İran’da iper geriliyor
İran devlet başkanı Ruhani ile muhafazakar yetkililer arasındaki anlaşmazlık giderek artıyor.

Oluşturma Tarihi: 2015-11-16 19:09:50

Güncelleme Tarihi: 2015-11-16 19:09:50

TİMETÜRK I MELAHAT KEMAL

İran devlet başkanı Ruhani ile muhafazakar yetkililer arasında nükleer anlaşma ve ülkenin geleceğine dair yaşanan gerginlikler giderek daha şiddetli hale geliyor.

Ülkede yaşanan gerginlik gösteriler, Amerikan karşıtı tepkilerin yoğunlaşması ve tutuklamalar ile giderek artıyor.



Ruhani, Temmuz ayında imzalanan nükleer anlaşma ile sadece İran'ın uzun zamandır süren ekonomik izolasyonuna son vermekle kalmayıp belirli şartlar altında ABD ile yeni ilişkilerin başlangıcı olacağında ısrar ediyor. Hatta onun bu iyimser temkinli açıklaması bile şiddetli bir tepki ile karşılaştı.

Analistler bu gerginliklerin önümüzdeki iki sene boyunca devam edeceğini ön görüyor. Gerginlikler daha çok nükleer anlaşmanın bir neticesi olarak İran'ın yaptırımların kaldırılması karşılığında atom programını zayıflatacağı üzerinde yoğunlaşmakta. Muhafazakarların çoğu, anlaşmaya batılı güçlerin özellikle de Amerika'nın güdümüne girmek anlamına geldiği için karşı çıkıyor. Ayetullah Hamaney'in de desteğini arkalarına alarak eleştirilerini doğrudan Ruhani ve adamlarına yöneltiyorlar.

Kaybeden tarafın tepkisi çok sert oluyor. İranlı gazetecilerin tutuklanması ve aralarından birinin Avrupalı devletler iş birliği yapmakla suçlanması bu hareketlere sadece bir kaç örnek. Amerika'ya güvenmeyen ancak daha iyi ilişkilerin faydası olacağını düşünen bazı muhafazakarlar bile eleştirilere maruz kalıyor.

Bu tepkiler bazen dini lider Hameney tarafından alevlendiriliyor. Hamaney bir yandan anlaşmaya destek verirken diğer taraftan ABD'nin İran kültürüne, ekonomi ve siyasetine sızma niyetinde olduğuna dair uyarılarda bulunuyor.

Konunun uzmanları önümüzdeki birkaç ay İran'da “tutuklamalarda, ABD karşı söylemlerde ve ABD tüketim mallarına karşı ayrımcılık artış olacak ve bu durum İran'ın yatırım ortamına zarar verecek”.

İran İslam Devrimi Muhafızları (IRGC), Batı'nın uyguladığı yaptırımlar sırasında gelişip büyüdü ve ülkenin endüstrisi ve iş alanlarında nerdeyse kontrolü ele geçirdi. Bu yüzden anlaşmadan ciddi biçimde etkilenecek grupların başında onlar geliyor. Yaptırımların kaldırılmasının ardından ihracatın ve yabancı rekabetin artması Muhafızlar'ın ekonomik gücü ve etkisine tehlikeye sokacak.
Devrim Muhafızları ve diğer muhafazakarlar medyayı, yargıyı ve polisi kontrol altında tutuyor. Bu gruplar anlaşmanın hayata geçmesinden en çok korkan gruplar çünkü ABD ve İran eski devrim liderliğinde yaşanacak kırılmanın öncüleri olmaya aday.


Şubat ayında gerçekleştirilecek parlamenter seçimler, siyasi isteklerin ortaya konması açısından büyük bir sınav olacak. Ruhani destekçileri seçimlerini seçim sandıklarına yansıtmış olacak.

Ruhani iki sene önce İran'ın uzun süredir devam eden izolasyonuna son verme ve daha açık bir toplum yaratma vaatleri ile seçilmişti. O, İran sistemi içindeki sınırlarını çok iyi bilen kurnaz bir siyasetçi olarak değerlendiriliyor. Ancak aynı zamanda, seçimin yaklaşması ile eleştirilerini daha yüksek sesle dile getirerek tüm kartlarını yavaş yavaş açıyor.

Ruhani 8 Kasım'da yaptığı konuşmada muhafazakar medya çalışanlarının “gizli polis” gibi çalıştıklarını ve yargının dokunulmazlığı altında haber yaptıklarını söyledi. Ayrıca basın özgürlüğü çağrısında bulundu.

Ruhani'nin konuşmaları, koyu muhalifler tarafından derhal eleştirildi.

Tahran'ın Cuma İmamı Kazem Sedighi, hükümet görevlilerini İran ekonomisini kötüye götürmek ve dışa bağlımlığını arttırmakla suçladı.


Sedighi ayrıca Ruhani'yi yabancılarla uygunsuz dostluklar kurmakla suçladı. İmam, “Bizim tarafımızdan, inananlardan ve halka hizmet edenlerden birine saldıracağı zaman farklı bir ton kullanıyor. Bu tarz bir dilin bir başkana yakışmadığını düşünüyoruz” dedi.

Ruhani tarafından gelen eleştirilerin artmasına karşılık muhafazakarlar beklenmedik bir biçimde Meclis Başkanı Ali Larijani'yi hedef aldılar.

Larijani geçtiğimiz Eylül ayında ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirmiş ve iki ülke arasında arasında Washington Post'un Tahran muhabiri Jason Rezaian'ında bulunduğu tutuklu esirlerin takası önerisinde bulunmuştu.

Göstericiler bu açıklamanın ardından Larijani'nin ofisinin önünde Amerikan bayrağını ateşe vermişlerdi.

Uzmanlar İran'da “Amerika'ya ölüm” sloganlarının azalmasını ve Hamaney'in daha az ABD karşıtı olmasını beklerken ülkede yaşananların kendilerini şaşırttığını belirtiyorlar.