İran'ın kuzeydoğusundaki Kuzey Horasan eyaletinin merkezi Bocnurd kentindeki Sünniler, cuma namazını kendi inanç esaslarına göre kılmak istiyor.
Azadşehr kenti Türkmen Ehli Sünnet cuma imamı Mevlana Muhammed Hüseyin Gürgiç, yaptığı açıklamada, eyalet merkezi Bocnurd'daki sayıları 30 binin üzerindeki Sünnilerin cuma namazlarını kendi fıkıh kurallarına göre kılabilmesi için devletin izin vermesini talep ettiklerini belirtti.
Açıklamasında Gülistan ve Kuzey Horasan Fakihler Konseyi'nin bir üyesi olduğunu hatırlatan Gürgiç, kanun ve kurallara göre 10 bin vatandaşın yaşadığı bir şehirde cuma namazının kılınmasına izin verilmesi gerektiğini ifade ederek, devlet yetkililerinden bu talebin yerine getirilmesini istedi.
İRAN'DA SÜNNİLERİN SORUNLARI
İran'da Sünniler, yoğunlukla yaşadıkları şehirlerde, cami ve mescitlerinde kendi fıkhi kaidelerine göre cuma namazı kılabilirken, büyük şehirlerde buna izin verilmiyor ve açılan mescitler genellikle kapatılıyor. Sünniler, kendilerine ait ibadet mekanlarının bulunmadığı yerlerde ya cuma namazına gitmiyor ya da Şii bir imamın arkasında saf tutuyor.
Yaklaşık 80 milyon nüfuslu İran'da resmi olmayan verilere göre 15 milyon civarında Sünni vatandaş yaşıyor. Yoğunlukla sınır bölgelerinde yaşayan Sünniler, anayasada belirtilen vatandaşlık haklarına sahip olmak istiyor.
Fırsat eşitliği tanınmaması ve yönetim kademelerinde yer alamamaktan şikayet eden Sünniler, devletin diğer bölgelere kıyasla kendi bölgelerine yeterli destek ve yatırım imkanı sunmamasını eleştiriyor.
İran'da ayrıca bazı Sünni din adamlarının serbest dolaşım hakkı engelleniyor. Bazı kentlerdeki Sünnilere ait camilerin tamir ve tadilatına izin verilmezken, başkent Tahran'daki Sünnilerin resmi bir camiye sahip olmalarına da müsaade edilmiyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 3 Haziran'da başkent Tahran'da ülkenin önde gelen Sünni din adamları ve temsilcilerine hitabında, "Gençler, kadınlar ve azınlıklar haklarını alamadıkları için devletten şikayetlerinde haklılar." demişti.
Bu üç grubun yönetimde daha etkin olması için gerekli zeminin hazırlanması gerektiğini dile getiren Ruhani, insanların farklılıklarına rağmen yaradılış bakımından eşit olduklarını belirterek, devrim öncesine göre azınlıklara daha fazla haklar tanındığını kaydetmişti.