Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre Bennett, haftalık hükümet toplantısının başında, İsrail Meclisi'nde Birleşik Arap Listesi'nin (Ra'am) lideri Mansur Abbas'ın ifadelerine ilişkin konuştu.
Bennet, Mansur Abbas'ın dün yaptığı, "Mescid-i Aksa meselesinin çözümünün, başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasından geçtiği, partisinin İsrail'in Aksa'daki uygulamalarının Kudüs'teki İslami mekanlar ve Aksa üzerinde vesayeti bulunan Ürdün Kralı 2. Abdullah tarafından belirlenmesini istediği yönündeki açıklamalarına cevap verdi.
Başbakan Bennett, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili tüm kararların dış etkenlere bakılmaksızın şehrin hakimi olan İsrail tarafından alınacağını ifade etti.
Bennett, İsrail'in tüm dinlere saygılı muameleyi sürdüreceğini, Kudüs'ün birleşik olarak İsrail devletinin tek başkenti olduğunu öne sürdü.
- Sivil muhafızlar oluşturuldu
Öte yandan Bennett, Filistinlilerin eylemlerine karşı şehirlerde konuşlanacak "sivil muhafızlar" oluşturulduğunu bildirdi.
Bennett, gönüllüler ve yedek askerlerden kurulan ve eğitilecek olan ekibin, "Ulusal Sivil Muhafızlar" olarak tanımlanacağını ekledi.
Tel Aviv yönetimi, İsrail güçleri ile Filistinliler arasında ramazan ayında şiddet olaylarına yol açan Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarını 22 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde durdurma kararı almıştı. Ramazan Bayramı'nın sona ermesi üzerine ise İsrail güçlerinin himayesindeki baskınlar yeniden başlamıştı.
- Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini belirtiyor.
Filistin'den İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa kararlarına tepki
Filistin yönetimi, Kudüs'ün işgal altındaki Filistin topraklarının parçası olduğunu belirtti.
Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in "Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili tüm kararların dış etkenlere bakılmaksızın şehrin hakimi olan İsrail tarafından alınacağı" yönündeki sözlerinin ardından yazılı açıklama yaptı.
Ebu Rudeyne, 1930 tarihli Milletler Cemiyeti'nin, "Mescid-i Aksa'nın ve Burak Duvarı'nın mülkiyetinin Müslümanlara ait olduğu yönündeki" kararını hatırlatarak, "Uluslararası meşru kararlara göre Doğu Kudüs, Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal değerleriyle Filistin devletinin ebedi başkentidir." ifadesine yer verdi.
Ebu Rudeyne ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2016'da kabul edilen 2334 sayılı kararının da "Doğu Kudüs'ün işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olduğunu ve Filistin topraklarındaki tüm yerleşim faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu vurguladığını" hatırlattı.
İsrail'in Doğu Kudüs de dahil Filistin topraklarındaki işgalini meşrulaştırma çabalarının, başarısız girişimler olduğunun altını çizen Ebu Rudeyne, şunları kaydetti:
"Bölgede ve dünyada güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasının tek yolu, Filistin halkının haklarını kabul etmek, işgalin son bulması gerektiğine dair yayımlanan uluslararası meşru kararları tanımak ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür."
Ebu Rudeyne ayrıca Bennet'in "İsrail'in tüm dinlere saygılı muameleyi sürdüreceğine" ilişkin ifadelerinin ise "yanıltıcı ve doğru olmadığını" belirtti.
İsrail Başbakanı Bennett, haftalık hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili tüm kararların dış etkenlere bakılmaksızın şehrin hakimi olan İsrail tarafından alınacağını ifade etmişti.
Bennett, İsrail'in tüm dinlere saygılı muameleyi sürdüreceğini, Kudüs'ün birleşik olarak İsrail devletinin tek başkenti olduğunu öne sürmüştü.
