Dolar

34,5489

Euro

35,9847

Altın

2.996,70

Bist

9.474,59

Irak’ta ‘mavi şapkalı’ terörü

Irak’ta Şii din adamı Mukteda es-Sadr’ın kontrolündeki Mavi Şapkalılar isimli grup, güneydeki Necef kentinde Çarşamba akşamı göstericilere saldırdı. İki taraf arasında çıkan çatışmalarda 8 vatandaş hayatını kaybederken, onlarca kişi yaralandı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-06 15:54:58

Irak’ta ‘mavi şapkalı’ terörü

Irak'ta Şii din adamı Mukteda es-Sadr'ın kontrolündeki Mavi Şapkalılar isimli grup, güneydeki Necef kentinde Çarşamba akşamı göstericilere saldırdı. İki taraf arasında çıkan çatışmalarda 8 vatandaş hayatını kaybederken, onlarca kişi yaralandı.

Kargaşa ve kafa karışıklığı

Sadr destekçilerinin Irak'ın başkenti Bağdat'taki Tahrir Meydanı'ndan çadırlarını toplayarak çekilmesi, daha sonra geri dönmeleri ve ardından kaynağı belirsiz hesaplardan atılan tweetler kafa karışıklığına neden oldu. Bu kafa karışıklığını, başta Bağdat olmak üzere protesto meydanlarında yaşanan kargaşa takip etti.

Hikaye Ekim 2019'da başladı. Irak'taki halk protestolarının başladığı günler. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Mavi Şapkalılar grubuna, değişim ve reform için meydanlara çıkan göstericileri koruma talimatı verdi. Mavi Şapkalılar grubu üyeleri protesto düzenlenen kentlerdeki meydanlara girerek çadırlarını kurmaya başladı. 25 Ocak'a geldiğimizde Sadr bu kez söz konusu gruba çadırlarını toplayarak meydanlardan çekilme talimatı verdi. Elbette bu durum birçok soru işaretiyle birlikte kafa karışıklığına neden oldu. Sadr, çekilme talimatının ardından attığı tweette, “Allah'tan sonra benim desteklediğim Tahrir Meydanı ve diğer illerdeki göstericilerin benden şüphe etmelerine karşı üzüntümü ve sitemimi ifade ediyorum. Onların, Irak ve benim için dayanak olduğunu zannetmiştim. Şu andan itibaren Irak'ın kaderini ve ona yönelen tehlikeleri gözlemlemeleri için göstericilerin işlerine olumlu ya da olumsuz hiçbir şekilde karışmayacağım” diye yazdı.

Sadr, paylaştığı bu mesajdan bir hafta sonra farklı bir pozisyon benimseyerek, destekçilerine yani Mavi Şapkalılara meydanlara geri dönme çağrısında bulundu. Bu sefer öncekilerden farklı bir üslup kullanan Sadr, Mavi Şapkalılardan güvenlik güçleriyle koordinasyon içinde olmalarını isterken, güvenlik güçlerinin yol kesen ve okulları kapatarak derslerin işlenmesini engelleyen göstericilere izin vermemesi gerektiğini ifade etti. Eğitim Bakanlığı'na da seslenen Sadr, dersleri aksatan öğretmen ve öğrencilerin cezalandırılması talebinde bulundu.

Protestoların başladığı 1 Ekim'den 25 Ocak'a kadar olan süreçte, hükümet ve milis güçlerin göstericilere yönelik tutuklama, kaçırma ve öldürme gibi eylemlerine tanıklık eden ve yer yer göstericilerle aynı sıkıntıları paylaşan Mavi Şapkalıların dönüşü bazı çelişkilere neden oldu. Şu anki tabloda, karşılıklı suçlamalarda bulunan, çatışan ve birbirine düşmanlık eden iki taraf görünüyor. Bunun bir tarafı meydandaki göstericiler, diğer tarafı da Mavi Şapkalılar.

Göstericiler, Mukteda es-Sadr'ın Mavi Şapkalılar eliyle yeni hükümeti kurma görevi verilen Muhammed Tevfik Allavi'yi reddeden sesleri bastırmaya çalıştığı görüşünde.

Mavi Şapkalılar

Mavi Şapkalılar grubu üyeleri Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, ‘yaşanan bazı çarpıklıklar ve ahlaksızca uygulamaların ardından protestoların barışçıl yapısını yeniden sağlamaya çalıştıklarını' dile getirdi.

Grup üyeleri, ‘casuslar' diye niteledikleri kişilerin başbakanlık makamına aday seçilmesi yönündeki tüm uzlaşı girişimlerini engellediğini savundu.

Söz konusu üyelerin aktardığına göre, Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda bulunan 336 çadırdan 285'i başbakanlık için 4 isim üzerinde uzlaştı. Ancak bunların yanı sıra bazı kişiler de mevcut kargaşayı devam ettirme ve gerilimi tırmandırma tehdidiyle herhangi bir isim üzerinde uzlaşma yapılmasını engellemeye çalıştı.

