FEDERAL İçişleri Bakanı Horst Seehofer, konferans öncesi Frankfurter Allgemeine gazetesine bir makale yazdı. Almanya'daki Müslüman cemiyetlerin yabancı ülke etkisinden kurtulmasını isteyen Seehofer, şöyle dedi: “Burada yaşayan Müslümanlar Almanya'ya aittirler. Sayısal ağırlıkları ve İslam içindeki çeşitlilikleriyle onlara özel bir sorumluluk düşüyor.
İslam Konferansı'nın dördüncü turunda şu ana sorunları konuşmak istiyorum; Bizim toplumumuza kök salmış, bizim ülkemizdeki değerleri ve yaşam tarzını benimseyen Almanya'da, Almanya'dan ve Almanya için bir İslam nasıl geliştirebiliriz? Karşılıklı hoşgörüye dayalı ve bizim çoğulcu toplumumuza zenginlik katmaya devam edecek olan Müslümanların uyumunu nasıl sağlarız?”
“İki konuda harekete geçmemiz gerekir” diyen Seehofer, Almanya'daki Müslümanların sadece kendi dernek ve finansmanını değil, imam eğitimini de kendi ellerine almaları gerekeceğini yazdı.
‘BİZ DE İSTİYORUZ AMA...'
Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Başkanı Aiman Mazyek ise “Tamam imamlar burada yetişmeli. Biz de bunu istiyoruz. Ama bunun organizasyonu ve finansmanı nasıl sağlanacak” dedi. İslam Konferansı'nın Müslümanların Almanya'daki yaşama daha aktif katılmalarını sağlamak için bazı süreçler açtığını vurgulayan Mazyek, ancak bu yolun halen çok uzak olmasını eleştirdi: “Eğer yabancı ülkeden imam gelmesin diyorsak, o zaman siyasetin buna pratik çözüm üretmesi gerekir. İmam eğitimi Almanya'da nasıl organize edilecek ve finansmanını kim sağlayacak?
Biz camilerimizde burada yetişmiş, Almanca konuşan, ülke kültürüne aşina imamlar istihdam etmek istiyoruz. Biz, şu anda okullardaki İslam derslerinde öğretmen ihtiyacının yüzde 5'ini karşılıyoruz. İmam eğitiminde 12 yılda geldiğimiz nokta sıfır. Eğer Almanya İslam'ı istiyorsak, Almanya'da imam eğitimi için de çözüm üretmeliyiz.”