İngiltere Başbakanı Theresa May, eski Rus casus Skripal ve kızı Yulia'nın maruz kaldığı kimyasalla ilgili, bu sabah Londra'da düzenlenen ve İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Savunma Bakanı Gavin Williamson, İçişleri Bakanı Amber Rudd, İngiltere Başsavcısı Jeremy Wright, ordu ve istihbarat kurumlarının şeflerinin de katıldığı Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık etmesinin ardından, İngiliz Parlamentosunda milletvekillerini son gelişmelerle ilgili bilgilendirdi.
"SALDIRI RUSLARIN İŞİ"
Ülkenin güneybatısındaki Salisbury kentinde eski Rus casus Skripal ve kızı Yulia'nın önceki pazar günü bilincini yitirmiş olarak bir alışveriş merkezi önündeki bankta bulunmasıyla ilgili May, "Skripal ile kızının, Rusya tarafından geliştirilen tipte askeri nitelikte, sinir sistemi üstünde etkili bir maddeyle zehirlendiği artık anlaşıldı" dedi.
"KİMYASAL RUSYA TARAFINDNA ÜRETİLMİŞ"
Söz konusu maddenin "Novichok" olarak bilinen kimyasal grubuna dahil olduğunu aktaran May, Salisbury yakınındaki Porton Down Laboratuarında yapılan incelemelerin ardından tespit edilen kimyasalın daha önce Rusya tarafından üretilmiş olduğu ve bu ülkenin aynı kimyasalı halen de yapabileceğinin bilindiğini söyledi.
May, "Değerlendirmemiz, Rusya'nın ülkeden kaçan bazı kişileri suikastlar için meşru hedefler olarak gördüğü yönünde. Hükümet, Rusya'nın Sergey ve Yulia Skripal'e karşı yapılan eylemden sorumlu olmasının kuvvetle muhtemel olduğu sonucuna vardı" şeklinde konuştu.
4 Mart'ta gerçekleşen olayın iki makul açıklaması olduğunu aktaran May, "Bu, ya Rus devleti tarafından ülkemize karşı doğrudan yapılan bir eylemdi ya da Rus hükümeti, potansiyel olarak felakete yol açan bu sinir sistemini etkileyen maddenin kontrolünü kaybetti ve başkalarının eline geçmesine izin verdi." dedi. May ayrıca, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'un da bugün Rusya'nın Londra Büyükelçisi Alexander Yakovenko'u bakanlığa çağırdığını ve bu iki olasılığı sorduğunu aktardı. May, Johnson'un, Büyükelçi Yakovenko'ya, Rusya Federasyonu'nun Novichok programını, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne eksiksiz bir şekilde açıklaması gerektiğini söylediğini belirterek, "Rus hükümetinin yanıtının yarın gün sonuna kadar verilmesini de talep etti" ifadesini kullandı.
DAHA ÖNCE DE YAŞANMIŞTI
Theresa May, İngiliz istihbaratı için çalışan bir diğer eski KGB ajanı Alexander Litvinenko'nun Londra'da Rusya tarafından zehirlendiğini anımsatarak, Rusya'nın o dönemde de soruşturmaya yardımcı olma sözü verdiğini ancak daha sonra gerçekleri reddettiklerini dile getirdi.
Litvinenko cinayetinin ardından Rus diplomatların İngiltere'den gönderilmesi, iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğinin askıya alınması, vizelere yönelik ikili planların bitirilmesi ve şüphelilerin varlıklarının dondurulması da dahil bir dizi önlemin alındığını ve bu önlemlerin halen yürürülükte olduğunu vurgulayan May, "Şimdi daha kapsamlı tedbirler almaya hazırlıklı olmalıyız. Çarşamba günü, Rus devletinin verdiği yanıtı ayrıntılı olarak ele alacağız. İnandırıcı bir cevap bulunamaması halinde, bu eylemin Rusya tarafından İngiltere'ye karşı yasa dışı bir şekilde kullanılmış güç olduğu sonucuna varacağız" dedi.