Grup üyeleri, göstericileri korkutma ve bastırmaya çalıştıkları yönündeki suçlamalar hakkında, “göstericilerle birlikte zorluklara göğüs gerdiklerini, Sadr kentinden 300 kişi, Mavi Şapkalılar'dan 4 kişiyi şehit verdiklerini, göstericilerin karşısında değil yanlarında durduklarını” belirtti.

Üyeler, Tahrir Meydanı'ndaki Türk Lokantası binası gibi protestoların sembolü haline gelen mekanlarda kontrolü ele geçirmeye çalıştıkları suçlamasına yanıt olarak, Türk Lokantası binasında arama tarama faaliyetleri yapılıp zarar verici maddelerin bulunmadığından emin olduktan sonra yeniden açılacağını ve isteyen herkesin girebileceğini ifade ettiler.

Grup üyelerinden isminin açıklanmasını istemeyen bazı kişiler de, protestoların ortaya çıkma nedenini oluşturan talepler üzerinde odaklanılması gerektiğine işaret ederek, ülkede hayatın normale dönmesi, ulaşıma kapatılan yolların açılması, meydanlardaki kalabalığın arttırılması ve hükümetin ciddiyetini ispat etmesine fırsat verilerek göstericilerin de bu konuda gözlemci olmasını istediklerini söyledi.

#Mavi Şapkalılar Terörü

Mukteda es-Sadr yanlısı grupların Bağdat, Necef ve Babil'de göstericilere saldırması ve hatta saldırılarda gerçek mermi kullanması nedeniyle gözlemciler ve aktivistler Sadr'ın göstericileri korumak, keskin nişancıları ve casusları onlardan uzaklaştırmak istediği şeklindeki açıklamalarına şüpheyle yaklaşıyor.

Twitter'da #Mavi Şapkalılar Terörü etiketiyle aktivistlerin paylaştığı videolarda, protesto meydanlarındaki göstericilere saldıran gruplar görülebiliyor. Videolarda ayrıca “‘Hepsinin kökünü kazıyın… Şapkalılar da dahil” diye slogan atan göstericilerin sesleri duyuluyor. Mukteda es- Sadr söz konusu sloganı 2016 yılındaki gösteriler sırasında kullanmıştı.

Devrimcilerin korunması

Sadr, Twitter hesabından önceki gün paylaştığı mesajda, “Mavi Şapkalılar'ın görevi okul ve hizmet dairelerinde barışçıl bir şekilde güvenliği sağlamaktır. Onların görevi beni korumak veya beni hedef alan sesleri bastırmak değildir. Mavi Şapkalılar üyesi kardeşlerim, göreviniz, emniyet güçlerinin güvenliği sağlamasına ve devrimcileri korumasına imkan sağlamaktır. Bu gerçekleşince o zaman göreviniz sona erer” diye yazdı.

Irak Savaş Suçlarını Belgeleme Merkezi Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, Mavi Şapkalıların Bağdat ve diğer kentlerdeki göstericilere karşı ‘kaçırma, suikast, keyfi tutuklama, sivilleri korkutma, cep telefonlarına el koyma ve bıçak ve sopalarla saldırma' gibi işledikleri ihlalleri belgelediklerini açıkladı.

Tahrir Meydanı'ndaki Türk Lokantası binasına yönelik saldırı anını cep telefonu kamerasıyla kaydetmeye çalışan Kerrar Abdulhüseyin isimli aktivist kaçırıldığı haberi basına yansımıştı. İşkence yapılan, eli kırılan ve telefonuna el konulan Abdulhüseyin daha sonra bir meydana bırakıldığı belirtilmişti.

Merkez, Tahrir'deki bazı aktivist ve göstericilerin, Sadr yanlısı grupların gösterici ve sivilleri tutuklamak ve işkence yapmak amacıyla Tahrir yakınlarında bir otopark kiraladığı bilgisini paylaştığını belirtti.

“Casus kelimesi siyasi kazanımlar için bir kulp haline geldi”

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre, Selam el-Hüseyni isimli gösterici, Sadr'ın daha önce Ekim Devrimi'nin ulusal bir parçası olduğunu ancak çekilme kararının arkasında siyasi gerekçeler gördüğünü söyledi.

Hüseyni, açıklamasında, “Sadr, yönetimin başındaki Şii güçlerden her ne kadar farklı olsa da onlarla ideolojik temeller üzerinden birleşecektir. Sadr protesto meydanlarında kontrolü ele geçirerek, söz konusu Şii gruplara can simidi atacak ve İran'ın müttefiki olan ‘üçüncü taraf' adına çarpışacaktır” ifadelerini kullandı.

Hüseyni, Sadr destekçilerinin meydanları ‘casuslardan' temizlemek istediği iddiası hakkında, “Casus kelimesi şu an oldukça muğlak bir kelime. Meydanlardaki varlığını güçlendirerek siyasi kazanımlar elde etmek isteyenlerin elinde tuttuğu bir kulp haline geldi” dedi.

