Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat, İsrail'in Filistin'de uzun bir aradan sonra yapılması planlanan genel ve başkanlık seçimlerini engellemeye çalıştığını belirterek, uluslararası topluma "işgal altındaki Kudüs'te seçimlerin gerçekleştirilebilmesi için Tel Aviv'e baskı yapılması" çağrısında bulundu.

Ureykat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin'de bu yıl içinde yapılması planlanan genel ve başkanlık seçimleri konusunda İsrail'in izlediği engelleyici tutum ve siyasi aktörler üzerindeki etkisinin yanı sıra Gazze'deki durum, ABD ile ilişkiler, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail kararı ve Arap ülkeleriyle Tel Aviv arasındaki "normalleşme" adımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Kudüs olmadan yapılacak bir seçim, ABD'nin Kudüs kararının kabulü anlamına gelir"

Filistin seçimlerinin işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs ile abluka altındaki Gazze dahil tüm Filistin topraklarında yapılması gerektiğini ifade eden Ureykat, Kudüs'ün dışarıda tutulacağı bir seçim sürecini kabul etmeyeceklerini vurguladı.

Ureykat, "Kudüs'te demokratik şekilde seçimlerin yapılabilmesi için her yolu deniyoruz ve bu doğrultuda tüm ülkelere, insan hakları kuruluşlarına çağrı yapıyoruz. İsrail işgalinin iç yüzünü göstermeye çalışıyoruz." dedi.

İsrail'e bu konuda baskı yapılması için Avrupa Birliği (AB) dahil tüm uluslararası kurumlara mektup gönderdiğini aktaran Ureykat, "Kudüs olmadan yapılacak bir Filistin seçimi, ABD'nin Kudüs'ü başkent ilanının kabulü anlamına gelir." diye konuştu..

Filistin Devlet Başkanı ve Fetih Hareketi lideri Mahmud Abbas'ın seçimlerin yapılması için birçok grupla görüştüğünü hatırlatan Ureykat, Fetih Hareketi'nin seçimler konusunda istekli olduğunu vurguladı.

"İsrail, Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmayı amaçlıyor"

İsrail ile Hamas arasında yapıldığı iddia edilen Gazze'ye yönelik anlaşma girişimine tepki gösteren Ureykat, "İsrail, Filistin'in Gazze'siz olmayacağını biliyor ve bu nedenle Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmayı amaçlıyor." şeklinde konuştu. 

Ureykat, anlaşmanın çok ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulunarak, "Burada ismi Filistin olan meşru bir hükümet var." ifadesini kullandı.

İsrail "ortak vatan" idealini çökertmeye çalışıyor

İsrail'in Hamas'a "Gazze için bir liman, yapay bir ada ve havalimanı" gibi vaatler sunduğunu ileri süren Ureykat, Tel Aviv'in bu yolla "ortak vatan" idealini çökertmeye çalıştığına dikkati çekti.

İsrail devlet televizyonu Hamas ile görüşmeler yapıldığını doğrularken, Hamas ise yalnızca Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması konusunda görüşmeler yapıldığını açıklamıştı.

Filistin ABD'nin parasını almadı

ABD Kongresi'nin Filistin yönetimine maddi destek sağlama kararı aldığına ilişkin haberleri de değerlendiren Ureykat, Filistin'in ABD'den herhangi bir ödenek almadığını söyledi.

Ureykat, ABD ile doğrudan bir çatışma içinde olmadıklarını belirterek, "ABD, Kudüs'ü İsrail'in başkenti kabul ederek, yasa dışı yerleşim yerlerini tanıyarak ve yardımları keserek bize karşı tavrını değiştirdi. Biz, ABD'den yardım almadık." dedi.

İsrail'in Haaretz gazetesinde yayınlanan haberde, ABD Kongresinin 2020 bütçesi kapsamında Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'teki Filistinlilere yardım için 150 milyon dolar tahsis edilmesini onayladığı iddia edilmişti.

