İslam dünyasında hac için boykot çağrıları
İslam dünyasından Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın politikaları ve saldırgan tutumu sebebiyle 'Hac Boykot' çağrıları yapılmaya başlandı. Konu '#Boycotthajj' etiketiyle sosyal medyada yankı buldu.

Oluşturma Tarihi: 2019-07-07 16:23:17

Güncelleme Tarihi: 2019-07-07 16:23:17

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Foreign Policy'de Ahmed Rwaij imzasıyla yayınlanan haberde Muhammed bin Selman'ın saldırganlığı ve insan hakları ihlalleri sebebiyle Müslüman dünyasında hacca yönelik protesto söylemlerinin arttığı belirtildi.

16 BİNDEN FAZLA TWEET ATILDI

Konunun sosyal medyada da tartışıldığı ve #Boycotthajj etiketiyle 16 binden fazla tweet atıldığının belirtildiği haberde daha önce yapılmış boykot çağrıları hatırlatıldı.

Öte yandan bu aralar ön plana çıkan "Hac için boykot" çağrılarına bakıldığında önceki dönemden farklı olarak Şii alimlerden değil, Sünni dünyanın tanıdığı önemli isimlerden ve kurumlardan geldiği görülüyor.

İşte ayrıntılar...

"SUUDİ REJİMİNE PARA VERMEYİN"

Libya Müftüsü Sadık Giryani, Nisan ayında yaptığı bir çağrıyla "Bir kez Hac ve Umre yapan bir kere daha yapıp Yemen ve Libya'da Müslümanları öldüren, Sudan ve Cezayir'de ise öldürmek için hazırlık yapan Suudi Arabistan rejimine para vermesin. Allah'ın huzurunda ben bu sorumluluğu üstleniyorum" demişti.

TUNUS'TAN ELEŞTİRİ

Tunus İmamlar Birliği de Haziran ayında "Suudi yetkililere giden para dünyadaki fakir Müslümanlara yardım etmek için kullanılmıyor. Bunun yerine şu anda Yemen'de olduğu gibi insanları öldürmek ve yerinden etmek için kullanılıyor. Haccın İslam'ın beş şartından biri olduğu düşünüldüğünde boykot çağrısı gerçek bir kaygıya işaret ediyor. Bu tutum devam ederse Suudi Arabistan'ın İslam'ın evi olduğu iddiası risk altında olacak ve ülke ekonomik olarak da etkilenecektir" dedi.

YUSUF EL KARADAVİ'NİN FETVASI

Haberde Yusuf El Karadavi'nin 2018 Ağustos ayında yayınladığı hac fetvasına da yer verildi. Söz konusu fetvada Karadavi de birden fazla hac yapmayı eleştirmişti. Karadavi "Allah'ın hac ibadetine muhtaç olması söz konusu değildir. Çünkü Allah, kullarına muhtaç olmaktan müstağnidir. Allah tarafından bir şeyin farz kılınması, nefislerimizi temizlememiz, ruhen ve ahlaken yükselip Rabbimize yakınlaşmamız ve çeşitli faydaları temin etmemiz içindir. Aç olanı doyurmak, hastaları iyileştirilmek, evsize kucak açmak veya önemli bir projeye katkıda bulunmak; her sene hac ve umre yapmaktan daha faziletlidir. Bunlardan hissedilen ruhi lezzet, ihrama girip, 'Lebbeyk Allahumme Lebbeyk' diyerek Kabe'yi tavaf ederken hissedilenden daha yoğundur” demişti.

Suudi yetkililerden Karadavi'ye yönelik sert eleştiriler gelmişti.

MUHAMMED BİN SELMAN FAKTÖRÜ

Yemen'de Suudi Arabistan bombalarıyla öldürülen siviller, İstanbul Konsolosluğu'nda yaşanan Cemal Kaşıkçı cinayeti, Riyad'ın İran ile nükleer krize yönelik saldırgan tutumu, "Arap Baharı" sırasında askeri rejimlerin yaptığı karşı darbelerin finanse edilmesi, Bahreyn'deki gibi bizzat Suudi Arabistan tarafından yapılan kanlı müdahaleler...

Suudi Prens'in kadınların araba kullanımına ve stadyumlara girmelerine izin vermesi, ülkede uzun zaman sonra ilk kez sinema açması, yabancı sanatçıları konser vermeleri için Riyad'a getirmesi gibi liberal reformlarının hatırlatıldığı haberde bu durumun ülkeyi "ışık altında tutmaya çalışmak" ve agresif iç ve dış politikanın kamuoyundan gizlenme çalışılması olduğu ifade edildi.

HAC ve UMRENİN SUUDİ ARABİSTAN'A KAZANDIRDIKLARI

Suudi ekonomisi için büyük önem taşıyan ve yıllık 12 milyar dolar değerinde gelir getiren Hac ve umre ibadetleri, Suudi Arabistan'da ekonominin yüzde 20'sini oluşturuyor. Yakın zamanda ülkelere ek kontenjanlar açan Suudi Arabistan, 2022 yılında bu gelirin 150 milyar dolara çıkmasını bekliyor.

İRAN İLE HAC KRİZİ

Öte yandan Hac ile ilgili tek sorun protesto çağrıları değil. Suudi Arabistan yakın zamana kadar hem Katar hem de İran ile hac krizleri yaşıyordu.

2015'teki hac ibadeti sırasında Mina'da yaşanan izdihamdan sonra vatandaşlarını kutsal topraklara göndermeyen İran, Suudi Arabistan'ı gerekli önlemleri almamakla suçlamıştı. Tahran yönetimi, 769 hacı adayı için Suudi yönetiminden 'kan parası' talebinde bulunmuş, bu durum uzun süreli bir kriz oluşturmuştu. Daha önce İranlı Hacılar 1987-88 ve 2006 yıllarında da benzer durumlardan ötürü Hac ibadeti için kutsal topraklara gidememişti. İki ülke arasındaki sorun 2017 Temmuz ayında uzlaşma ile çözüldü.

KATAR İLE HAC SORUNU

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'ın 5 Haziran 2017'de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve ekonomik abluka uygulamaları Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.

Körfez bölgesindeki kriz nedeniyle Katarlı hacı adaylarının Suudi Arabistan'a gelişleri konusunda bazı sıkıntılar yaşanmıştı. Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatıyla hacı adaylarının Katar'a ait olmayan bir hava yolu şirketi ya da kara yoluyla ülkeye gelebileceği açıklanmıştı.

Katar'daki Ulusal İnsan Hakları Komitesi (NHRC), 2019 Şubat ayında yaptığı açıklamada da Suudi Arabistan'ın hac ve umre ibadetini siyasete alet ettiğini ileri sürerek, buna karşı uluslararası mekanizmalara başvuracaklarını duyurmuştu. Açıklamada, Suudi Arabistan'ın Katar vatandaşları ile bu ülkede ikamet edenlerin üç yıldır hac ibadetlerini yerine getirmelerinin önüne birtakım engeller çıkardığı belirtilmişti.