Yeni rol

Hukukçu aktivist Ali el-Mikdam, “Sadr, ‘Ekim ayaklanmasının' başından bu yana birçok kez protestolarda arabulucu, temsilci veya lider olma girişiminde bulundu. Ancak bilinç düzeyi yüksek gençlerin varlığı sayesinde bu girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Gençler, 2015'te yapılan hataların bir benzerini yapmaktan kaçınmak için liderlerin ve koordinasyon komitelerinin olmasını reddetti. Bunun üzerine Seraya es-Selam içerisinden Mavi Şapkalılar diye bir grup oluşturuldu. Bunların görevi göstericileri korumaktı. Aylarca aynı yerde kalmalarına rağmen herhangi bir sorunla karşılaşmadılar. Bunların varlığı, güvenlik güçlerinin rolünü tamamlayıcı nitelikteydi ve pozitif bir rol üstlendiler. Fakat meydanların hükümeti kurma görevi verilen Muhammed Tevfik Allavi'yi reddetmesinin ardından Türk Lokantası binası basıldı ve bildirilerin duyurulduğu ana platforma el konuldu. Göstericiler, siyasi partiler arasında uzlaşma sonucu çıkarılan ve Necef'teki dini mercinin (Ali es-Sistani) de deyimiyle tartışmalı ve hizipçi adaylara karşı olduğunu beyan etmişti” diye konuştu.

Mavi Şapkalıların Bağdat'ta öğrencilere saldırması sonrasında Tahrir Meydanı'ndaki göstericiler yaptıkları ortak açıklamada, söz konusu saldırıyı kınadıklarını, göstericilerin kaos ve kargaşanın içine çekilmeye çalışılmasını kabul etmediklerini ve barışçıl yapıyı korumakta kararlı olduklarını vurguladı.

Sadr'ın tutumu ve çelişkiler

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi (Atlantic Council) Irak Programı Müdürü Abbas Kazım, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, göstericilerin, Sadr'ın Allavi başkanlığındaki hükümete fırsat vermek istemesine onay vermediğini ve barışçıl atmosferi koruyarak protestolara devam edeceğini söyledi.

Sadr'ın tutumunu ‘çelişkili' diye nitelemek yerine ‘Irak arenasındaki gelişmelere bağlı olarak farklı pozisyonlar' aldığı şeklinde görmenin daha doğru olacağını söyleyen Kazım, “Mesele, sabiteler veya değişkenler değil, asıl mesele Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın Irak arenasında değişen durumlar karşısındaki bakış açısı ve bunlara en uygun pozisyonu belirlemeye çalışmasıdır. Bu nedenle yeri geliyor kendini destekliyor, yeri geliyor kendine muhalefet ediyor” dedi.

Iraklı yazar ve siyasi analist Casim eş-Şammari de Sadr'ın tutumunu garipsemediğini, zira Sadr'ın birbirine iki zıt şeyleri bir araya getirmekle tanındığını ifade etti.

“Daha önce gençlerin bilinç seviyesi bu aşamaya hiç ulaşmamıştı” diyen Şammari, Mavi Şapkalılar ile göstericiler arasında muhtemel ciddi bir çatışmanın özellikle güneydeki kentlerde Şiiler arasında iç savaşa yol açmasından endişe ettiğini belirtti.

Hukukçu aktivist Ali el-Mikdam ise geçtiğimiz haftalarda Irak'ta yaşanan gelişmelerin Sadr'ın içinde bulunduğu kafa karışıklığına işaret ettiğini söyledi.

Mikdam, “Sadr bir taraftan göstericilerin işine karışmayacağını söylüyor, diğer taraftan göstericilere nasihat vererek protestoların yoldan saptığını ifade ediyor. Çektiği destekçilerini tekrar meydanlara göndererek Allavi'yi tebrik ediyor. Halkın reddetmesine rağmen de Allavi'yi ‘halkın adayı' olarak niteliyor” diye konuştu.

Mikdam, Sadr'ın 4 tür destekçisi olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı;

1- Samimi bir şekilde bağlı olanlar

2- İsminden ve nüfuzundan faydalanmaya çalışanlar

3- Ulusal bir şahsiyet olduğuna inananlar

4- Daha önce attığı olumlu adımlara binaen kendisine sempati duyanlar

Mikdam, “Sadr, göstericilere müdahale etmeme açıklaması sonrasında, çekilme kararı alarak protestoların sona ereceğini zannediyordu ancak tam tersine daha büyük kalabalıklar katıldı. Bu görüntü Sadr için acı verici oldu ve muhtemelen buna pişman oldu. Sadr bu adımdan sonra 3 ve 4'üncü grupların yanı sıra 1'inci gruptan bazı destekçilerini kaybetti” dedi.

Kaynak: https://aawsat.com/turkish/

SON VİDEO HABER

14 yaşındaki gencin öldüğü kavganın detayları ortaya çıktı

Haber Ara