“Osmanlı günleri geride kaldı. Kudüs, geçmişte Yahudi halkının başkentiydi, bugün de öyle ve gelecekte de öyle kalacak” açıklaması yapan İsrail Dışişleri Bakanlığı, tansiyonu daha da yükselteceğinin işaretini verdi. Seviyesiz sözlere jet tepki Türk Dışişleri'nden geldi. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Nahshon'un sözlerine cevap veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, “Yapılan haddini bilmez açıklamayı kınıyoruz” dedi.
Basın toplantısında bu yöndeki bir soruya cevabında Müftüoğlu, şöyle konuştu:
BİZİ MUSEVİLER BİLİR
“Osmanlı döneminde Filistin'de farklı din ve mezheplere mensup cemaatler yüzyıllarca barış içinde birlikte yaşamış ve ibadetlerini özgürce yerine getirmiştir. Osmanlı'daki benzersiz hoşgörüyü en iyi Musevilerin bilmesi beklenir. Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'deki İsrail işgali 50. yılını doldurmuşken Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğu gerçeğini örtbas etmeye çalışmanın, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına ve Filistin-İsrail ihtilafının çözülmesine faydası olmayacağı açıktır. İsrail'e düşen sorumluluk, biran önce aklıselimi hakim kılıp, Harem-i Şerif'te ibadet özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaktır.”
İSLAM'DAN ESER KALMIYOR
Siyonist aymazlığa tepki gösteren Prof. Dr. Cengiz Tomar ise İsrail'in tıpkı DEAŞ gibi, tarihi eserleri yıkarak bölgedeki İslam izlerini silmeye çalıştığını söyledi. DEAŞ'ın da bir kenti ele geçirdikten sonra kendisine uymayan eserleri yıktığını hatırlatan Tomar, “Osmanlı fethettiği topraklarda yaşayan insanların hürriyetlerine izin verdi, eserlerine dokunmadı. DEAŞ, camiler, türbeler gibi önemli mirasları yıktı. Ortaçağ'da da Hristiyanlar aynı şekilde kültürel mirasları yıkıyorlardı. İsrail'in şu an yaptığı aynı buna benziyor” dedi.
Kudüs'ün 637'den 1917'ye kadar 1300 yıl İslam hakimiyetinde yaşadığını hatırlatan Tomar, “İnsanları öldürerek oradaki mirası yok edemezsiniz. Fakat mezarlıklar, camiler, türbeleri yok ettiğinizde tapuları da ortadan kaldırmış olursunuz. İsrail, oranın tapusu olan İslam eserlerini yıkarak temizlemek istiyor. Bu sadece Kudüs'te değil. daha önce Halep'te, Musul'da yaşandı. Böyle sürerse, neredeyse Ortadoğu'da sanki İslam hiç yaşanmamış gibi olacak. Çünkü hiç iz kalmıyor” diye konuştu.
Kaynak: Yeni Şafak