İran'da tehlikeli tırmanış
İran’da ekonomik ve siyasi hoşnutsuzluklar, hemen bütün büyük şehirlerde protesto gösterilerinin patlamasına yol açarken, eylemlerin 12 Aralık’ta Beyaz Saray’da yapılan ABD-İsrail gizli görüşmesinden sonra başlaması dikkat çekici.

Oluşturma Tarihi: 2018-01-02 06:13:09

Güncelleme Tarihi: 2018-01-02 06:13:09

Yeni Şafak'ın derlediği habere göre Pentagon'un 2018 kaos planındaki hedef ülkeler arasında yer alan İran'da 28 Aralık Perşembe günü başlayan sokak eylemleri, katılım ve şiddet dozu artarak devam ediyor. Şu ana kadar 18 kişinin hayatını kaybettiği gösterilerde 400'den fazla kişi gözaltına alındı. Meşhed'de başlayan ve 50'yi aşkın kente yayılan gösterilerde aralarında güvenlik görevlilerinin de bulunduğu onlarca kişinin yaralandığı bildiriliyor. Araştırmacılar sokağa inen İranlı sayısının yüzde 4 düzeyinde olduğunu, ancak bu sayının her geçen dakika arttığını ve olayların büyümesi durumunda İran'ın bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını ifade ediyor.

İRAN 2018'E ŞİDDET OLAYLARI İLE GİRDİ

Pentagon'un 2018 yılı kaos planı kapsamında yer alan ülkeler arasında Bahreyn, Yemen, Suudi Arabistan, Katar, Filistin, Libya, İran, Katar, Sudan, Lübnan ve Pakistan gibi İslam ülkeleri öncelik taşıyor. İsrail'in güvenliğini merkeze alan plan çerçevesinde ilk sokak hareketliliği İran'da yaşandı. 2011 Suriye olaylarının en etkin isimlerinden ABD'li Senatör John McCain son altı aylık süreçte yeniden sahaya indi ve İranlı rejim muhalifleri ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Benzer bir hareketlilik de CIA'in Ortadoğu masasında yaşandı. Yeni atanan isimlerle güçlendirilen İran birimi, Irak üzerinden kurduğu bağlantılarla 2017 yılının ikinci çeyreğinde başta Kürt muhalifler olmak üzere, İran'da yaşayan liberal, sol, reformcu kitle üzerinde bir dizi hazırlık çalışması yürüttü.

İTİRAZLAR SİYASİ BOYUT KAZANDI

Perşembe akşamı başlayan gösterilerde ilk olarak, 'İran Halkı Dileniyor', 'Irak Değil İran'a Bakın', 'İran Halkı Bu Sefaleti Hak Etmiyor' ve benzeri sloganlar atıldı. Cumartesi gününden itibaren sokaktan yükselen sesin büyük oranda değiştiği gösterilerde, 'Kahrolsun Hamaney', 'Kahrolsun Diktatör', istiklal ve özgürlük temalı döviz ve söylemler ön plana çıktı.

HÜKÜMET YASADIŞI İLAN ETTİ

Gösterilerle ilgili konuşan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, vandallık yapanlara gerekli cezanın verileceğini belirtirken, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangir ise, "Ekonomik hadiseleri bahane ederek farklı senaryoları ülkemizde uygulamak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Sokakta yaşananlar yasadışı eylemler" açıklamasında bulundu. Devrim Muhafızları Komutanı İsmail Kovsari tarafından verilen beyanatta da, gösteriler fitne amaçlı eylemler olarak nitelendirildi ve protestoların devam etmesi durumunda 'bizim demir yumruğumuz ile karşılaşacaklar' denildi.

ABD VE BATI'NIN PLANI

İran'da yaşanan olaylara dair Yeni Şafak'a açıklamalarda bulunan İranlı bir araştırmacı, başta Kirmanşah, Mahabat, Urmiye, Senandaç gibi Kürt nüfus ağırıklı bölgeler olmak üzere ülkenin 3 ayrı parçaya bölünme tehlikesi yaşadığını kaydetti. Meşhed ve Kum dışında rejimin ciddi sokak desteğinden mahrum olduğuna dikkat çeken araştırmacı, "Mollalar ve mevcut yönetim halen devreye girmeyen 'Sipahi Pastarani İnkılabi İrani' (İran Devrim Muhafızları) güçlerini muhaliflere karşı en önemli koz olarak görüyorlar" diye konuştu. Araştırmacı perşembe günü başlayan olayları önlemeye yönelik olarak şu ana kadar sokaklarda sadece Besiç (Gönüllü Ordu) mensuplarının görüldüğünü kaydetti.

AMBARGO İLE HEDEFLENEN BUYDU

İran'daki ekonomik ve siyasi alandaki sıkıntıların faturasının halka kesildiğini söyleyen ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal da, ABD Başkanları George Bush ve Barack Obama döneminde yaşanan ambargo ve ekonomik yaptırımların Trump ile birlikte devam etmesi ve petrol gelirlerinin üçte bir oranında azalmasının ayaklanmanın temelini oluşturduğuna dikkat çekti. Irak'ta Barzani yönetiminin desteklenmesi, Suriye'de PYD/YPG'nin silahlandırılmasının ardından ABD'nin, İran'da iç çatışma ve bölme politikasını devreye soktuğunu kaydeden Uysal, "ABD Türkiye sınırlarını birer birer kontrol altına alıyor. Türkiye'nin sınırdaki komşularının parçalanması ABD'nin işine geliyor. Kontrolün ABD yönetimine geçmesi kolaylaşıyor. Ortadoğu ABD güdümünde parçalanarak zayıflatılıyor. ABD ilmek ilmek İran planını devreye sokuyor" diye konuştu.