RUS ELÇİLİĞİNDEN AÇIKLAMA
Öte yandan Rusya'nın Londra Büyükelçiliğinden bugün yapılan açıklamada, İngiliz basınında Skripal olayıyla ilgili olarak kendilerine yönelik "temelsiz suçlamaların" iki ülkenin ilişkilerini olumsuz etkilediği belirtildi. İngiliz yetkililerin, basında yer alan iddialar ile aralarına mesafe koymadıkları veya ilave bilgi vermedikleri ifade edilen açıklamada, "Soruşturma ne Rusya için ne de kamuoyu için saydam bir şekilde yürütülüyor. Bu durum kaygı verici" görüşüne yer verildi. "Hükümetin göz yumduğu ve hem soruşturmayı hem de İngiliz halkını etkileyen medyadaki Rusya karşıtı kampanyaya öfkeliyiz" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Vatandaşlarımız ve Rusya kökenli İngiltere vatandaşları bu ülkedeki geleceklerinden endişeliler. İngiltere'deki Rus gazeteciler tehdit alıyor. İngiliz hükümetinin Rusya politikası, İngiliz kamuoyuyla oynanan çok tehlikeli bir oyun. Bu sadece soruşturmayı duruma hiç yardımı dokunmayan siyasi bir yola sevketmekle kalmıyor, ilişkilerimiz için çok daha ciddi ve uzun vadeli sonuçlar doğurma riskini de taşıyor."
TİLLERSON'DAN AÇIKLAMA
Afrika seyahatinde olan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da konuya ilişkin yazılı bir açıklamasını paylaştı.
"İngiltere'nin yürüttüğü soruşturmaya ve Rusya'nın saldırının arkasında olduğu yönündeki düşüncesine güvenimiz tam" ifadesini kullanan Tillerson, şunları kaydetti:
"Bu tür saldırıların hiçbir meşru tarafı yoktur ve Rusya'nın tekrar bu tür girişimlerde bulunması bizi ciddi şekilde rahatsız etmiştir. Ukrayna'dan Suriye'ye, şimdi ise İngiltere'de, Rusya açıkça diğer ülkelerin bağımsızlığını ve bu ülkelerin vatandaşlarını hedef alarak dünyada istikrarsızlığa yol açan davranışlarını devam ettiriyor. Bu cinayeti işleyen ve bu cinayetin işlenmesi için emir verenlerin gerekli ağır sonuçla yüzleşmesi konusunda (İngiltere ile) mutabık kaldık."
RUS AJANIN SAĞLIK DURUMU CİDDİYETİNİ KORUYOR
Sergey Skripal (66) ve kızı Yulia (33) Salisbury Bölge Hastanesi'nin yoğun bakımında tutuluyor. Baba ile kızın sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu ancak istikrarlı olduğu belirtiliyor. İngiliz polisi, Skripal olayıyla ilgili geniş kapsamlı bir operasyon yürütüyor. Soruşturma kapsamında 240'ten fazla görgü tanığıyla temasa geçen polis, Rus ajanın 2012'de ölen eşinin de kentteki mezarını açtı. Ludmilla Skripal'in de ölümünün zehirlenmeye bağlı olup olmadığı araştırılıyor.
Rus mahkemesi, İngiltere için casusluk yaptığı suçlamasıyla 2006 yılında Skripal'e 13 yıl hapis cezası vermişti.
Skripal, 2010 yılında ABD'nin tutukladığı 10 Rus ajanı ile Avusturya'nın başkenti Viyana'da takas edilen 4 casus arasında yer almıştı. Daha sonra İngiltere'ye gelen Skripal'in, Salisbury'de düşük profilli bir yaşam sürmeye başladığı belirtiliyor. Rusya, Skripal'in 1990'lı yıllardan itibaren bilgi sızdırdığı İngiliz dış istihbarat servisi MI6'e, Rusya'nın Avrupa'daki casuslarının kimliklerini de ifşa ettiğini öne sürmüştü.
BİR DİĞER RUS AJANIN ZEHİRLENMESİ
MI6 için çalışan bir diğer eski KGB ajanı Alexander Litvinenko, Londra'da bir otelde çayına karıştırılan radyoaktif Polonyum-210 maddesinden zehirlenerek 2006 yılında, 43 yaşında hayatını kaybetmişti. Rusya, İngiltere'nin kimliklerini tespit ettiği suikastçıları İngiltere'ye iade etmeyi reddetmiş, olay iki ülke ilişkilerinde gerginliğe neden olmuştu. Litvinenko'nun ölümüyle ilgili İngiltere'deki soruşturmayı yürüten bağımsız komisyon tarafından hazırlanan raporda, Polonyum-210'un sadece devlet imkanlarıyla üretildiğine işaret edilerek, Litvinenko'nun, iki eski Rus ajanı tarafından zehirlendiği kanaatine varıldığı bildirilmişti. Raporda, "Litvinenko'yu öldüren FSB operasyonu, muhtemelen FSB Başkanı Nikolay Patrushev ve Başkan Putin tarafından onaylandı" ifadesi dikkati çekmişti.