ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etme girişimi İslam dünyasında büyük bir öfke ile karşılandı. Tüm dünyada protesto gösterileri düzenlenirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İslam dünyası liderlerini olağanüstü Kudüs Zirvesi ile İstanbul'da topluyor.
Başta Filistinliler, İslam dünyası halkları olmak üzere Türkiye kamuoyu da büyük bir beklenti içinde...
"KENDİMİZE SORMALIYIZ: KUDÜS ÇİZGİSİNİN NERESİNE DÜŞÜYORUZ?"
Yeni Akit'ten Burak Battal'a konuşan Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı (AKDAV) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan, “Kudüs aynı zamanda, ümmetin onurunu temsil eder. Çünkü Allah azze ve celle Kur'an-ı Kerîm'de Kudüs'ün etrafını mübarek kıldığını belirtiyor ve Kudüs üzerinden bazı ayetleri insanlığa aktarıyor” ifadelerini kullandı.
Kayan, Kudüs'ün Müslümanların inanç dünyasında önemli bir yerinin olduğunu kaydederek, “Ben şöyle ifade ediyorum gündeminde ve gönlünde Kudüs olmayan her kul kusurludur. Kudüs'ün gündemleştirilmesi lazım. Çünkü Kudüs üzerinden yeryüzüne hidayetin, izzetin, onurun, insanlığın, adaletin, insanlığın, hakkaniyetin mesajını vermeye çalışıyoruz. Kudüssüz kulluğumuzun, Müslümanlığımızın, mücadelemizin eksik kalacağının altını çizmek lazım. Her Müslümanın dünyaya gelen çocuğuna vuracağı ilk aşının Kudüs aşısı olması gerekir. Çünkü Kudüs bir çizgidir. Bu çizginin bir tarafında hidayet, tevhid, özgürlük, adalet, hakkaniyet vardır. Çizginin diğer tarafında ise, bugün siyonizmle gelen cinayet, vahşet, ihanet, tefrika, fitne, fesat, sömürü vardır. Bu nedenle kendimize Kudüs çizgisinin neresine düştüğümüzü devamlı sormamız lazım. Şu anda zaten gelişen olaylar da gösteriyor ki, ümmeti bütünleyen ana eksen Kudüs oldu. Bu kadar fırka, grup, hizip, cemaat, tarikat, mezhep asabiyetlerine rağmen Kudüs, ümmeti tek yumruk, tek ses yaptı. Ve inşallah Kudüs'ün yeniden dirilişi de Kudüs üzerinden gerçekleşecek. Kudüs'ün özgürleştirilmesi noktasında en büyük engel, İsrail'den önce içimizdeki İsraillileşenler. Yani İslâm ümmetinin mazlum coğrafyalarına musallat olan işbirlikçi yönetimler. Bu bakımdan, İsrail'in ömrünü uzatan İsrail'in kendi gücü değil” diye konuştu. Kukla yönetimlerin Müslümanlara büyük zararlar verdiğine dikkat çeken Ramazan Kayan, “Müslümanlara tahakküm eden, Müslümanlara tasallut olan yönetimler el altından İsrail'le her türlü işbirliğine girişiyorlar. Bunlardan zaten böyle bir şey bekleyemeyiz. Ama inanıyoruz ki, Tayyip Erdoğan milyonların duygularının tercümanı oluyor ve dünya gündemine taşıyor” ifadelerini kullandı.
"DÜNYA HAKİMİYETİ KUDÜS'TEN GEÇİYOR"
İFAM İlmî ve Fikrî Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. İhsan Şenocak, “Allah Rasulü Miraç'ta Mescid-i Aksa'da enbiyaya namaz kıldırarak, emir ve komutanın bu ümmette olduğunu ilan etti. Semavî dinlerin iki kıblesini cem etti. Bu imametiyle de, dünya hakimiyetinin Kudüs'e hakim olmakla mümkün olacağına işaret etti. Sahabe Kudüs'ün fethi için akınlar düzenledi. Şehir Hz. Ömer zamanında fethedildi. İslam'la Kudüs'e eman, yüreklere ise iman geldi. Yahudi kaybetti, Müslümanlar kazandı. Bu durum bir iki fetretin dışında asırlarca böyle devam etti. Müslümanlar Kudüs'e hakim olduklarında dünyaya da ‘hakim' oldu” ifadelerini kullandı.
"FİLİSTİNLİLER MÜSTAKBEL ZAFERİ BEKLİYOR"
Filistinli Müslümanların Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı korumak için canlarını ortaya koyduğunu belirten Şenocak, “Kudüs'e Selahaddin-i Eyyûbî gibi bakan gençler ve Aksa'nın her bir kapısında yüzlerine ölüm korkusu sinen nöbetçi Siyonist askerler… Sanki biri müstakbel zaferi, diğeri ise atideki hezimeti bekliyor. İnsan, yaşadığı hâle alışır. Zamanla en kabihi de normal görmeye başlar. Lakin Kudüs'ün çocukları bu kaidenin istisna şahsiyetleridir. Polis kontrol noktalarından geçip, barikatları aşıp da Aksa'ya namaza giden çocuklar, yıllardır gördükleri ya da doğduklarında kendilerini içinde buldukları bu manzaraya hiç alışmadı. İşgali kabullenmedi, kabullenenleri ‘hain' olarak yaftaladı, dışladı. Gençler gibi çocuklar da Aksa'nın bir gün hürriyetine kavuşacağından ve İsrail'in yıkılacağından tereddüt etmiyor” şeklinde konuştu.
"İSRAİL KİMSEYE ACIMADI"
Şenocak şöyle devam etti:
“Kudüs'ün hürriyetinin önünde en büyük engel, nefislerin doğurup himaye ettiği ‘Büyük İsrail'. Kimseye acımadı ‘Büyük İsrail'. Başkenti Telaviv olan Küçük İsrail'i, Büyük İsrail'e yenilen Arapları mağlup eden Siyonistler kurdu. Müslümanlar heva ve heves karargâhında korunan Büyük İsrail'i yenerlerse, Küçük İsrail'i de yenmiş olacaklar. Bir asır önce insanlar Sultan II. Abdülhamid'in, ‘Bir karış yere bir avuç altın verilse de Yahudi'ye yer satılmayacak' talimatına uymuş olsaydı belki de Kudüs bu hâlde olmayacak ya da Filistin özgür olana kadar intifada hiç durmayacaktı. Müslümanlar Kudüs fethine yüreklerin fethiyle başlayacak ya da yürekler fethedilince, Kudüs de fethedilmiş olacak.”
"İSRAİL'E YAPTIRIM ŞART"
Büyük Şeytan ABD ve İsrail'in Kudüs'ü siyonizme başkent yapma planıyla ilgili bugün toplanacak olan İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyinde yoğun katılım gerçekleşiyor. Toplantıda ABD ve İsrail'in Kudüs'ü siyonizmin başkenti olarak tanıma kararına yönelik ve İsrail ile ilişkilerin topyekûn en alt seviyeye indirilmesi yönünde adımların atılabileceği belirtildi. Akit'e konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “İsrail'in çözüm için 1967 yılındaki sınırlarına geri çekilmesi lazım. Bu 40 yıllık serüvene bir son verilmesi gerekir. Bugünkü toplantıdan İsrail ile ilişkilerin en aza indirilmesi yönünde bir karar çıkmalıdır. Hava sahalarının kapatılması, İsrail ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi yönünde adımlar atılmalıdır. İsrail'e yaptırım şart hale gelmiştir” dedi.