İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da katıldığı Çin-Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi sonrasında yayımlanan sonuç bildirisinden ülkesinin duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Reisi, "Çin Devlet Başkanı'nın son dönemde bölgeye yaptığı ziyarette gündeme gelen bazı konular, İran halkı ve hükümetinde memnuniyetsizlik ve şikayetlere neden olmuştur." diye konuştu.
İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesine göre Reisi, Pekin yönetiminden, söz konusu bildiri ve açıklamaların telafisi üzerinde ciddiyetle durulmasını istedi.
'DİĞER ÜLKELERİN İÇİŞLERİNE KARIŞMAYIN'
Çin Devlet Başkanı Şi'nin geçen hafta gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülkenin yayımladığı ortak açıklamanın bir bölümünde, İran'a "diğer ülkelerin iç işlerine karışmaması" çağrısında bulunulmuştu.
ADALAR SORUNU
Ardından Çin ile KİK ülkeleri arasında gerçekleştirilen zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride de "Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adalarıyla ilgili İran ile yaşadığı anlaşmazlığa uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde ve ikili müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüme ulaşma girişimi dahil olmak üzere tüm barışçıl çabalara destek" vurgusu yapılmıştı.
İran, Basra Körfezi'ndeki üç ada hakkında yapılan ortak açıklamaya tepki olarak Çin'in Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırmıştı.
Hürmüz Boğazı'na yakınlığı ve bölgedeki petrol potansiyeli sebebiyle stratejik konumda yer alan Ebu Musa ile Büyük Tunb ve Küçük Tunb adalarıyla ilgili İran ve BAE hakimiyet iddiasında bulunuyor.
Adalar 1971'e kadar İngiliz işgali altındaydı. Kasım 1971'de İngiltere'nin adaların kontrolünü BAE'ye devrederek çekilmesinin hemen ardından İran adalarda hakimiyeti ele geçirdi. BAE, adalara askeri güçlerini konuşlandıran İran'ı "işgalci" olarak niteliyor.
Adalar üzerindeki haklarının tarihsel olarak çok eskilere dayandığı tezini ileri süren İran, adaların geçici olarak 1903'te İngilizlerin eline geçtiğini ve 1971'de iade edildiğini, dolayısıyla "o tarihte henüz kurulmamış olan BAE'nin hakimiyet iddiasında bulunamayacağını" savunuyor.
BAE ise adalardaki hak iddiası doğrultusunda Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunuyor.