TİMETÜRK | HABER MERKEZİ
IŞİD'in Tedmür hamlesi Suriye Savaşı'nı analiz eden pek çok ismi ters köşeye düşürdü. Suriye rejimiyle savaşmadığı düşünülen IŞİD'in kısa bir sürede Suriye'nin tarihi antik kentlerinden Palmira'yı ve en büyük işkencehanelerinden birisini de barındıran Tedmür kentini ele geçirmesi pek çok açıdan sürpriz oldu. Oysa IŞİD'in Suriye ve Irak sahasında yürüttüğü savaşın arka planına dayalı bir değerlendirme yapıldığında Tedmür hamlesinin hem sonuçları hem de zamanlaması itibariyle sıradan bir saldırı olmadığını görmek mümkün.
Aşağıdaki yazı Turkey Agenda'da 17 Ocak 2015 tarihinde yayınlanmış olan "How will ISIS reach to Damascus?" başlıklı analizin Türkçesi. Tedmür'de yaşanan stratejik alan hakimiyeti mücadelesi bağlamında tam Türkçe metnini ilginize sunuyoruz:
"Türkiye'de ve dünyada gittikçe yaygınlaşan Kobani ve Irak düzlemine sıkışmış IŞİD okumasını bir kenara bıraktığımızda, ciddi bir güreş sahasına dönen Suriye'de, IŞİD'in denklemin gittikçe daha gerçek bir parçası haline geldiğini gözlemlemek mümkün. Önceliklere dayalı bir taktik savaş planı yürüten, hakimiyet sahasını genişletirken kontrol edebileceği maksimum alanı hesap eden, askeri operasyonlarını psikolojik kırılma noktalarını dikkate alarak kurgulayan IŞİD'in görünen en büyük gücü, sahip olduğu güç nispetinde ciddiye alınmıyor oluşu. Atacağı bir sonraki adımı mutlaka bir önceki adımının doğurduğu etkiye göre tasarlayan IŞİD, son dönemde gözle görülür bir denge savaşı politikası yürütmeye başladı. ABD'nin başını çektiği Koalisyon'un, IŞİD'in bütün kara hareketlerini düzenli olarak izliyor olması bu strateji değişikliğinin önemli etkenlerinden. Ancak tek sebep bu değil.
Suriye'de Rakka, İdlip ve Halep'te ele geçirdiği ağır silahları Nusra Cephesi ile yaşadığı ayrışma sonrası Irak'a taşıyan IŞİD, Suriye'de faaliyetlerini durdurduğu üç ay boyunca bu silahları ve mühimmatı daha yeni ve kullanışlı olanları ele geçirmek için kullandı. Suriye'de IŞİD'in ele geçirdiği en modern tanklar T-72 modeli tanklarken Irak'ta her ne kadar ABD doğrulamasa da Abrahams tanklarını ele geçirdiği ve kullandığı düşünülüyor. Dahası modern askeri araçlara sahip olan IŞİD militanları artık sadece Toyota arazi araçlarına değil ABD'nin taşıma maliyetinden ötürü Irak'ta bıraktığı Humvee cinsi araçlara da biniyor. Musul'u Sünni aşiret savaşçıları ile birlikte ele geçiren IŞİD, Musul sonrası Kerkük ve Bağdat yönünde kısa vadede ulaşmayı hesap ettiği sınırlara ulaştı ve bu sınırları hem kırılgan gördüğü için hem de Irak'taki hakimiyet bölgesinde Suriye'deki gibi tek güç odağı olmadığı için elde ettiği yeni ağır silahlarla askeri araçların büyük kısmını Rakka - Deyrezzor arasındaki yeraltı depolarına transfer etti. IŞİD, özellikle çöl bölgesinde oluşturduğu yeraltı depolarını ve Suriye Ordusu'ndan ele geçirdiği sığınakları ve zırhlı hangarları bu silahları depolamak için kullanıyor. Rakka'da IŞİD'in sürpriz bir baskınla ele geçirdiği Tabka Askeri Havaalanı'nın bu anlamda sahip olduğu önem tartışılmaz. IŞİD açısından çok stratejik olmayan Tabka Askeri Havaalanı'nın ele geçirilmesi pek çok Suriyeliye göre IŞİD'in korunaklı depoya duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
Irak'ta kısa vadeli doğal sınırlarını koruyan ve hem Ramadi'de hem de Beyci'de Suriye'de edindiği yakın mesafeli savunma harbi ve şehir içi savunma savaşı tecrübesini başarıyla tatbik eden IŞİD, Irak'ta başlatılan gönüllü Şii milislerle desteklenmiş Irak Ordusu hücumunu ağır bedeller ödeterek durdurdu. Dolayısıyla Irak'ta oluşan dengeyi iki tarafın da uzun süre nitelikli bir şekilde bozabilmesi imkansız görünüyor. Bu süreçte hakimiyet alanı olarak değerlendirdiği bölgede Kobani'ye ciddi bir saldırı başlatan IŞİD, Suriye'de kimseyle savaşmadığı için ciddi şekilde büyüyen PYD / YPG güçlerine hem askeri hem de psikolojik bir üstünlük kurdu. Bu üstünlüğün sağlanmasında Irak'ta ele geçirilen silahların etkisi yadsınamaz. Deyrezzor kırsalında Suriyeli muhalifleri büyük oranda ezen IŞİD, Dera kırsalında tek parça halinde hareket eden Suriye askeri muhalefetini tehdit etmeye başladı. Ancak Suriye'deki çok parçalı savaşın geldiği noktada IŞİD'in asıl dikkat çekici hamlesi Humus kırsalında oldu.
Ebu Eymen Iraki öncülüğündeki IŞİD birlikleri bir taraftan Humus kırsalında Suriye Ordusu'na gerilla taktiğiyle saldırırken diğer taraftan IŞİD, Suriye'de savaşın hiç uğramadığı çöl bölgesindeki Tedmür (Palmyra) kenti üzerinden şaşırtıcı bir hamle yaptı. Şam'ın 215 kilometre kuzeydoğusunda ve Humus'un 155 kilometre doğusunda bulunan şehir, mevcut Suriye yasalarına göre Humus'a bağlı bir ilçe. Aynı zamanda Unesco'nun yayınladığı dünya mirası listesinde bulunan bir antik kenti de barındıran şehir normalde savaşın çok zor olduğu Suriye çöllerinin tam ortasındaki bir vahaya kurulu. 2 Şubat 1982'de Beşar Esed'in babası Hafız Esed'in emriyle yaşanan Hama katliamı sonrası, Suriye rejiminin potansiyel tehdit olarak kabul ettiği siyasi suçluların büyük kısmı bu şehirde kurulu siyasi hapishanede tutuldular. Hala Suriye İhvan-ı Müslimin hareketin mensup pek çok isim ya da rejim karşıtı pek çok siyasi mahkum bu kentteki çöl kampında tutuluyorlar. Sünni ağırlıklı bir nüfusa sahip olmasına rağmen Suriye Ordusu tarafından güçlü istihkamlarla savunulan şehirde bir mekanize tugay ve güçlü bir tank birliği de bulunuyor. Deyrezzor ve Rakka yönünden Tedmür'e ( Palmyra ) komşu olan IŞİD, bir ay önce şehre yakın güçlerini, kenti rahatsız edebilecek ölçüde yakına getirdi. Ayrıca on gün önce IŞİD kaynaklarının geçtiği bilgiye göre Tedmür - Deyrezzor yolu üzerinde şehre yakın bir kontrol noktasına IŞİD tarafından bir intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıya paralel olarak 1.300 savaşçısını, savunma pozisyonunda kalan ve IŞİD'e çok fazla müdahale etmek istemeyen Suriye Ordusu'na rağmen Şam'a gönderen IŞİD, Suriyeli muhalifleri de rejimi de şaşırtan bir harekatı başarıyla sonlandırdı.
Şam'a savaşçı göndermesini "Suriye rejimiyle merkezde savaşma isteği"yle açıklayan IŞİD'e beklemediği sertlikteki tepki ise Şam kırsalını büyük oranda elinde tutan Suriye askeri muhalefetinden geldi. Şam merkezli haber kaynaklarından edindiğim bilgilere göre Adra ve Dumayr kırsalında IŞİD güçlerini karşılayan Nusra Cephesi, Ceyşül İslam ve Ahraruş Şam gibi gruplar IŞİD'e karşı savunma istihkamları hazırlayarak Şam'a ulaşmayı amaçlayan IŞİD güçlerini şimdilik durdurdular. Şam'da iki yıldır kuşatma altında zorlu bir savaş veren muhaliflere göre IŞİD, iki yıldır en zor dönemlerde dahi yardım etmeye yanaşmadığı Şam'daki güçlerin başarılarını kendi hanesine yazdırmak için böylesi bir harekata niyetlendi. Ancak görünen o ki IŞİD, Suriye'nin başkentine Tedmür'den ulaşabileceği te 90, 53 ve 2 numaralı otoyollarla ilgili çok yönlü bir tepki ölçümü yaptı. Özellikle Şam kırsalında çok yıpranan Suriyeli muhaliflerin ve Şam merkezinde uzun süredir rahat tek gün geçirmeyen Suriye rejiminin ağır silahlarla gelişecek bir IŞİD saldırısına ne kadar dayanabilecekleri dikkate alınması gereken bir soru işareti. Nitekim, Kalemun'da uzun süredir yıpranan Suriye Ordusu, dünyanın dört bir yanından gelen Şii milislerin ve İran - Rusya bloğunun silah desteğine rağmen Şam kırsalında son birkaç aydır savaşmakta ve ilerlemekte zorlanıyor. Tedmür ve Humus arasındaki Suriye Ordusu hattının kesilmesi ve Şam'ın doğusuyla Humus arasındaki tek stratejik merkez olan Tedmür'ün (Palmyra) IŞİD tarafından ele geçirilmesi durumunda Irak'ta Bağdat sınırlarına dayanan IŞİD'in Suriye'de de Şam sınırlarına dayandığı haberlerini bir gün ansızın uluslararası basında görebiliriz.
IŞİD'in çok yönlü savaş stratejisinin Musul, Bağdat, Halep ya da Kobani'den ibaret olmadığını ya da IŞİD'in dünyanın dört bir yanındaki radikallerin buluştuğu akılsız bir hareket sayılmaması gerektiğini anlatmak artık daha kolay. Komplo teorisi ile stratejik gerçekler arasındaki çizgi her ne kadar ince olsa da IŞİD'in geçmişindeki hareket biçimi ve merkezini oluşturan istihbarat kökenli akıl, Şam merkezli hesaplarını Suriye muhalefetinden bağımsız bir çizgide kurgulayarak aslında marjinal görünen gerçekçi bir adım atıyor. Halep'te düğümlenen ve Halep - Hama - Humus - Şam yolunu kapatmak için gücünü büyük ölçüde tüketen Suriye rejiminin hiç beklemediği bir yönden gelecek ağır ve kararlı bir saldırı karşısında direnmesi sanıldığından daha zor olabilir.
Halep'in Savran bölgesinde İslami Cephe ve Özgür Suriye Ordusu hatlarına dönem dönem ciddi saldırılar gerçekleştiren IŞİD'in, Suriye'deki alan hakimiyeti mücadelesini belki de en gerçekçi şekilde ele alan güç olduğunu söylemek mümkün. Hedef seçtiği bölgelerde kendisi dışında kalan güçlerin birbirini tüketene kadar savaşmasını bekleyen IŞİD, öncül bir saldırıyla gücünü test ettiği bölgeye ya Kobani'de olduğu gibi kararlı bir şekilde saldırıyor ya da Şam'da yaptığı gibi tarafların birbirini daha fazla yıpratması için kendi sınırlarında savaşı takip etmeye devam ediyor. Kobani ve çevresinin bugün büyük oranda IŞİD'in elinde olmasının temel sebebi , Kobani kırsalındaki PYD / YPG güçlerinin diğer Kürt gruplarla verdiği savaş sonrası yalnızlaşmış olması ve savunma hattını oluşturan köylerin tamamını birkaç gün içerisinde kaybetmiş olmasıydı. Kobani kırsalındaki öncül saldırısında dört köyü birden ele geçiren IŞİD, YPG'nin hat savaşındaki çaresizliğini keşfetmiş ve Kobani merkeze kadar 300 köy ve mezrayı sadece iki haftada geçirmişti. Benzeri bir senaryonun Şam için şimdilik uzak olduğunu öngörmek mümkün peki imkansız olduğunu söylemek mümkün mü?
Murat Hazine