AA'nın haberine göre, Ülke siyasetindeki iki büyük parti olan Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi'nin çoğunluğu, ülkenin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliğinin devamını istiyor. Yapılan kamuoyu yoklamalarının ortalaması da birlikten yana olanları önde gösteriyor.
Ülkede son 6 ayda yapılan AB referandumuyla ilgili kamuoyu yoklamalarının ortalaması, yüzde 53'ün AB'de kalmaktan yana, yüzde 47'nin ise ayrılıktan yana oy vereceğini ortaya koyuyor. Ocak ayından bu yana yapılan 77 anketten 32'sinden "AB'den çıkılsın", 45'inden ise "AB'de kalalım" sonucunun çıktığı görülüyor.
Ancak Birleşik Krallık'ta hem geçen yıl yapılan genel seçimde, hem de 2014 yılında yapılan İskoçya'nın bağımsızlık referandumunda anketlerin yanıldığına dikkati çekiliyor. Dolayısıyla AB referandumunun yapılacağı 23 Haziran Perşembe günü, anketlerde yaklaşık yüzde 15'i bulan kararsızların kararı, katılım oranı ve demografi sonucu değiştirebilecek önemli etkenler olarak değerlendiriliyor.
Son dönemde ekonomik argümanların güçlenmesiyle ülkede 65 yaş üzerindeki nüfusun AB referandumuyla ilgili görüşlerini değiştirdiği görülüyor. 15 Mart'ta yapılan anket, 65 yaş üzerindekilerin yüzde 62'sinin birlikten çıkılmasından yana oy kullanacağını söylediğini ortaya koyarken, 24 Mayıs'ta yapılan başka bir anket aynı grubun yüzde 52'sinin AB'de kalmak istediğini gösteriyor.
Seçmen korkutuluyor
Referandum öncesi Birleşik Krallık'ta yürütülen "Ayrılığa Oy Ver" ve "Britanya Avrupa'da Daha Güçlü" kampanyaları farklı argümanlar ortaya atıyor. Ekonomi ve göç ise tartışmalarda iki ana konuyu oluşturuyor.
Birlikte kalınmasından yana olanlar, olası ayrılığın ülkeyi ekonomik krize ve belirsizliğe sürükleyeceğini söylüyor. AB'de kalınmasından yana kampanyanın başını çeken İngiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri David Cameron, bu konuda kendine kolayca destek buluyor. İngiltere Merkez Bankası Başkanı ve ülkenin önde gelen ekonomistleri ile bankaları, Birleşik Krallık AB'den ayrılırsa ülke ekonomisinin olumsuz etkileneceğini, resesyona sürükleneceğini, olası ayrılığın ticaretten ev fiyatlarına kadar her şeye olumsuz yansıyacağını dile getiriyor.
İngiltere, toplam ihracatının yaklaşık yüzde 45'ini, toplam ithalatının ise yaklaşık yüzde 54'ünü AB ülkeleri ile yapıyor ve yaklaşık 2 milyon AB üyesi vatandaşı Birleşik Krallık'ta çalışıyor.
Birlik yanlıları ekonomi kartıyla seçmeni kendine çekmeye çalışırken, ayrılık yanlıları ise göç kartıyla seçmenleri korkutuyor. İngiliz siyasetinin etkin isimlerinden, Muhafazakar Partili eski Londra belediye başkanı Boris Johnson'ın başını çektiği "Ayrılığa Oy Ver" kampanyasında Türkiye'nin de kullanıldığı görülüyor. İngiltere AB'de kalmaya devam ederse "milyonlarca Türk'ün AB kapısında olduğu ve birlik üyesi olunca İngiltere'ye akın edecekleri" iddia ediliyor. Bu kampanyada AB ülkesinden gelen göçmenlerin, İngilizlerin işlerini ellerinden aldığı ve ülkedeki sosyal yardım sistemini suistimal ettikleri de savunuluyor.
İskoçya'da yeni bağımsızlık referandumu sinyali
Referandum sürecinde, birlikte kalınmasından yana olan İskoç Ulusal Partisi (SNP) olası ayrılığın, İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumunu tetikleyeceğini dile getiriyor. İskoçya'yı bağımsızlık referandumuna taşıyan, ayrılıkçı SNP'nin eski lideri Alex Salmond geçen hafta yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık AB'den ayrılırsa iki yıl içerisinde yeni bir bağımsızlık referandumunun yapılabileceğini söyledi.
SNP, Birleşik Krallık'ın AB'de kalmasını istiyor. Birleşik Krallık AB'den ayrılırsa bunun kendi istekleri dışında gerçekleşeceğini bildiren SNP'li yetkililer, yeni bir bağımsızlık referandumunun kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.
İngiltere AB'den ayrılırsa ne olacak?
Referandum sonucunun, 23 Haziran akşamı sandıkların kapanmasının ardından 24 Haziran sabahı belli olması bekleniyor. Sonuç, İngiltere'nin AB'den çıkması yönünde olursa bunun hemen olması öngörülmüyor. Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmasının en az 2 yıl süreceği, bu süre içerisinde de İngiltere'nin AB kurallarına bağlı kalmaya devam edeceği belirtiliyor.
İngiltere'nin AB'den çıkması halinde İngiliz vatandaşlarının AB ülkelerine seyahat etmek için vize almaları gerekip gerekmeyeceği AB ile varılacak anlaşmaya bağlı olacak. İngiltere, birlikten çıkmasına karşın ortak pazarda kalmayı sürdürürse İngiliz vatandaşları AB ülkelerinde çalışmaya devam edebilecek. Ancak İngiliz hükümeti AB vatandaşlarına çalışma izni kısıtlaması getirirse İngiliz vatandaşlarının da AB ülkelerinde çalışmak için vize almaları gerekecek. Referandum sonucu AB ile ilişkilerin yeniden nasıl düzenleneceği de seçmenleri birlikte kalmaktan yana oy kullanmaya itecek gibi görünüyor.
43 yıl önce Muhafazakar Parti hükümeti döneminde Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) üye olan İngiltere'de referandumdan AB'den çıkılmasından yana sonuç çıkarsa ülke yine bir Muhafazakar Parti hükümeti döneminde birlikten ayrılmış olacak.
İngiliz halkı 23 Haziran Perşembe günü, "Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusunu yanıtlamak üzere sandık başına gidecek. Referandumda, 18 yaş üzeri Birleşik Krallık, İrlanda ve Milletler Topluluğu vatandaşları oy kullanabilecek.