İnsan Hakları Konseyinin 43. oturumuna insani krizler damga vuracak
BM İnsan Hakları Konseyinin 43'üncü oturumu, İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde yarın başlayacak. İdlib, Libya, Filistin, Yemen ve Myanmar'daki insani krizler, oturuma damga vuracak.

Oluşturma Tarihi: 2020-02-23 13:05:21

Güncelleme Tarihi: 2020-02-23 13:05:21

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin 43'üncü oturumu, İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde yarın başlıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, son yıllardaki en kritik toplantılara sahne olması beklenen Konseyin 43'üncü oturumunda dünyanın çeşitli bölgelerindeki insan hakları konuları masaya yatırılacak.

20 Mart'a kadar sürecek oturumun açılışını, BM İnsan Hakları Konseyi Başkanı Avusturyalı Elisabeth Tichy-Fisslberger yapacak.

BM 74. Genel Kurul Başkanı Tijjani Muhammad-Bande ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Konseye hitap edecek.

Bu konuşmaların ardından kürsüye gelecek BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in, güncel küresel insani krizlere ilişkin üye ülkelere uzun bir konuşma yapması bekleniyor. Bachelet ayrıca farklı ülkelerdeki insani durumlara ilişkin raporlar sunacak.

Konseyin üst düzey konuşmacıları arasında ise Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ile Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ön plana çıkıyor.

Konseyin ilk iki günü, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Djukanovic ile onlarca ülkeden dışişleri bakanları ve üst düzey temsilcilerin konuşmasına sahne olacak.

Esed rejimi ve İsrail'in kınanması bekleniyor

Beşşar Esed rejiminin başta İdlib olmak üzere ülke genelindeki yoğun insan hakları ihlallerinin Konseyde kınanması öngörülüyor.

Ayrıca Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı milislerin işlediği insan hakları ihlalleri de Konseyde tartışılacak önemli konular arasında yer alıyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planı nedeniyle Filistin konusu da ağırlıklı olarak Konseyin gündeminde olacak. Ayrıca BM'nin, İsrail'in işgali altındaki Filistin topraklarına ilişkin en son hazırladığı rapor Konseye sunulacak.

Konseyin son gününde oylanacak tasarılarda İsrail'in bir kez daha kınanması bekleniyor.

Suudi Arabistan ve BAE'deki insan haklar ihlalleri gündeme taşınacak

Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) insan hakları ihlallerine ilişkin, Konsey kapsamında yan etkinlikler ve paneller düzenlenecek. Ayrıca Yemen iç savaşına taraf olan Suudi Arabistan ve BAE'nin, bu ülkedeki hak ihlalleri de masaya yatırılacak.

Çin'in Doğu Türkistan bölgesindeki ihlalleri, Myanmar ve Keşmir'deki insani krizler, yine 43'üncü oturumda ele alınacak başlıca konular arasında yer alıyor.

47 üyeli Konsey'in üyeleri veya BM'ye akredite STK'lerin girişimde bulunması durumunda Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti, Konseyin 43'üncü oturumunda yine gündeme gelebilecek. Ayrıca cinayete ilişkin paneller düzenlenecek.

Oturumda BM'ye üye uluslararası sivil toplum kuruluşlarınca işkence, göç sorunu, inanç hürriyeti, terörizmle mücadele, savaş suçları, kadın ve çocuk hakları ile kişisel dokunulmazlıklar gibi konulara ilişkin 200'den fazla yan etkinlik düzenlenecek.

Dünya Sağlık Örgütü yetkililerinin de Çin'de ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin Konsey boyunca bilgilendirmeler yapması bekleniyor.

Konseyde Türkiye'yi ise BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Sadık Arslan temsil edecek.

BM İnsan Hakları Konseyi

BM İnsan Hakları Konseyi 2006'da kuruldu. BM üyesi ülkeler, İnsan Hakları Konseyi üyeliğine BM Genel Kurulu tarafından 3 yıllığına seçiliyor. Türkiye'nin ise Konseyde gözlemci statüsü bulunuyor.

47 üyesi bulunan BM organı, insan hakları konularını görüşmek üzere her yıl 3 kez toplanıyor. Konsey oturumları sırasında karar tasarıları da görüşülüyor ve kabul ediliyor ancak BM İnsan Hakları Konseyinin kararları tavsiye niteliği taşıyor ve kararların yasal bağlayıcılığı bulunmuyor.

BM İnsan Hakları Konseyi, insan hakları sicili iyi olmayan ülkelerin dönem dönem üye olarak seçilmesi nedeniyle hem BM üyesi ülkeler hem de sivil toplum örgütleri tarafından eleştiriliyor.