Haberde ayrıca bu yardımın yarısının Filistin halkının yararı için kullanılacağı, diğer yarısının ise Filistin güvenlik güçlerine verileceği ileri sürülmüştü.

UCM'nin İsrail kararı önemli

UCM Başsavcısı'nın İsrail'in işlediği savaş suçlarıyla ilgili soruşturma başlatmak istediğini duyurmasının önemli bir adım olduğuna işaret eden Ureykat, şunları kaydetti:

"Bu duyuru Filistin'in bu konudaki gerekli tüm dosyaları sunduğu anlamına geliyor. Şimdi savaş suçlularının yargılanması için Filistinli mağdurların isimlerinin mahkemeye verilmesine yönelik çalışmamız gerekiyor."

Başkanlığını yaptığı Filistin UCM Dosyasını İzleme Ulusal Yüksek Komitesi'nin bu hafta toplanacağını aktaran Ureykat, mahkemenin kararının takip edilmesi bakımından bu toplantının son derece önemli olduğunu vurguladı.

Ureykat, "İsrail'in halkımıza ve topraklarımıza karşı işlediği suçları tekrarlamaması için çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

"İsrail ile normalleşme Filistinlileri sırtından bıçaklama demektir"

Bazı Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme çabalarını "sırtından bıçaklanma" ve "Filistinlilerin kanını mübah sayma" olarak nitelendiren Ureykat, söz konusu ülkelerce kabul edilen Arap Barış Girişimi'nin İsrail'in 1967'den önceki sınırlarına dönmesi ve Filistinli mülteciler sorunu çözülmeden normalleşme olmayacağı konusunda oldukça net ifadeler içerdiğini hatırlattı.

İsrail'in "Arap ülkeleri ile normalleşmeyi genişletme" yönündeki söylemlerini "palyaçoluk" olarak tanımlayan Ureykat, şunları söyledi:

"Tüm Arap zirvelerinde, Arap Barış Girişimi'ne bağlılık ve Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğu vurgulanıyor. Buna karşı kim ki Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanır çıkar bunu devlet televizyonundan ilan eder. İsrail ile normalleşme Filistinlileri sırtından bıçaklama demektir"

Arap Birliği üyesi ülkeler, 2002'de Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta kabul ettiği Arap Barış Girişimi bildirisiyle 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletini kabul etmedikçe İsrail'le normalleşmeyi reddettiğini belirtmişti.

Söz konusu girişimi reddeden İsrail hükümeti, işgali sona erdirmeden ve Filistin devleti kurulmadan Arap ülkeleriyle normalleşmeyi sağlamaya çalışıyor.

Filistin'de seçimler

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 7 Ekim 2019'da önce genel seçimlerin, birkaç ay sonra da devlet başkanlığı seçimlerinin gerçekleştirilmesine hazırlık yapılması için ilgili makamlara talimat vermişti.

Abbas, 19 Aralık'ta ise İsrail'in, Kudüs'teki Filistinlilerin, bulundukları yerde oy kullanmalarına izin vermemesi durumunda seçime gidilmeyeceğini belirtmişti.

Yedioth Ahronoth gazetesinin 28 Aralık tarihli haberine göre, İsrail, Filistin yönetiminin, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Filistinlilerin bulundukları yerde oy kullanmasıyla ilgili talebine hiçbir şekilde cevap vermeme kararı almıştı.

İsrail, 1996'da olduğu gibi 2005 ve 2006'da gerçekleştirilen Filistin seçimlerinde de uluslararası baskı nedeniyle Kudüs'teki Filistinlilerin oy kullanmasına izin vermişti.

Filistin Anayasası'na göre, her 4 yılda bir genel seçimlerin yapılması gerekiyor ancak İsrail işgali altındaki ülkede 2006'dan bu yana genel seçime gidilemedi.