniş bir kesime yarar sağlayacak şekilde çalışmasına imkan yaratacak tutarlı önerileri yok. Brexit krizi, biraz da Jo Cox'un öldürülmesi sayesinde atlatılsa bile finansallaşmış kapitalizmin krizi gündemde kalmaya devam edecek.

SON VİDEO HABER

Mardin'de silahlı saldırı: 1'i avukat 4 yaralı

Haber Ara