18 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

İran'daki gösteriler 6. gününe girerken bilinço ağırlaşmaya başladı. Gösterilerde hayatını kaybeden sivil sayısı 17'ye çıktı. Necef Abad kentinde açılan ateş sonucu 1 polis öldü, 3 polis yaralandı. Devlet televizyonu ayrıca silahlı göstericilerin polis karakolları ve askeri üsleri ele geçirmeye çalıştığını ancak güvenlik güçlerinin protestocuları engellediğini de izleyicilerine aktardı. Gösteriler sırasında Tahran'da 200, Erak kentinde 100, İsfahan'da 60, Batı Azerbaycan eyaletinde 10 ve Rebatkerim ilçesinde 7 kişi olmak üzere ülke genelinde 377 kişi gözaltına alındı.

"PROTESTO ETMEKTE ÖZGÜRLER”

Protestoların başladığı ilk günlerde sessizliğini koruyan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani pazar günü ilk açıklamasını yaptı.

"KAMUYA ZARAR VEREMEZSİNİZ"

Ülkede “eleştiriye alan açılması” gerektiğine dikkat çeken Ruhani, halkın “eleştiri hakkı” olduğunu vurguladı. Kabine toplantısında konuşan Ruhani, "Anayasaya göre halkın eleştiri ve protesto yapma hakkı vardır. Hükümet yasal eleştirilere ve protestolara alan sağlamalı. Ama eleştiri ve protestoların ülkenin ve halkın durumunu iyileştirmesi için çaba harcamalıyız. Hükümet vandallık yapan ve çevreye zarar veren gruplara tolerans göstermeyecektir. Bazı sorunlarımızı çözmek zaman alıyor ve hükümet ile halk bu sorunları aşmak için el ele vermeli" ifadelerini kullandı. Ruhani, eleştirinin, şiddet ve kamuya açık alanlara zarar vermekten farklı olduğunu da sözlerine ekledi.

ELEŞTİRMEYE HAKLARI YOK

Ruhani konuşmasında, İran'daki protestolara yönelik açıklama yapan ABD'yi ve Başkan Donald Trump'ı da eleştirerek, “Henüz birkaç ay önce İran ulusunu terörist olarak tanımlayan Trump'ın İran'daki protestolara yönelik duygularını ifade etme hakkı olmadığını” vurguladı.

RUSYA: KABUL EDİLEMEZ

ABD'nin gösterilere destek açıklamasına ilk tepki Rusya'dan geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, konunun İran'ın iç meselesi olduğunu belirtti. Olayların şiddet ve kan dökme yoluyla tırmanmamasını umduklarını kaydeden bakanlık, "Ülkedeki durumu istikrarsızlaştırılabilecek dış müdahaleler (İran'ın içişlerine) kabul edilemez" ifadelerini kullandı.



BAŞINDAN BERİ DESTEKLİYORLAR

İran'daki gösterilerin başladığı ilk günden beri sık sık açıklama yapan Washington yönetimi, olayları desteklediğini ve göstericilerin arkasında olduğunu belirtti. ABD'nin açıklaması İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin konuşmasının ardından geldi. Gösterilerle ilgili konuşan Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sarah Huckabee Sanders, “İran halkının kendilerini barışçıl şekilde ifade etme haklarını destekliyoruz. Sesleri duyulmayı hak ediyor” dedi. Sanders, tüm tarafları, barışçıl yollarla temel ifade hakkını korumaya ve sansüre katkı sağlayacak herhangi bir eylemden kaçınmaya çağırdıklarını sözlerine ekledi. İran'la ilgili sık sık Twitter''dan provakatif açıklamalar yapan ABD Başkanı Donald Trump ise, son paylaşımında, “Halk nihayet paralarının nasıl çalındığını ve teröristlere harcandığını anlamaya başladı. Anlaşılan, artık böyle olmayacak” ifadelerini kullandı. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da konuyla ilgili sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “İran halkı, haklı olarak özgürlük ve gelecek istiyor. İran devletinin bu taleplere barışçıl yollarla cevap vereceğini umuyorum” dedi.

NETANYAHU: İRAN REJİMİ DÜŞECEK

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu İran'da devam eden gösterilerle iligi açıklama yaptı. Netanyahu, resmi Twitter hesabından yayınladığı videoda, “İran rejimi, İranlılar ve İsrailliler arasında nefret uyandırmaya çalışıyor. Başaramayacaklar. Bu rejim nihayet düştüğünde ve bir gün olacak. İranlılar ve İsrailliler bir kez daha harika arkadaşlar olacak” dedi. İran'la ilgili sadece ABD ve İsrail değil, yakın müttefikleri Kanada ve İngiltere'den de gösterileri körükleyen açıklamalar geldi. Kanada Dışişleri Bakanlığı, İran devletini insan haklarına ve demokrasiye saygı göstermeye çağırırken, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ise açıklamasında, “İranlıların barışçıl gösteriler yapma hakkına sahip olmaları, hayati bir konudur” ifadesine yer verdi. İran yönetimi her iki ülkeden gelen açıklamalara tepki göstererek, iç işlerine karışılmaması uyarısında bulundu.