İspanya hükümeti, 2017'de tek taraflı bağımsızlık ilan etme girişiminde bulunmakla suçlanıp hapis cezasına çarptırılan Katalan ayrılıkçı liderleri resmi olarak affetti.
Katalan liderler, 2019'da 'isyan çıkarmaktan' suçlu bulunmuştu. Üç Katalan lider de sivil itaatsizlikten suçlu bulunmuş ama hapis cezasına çarptırılmamıştı.
Katalan liderlerin affedilecek olması İspanya'da tartışma yaratmış bu ay içinde karara karşı çıkan on binlerce kişi protesto gösterileri düzenlemişti.
Hükümet ise af kararının Katalonya'da gerilimi dindireceğini savunuyor.
Tutukluların serbest bırakılması birkaç gün alabilir. Afların önce Kral tarafından imzalanması ve resmi gazetede yayımlanması gerekiyor.
Af kararı, tutukluların resmi görevlerde bulunamama kararını bozmuyor. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, af kararının belirli bir süre diliminde hiç suç işlenmemesi kaydıyla alındığını ifade etti.
Sanchez, hükümetin affedilen Katalan liderlerin siyasi görüşlerinden vazgeçmeleri anlamına gelmediğini, liderlerin düşüncelerinden değil eylemlerinden suçlu bulunduklarını söyledi.
Tutuklanan dokuz liderden biri olan Katalonya eski dışişleri bakanı Raul Romeva, karar sonrası attığı Twitter mesajında "Dokuz kişiyi affederek, yüzlerce ayrılıkçı üzerindeki baskı uygulamasını saklayamazlar. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz: Af ve özerklik" dedi.
Bazı muhalif siyasi partiler af kararını temyize taşıyacaklarını söylediler. Madrid bölgesi merkez sağ lideri Isabel Diaz Ayuso, hükümetin af kararının İspanya için 'utanç verici' olduğunu söyledi: "Uyum sağlamanın çok ötesinde ayrılıkçılığı ve toplumsal bölünmeyi güçlendiriyor."
Ne olmuştu?İspanya'nın Katalonya Özerk Bölgesi'nde 2017'de yapılan bağımsızlık referandumunun ardından Katalan liderler 'bağımsızlık' ilan etmişti. Dokuz lider "isyan" ve "halkı isyana tahrik" gibi suçlar yöneltilerek hapis cezasına çarptırılmıştı.
Pazartesi günü yaptığı konuşmada Katalan liderlerin affedilmesini kabineye sunacağını söyleyen Başbakan Sanchez, "Anlaşma için her zaman bir tarafın ilk adımı atması gerekir. İspanya hükümeti bu adımı atıyor" dedi.
Muhalefet ise hükümetin söz konusu adımı siyasi destek elde etmek amacıyla attığı eleştirisinde bulundu.
İspanyol gazetesi El Mundo, yayınladığı bir ankette halkın yüzde 61'lik kesiminin Katalan liderlerin affedilmesine karşı olduğunu öne sürdü.
Yüksek Mahkeme de bu adıma muhalefet etti ancak bağlayıcı bir karar alma yetkisine sahip değil.
Başbakan Sanchez'in hamlesi Katalan protestocular tarafından da benimsenmiş görünmüyor. Liderlerin cezaevine hiç konmaması gerektiğini belirten Katalan yöneticiler, "hükümetin propaganda yaptığını" söylüyor. Katalonya'da bağımsızlık krizi nasıl gelişti?
İspanya'yı son 40 yılın en büyük siyasi krizine sürükleyen Katalonya meselesi, 1 Ekim 2017'de yapılan bağımsızlık referandumunun ardından ilan edilen tek taraflı bağımsızlıkla açmaza girmişti.
Katalonya Özerk Bölgesi'nde 1 Ekim 2017'de bağımsızlık referandumu yapıldı. 5 milyon 300 bin seçmenli Katalonya'da referanduma katılım oranı yüzde 42 oldu. Yüzde 90'ın üzerinde "Evet" oyu çıktı.
Madrid'deki merkezi yönetim referandumu yasa dışı saydı ve Katalonya yetkilileri hakkında dava açtı.
O dönem Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı olan Carles Puigdemont, referandumdan birkaç hafta sonra bağımsızlık ilan etti.
İspanya'da dönemin muhafazakar Halk Partisi hükümeti ise özerk bölgenin yönetimine el koydu. Yurt dışına çıkan Puigdemont, İspanya'ya geri dönmedi.
Carles Puigdemont, Almanya'da düzenlediği basın toplantısında, davanın İspanya demokrasisi için sınav niteliğinde olduğunu, davada görgü tanığı olarak ifade verme talebinin reddedildiğini söyledi.
Puigdemont, Avrupa Birliği'ne de, "üyesi bir ülkedeki anti-demokratik süreç" karşısında neden sessiz kaldığını sordu, bu tavrı Venezuela'ya yönelik tavırla karşılaştırdı.
AB üyesi ülkelerin çoğu, muhalif Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaidó'yu geçici devlet başkanı olarak tanımıştı.
Kaynak: BBC Türkçe