Ürdün, 1994 yılında imzalanan barış anlaşmasının 1B ve 1C ekleri gereği Bakura ve Gamr arazilerini 25 yıllığına İsrail'e kiralamıştı. Anlaşma gereği söz konusu toprakların kira süresi 26 Ekim'de sona erecek.
Anlaşma, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitiminden en geç bir yıl öncesine kadar aksi bir beyanda bulunmaması halinde kira sözleşmesinin otomatik yenilenmesini öngörüyor. Ürdün de geçen yıl ekim ayında, sözleşmenin yenilenmemesi yönünde karar almıştı.
İsrail'in kiraladığı toprakların teslim sürecinin tamamlamasına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ürdünlü uzmanlar, İsrail'in toprakları zamanında teslim etmemesi halinde Ürdün'ün, konuyu uluslararası hukuka taşıyabileceğini belirtti.
Ürdün Meclisindeki Islah Grubu Milletvekili Salih el-Armuti, Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre İsrail'in, 10 Kasım'da toprakları iade etmesi gerektiğini hatırlatarak, "İsrail, Ürdün mülkiyetinde olan topraklarda hak iddia etmeye çalışıyor" ifadesini kullandı.
Armuti, Ürdün'ün toprakları geri alması halinde İsrail'e tanıdığı bazı hakları da sona erdirmesi gerektiğini dile getirdi.
Uluslararası Hukuk Uzmanı Enis Kasım da İsrail'in bu iki bölgeyi teslim etmek zorunda olduğunu vurguladı.
Kasım, bu toprakların kiralanması aşamasına dair ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ürdün, bu iki bölgeyi kiraya vermeden önce İsrail'den hiçbir şey talep etmemişti. Hükümetin, İsrail ile ilgili attığı adımları halka bildirmesini umut ediyoruz. Bakura ve Gamr bölgeleriyle ilgili vatandaş her şeyi bilme hakkına sahip."
Ürdün Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Leys Nasravin, anlaşmaya göre her iki tarafın da istişare etmesinin beklendiğini ancak Ürdün'ün, anlaşmanın yenilenmemesi yönünde karar aldığını söyledi.
İsrail'in toprakları geri vermemesi halinde Ürdün'ün de yasal haklara sahip olduğunu ifade eden Nasravin, "İsrail, anlaşma şartlarına uymayıp toprakları vermezse Ürdün, topraklarını almak için konuyu uluslararası hukuka taşıyabilir." diye konuştu.
Nasravin, anlaşmadaki bazı maddelere dair ise "Anlaşma gereği, her iki bölgeye de İsraillilerin giriş, çıkış özgürlüğü var. İsrail'e bu bölgelerde gümrük kuralları uygulanmıyor. İsrail'in, Ürdün'ün güvenliğine zarar verecek herhangi bir faaliyette bulunmaması, polis üniforması giyerek görev yapanlar dışında kimsenin silahlanmasına izin vermemesi ve atıkların bu alanların dışına atılmasına izin vermemesi şartları da anlaşmada mevcut" ifadelerini kullandı.
Bu bölgelerde uygulanan özel prosedürlerin 10 Kasım'da sona ereceğini, İsrail tarafına bu alanlarda teslimden sonra özel bir muamele yapılmayacağını kaydeden Nasravin, İsrail'in, Bakura ve Gamr bölgelerinin mülkiyeti ile ilgili eksiklik olduğu takdirde, Ürdün yargısına başvurup, hukuka aykırı olarak yapılmadığı gerekçesiyle sözleşmenin iptalini talep edebileceğini de sözlerine ekledi.
EL BAKURA ve EL GAMR ARAZİLERİ
Ülkenin kuzeyindeki İrbid kentinde yer alan Ürdün Nehri'nin doğu sınırında bulunan Bakura, yaklaşık 6 bin dönüm alana sahip. Ürdün ve İsrail arasındaki ihtilaflardan birini oluşturuyor.
Yaklaşık 4 kilometrekarelik bir arazi olan Gamr ise Ürdün'ün güneyindeki El-Akabe kentinde ve sınır bölgesinde yer alıyor.
Ürdün, 1994 yılında imzalanan Vadi Arabe anlaşmasının 1B ve 1C ekleri gereği El-Bakura ve El-Gamr arazilerini 25 yıllığına İsrail'e kiralamıştı. Kira süresi 25 Ekim 2019'da bitmesine rağmen o dönem yapılan anlaşma şartları, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitiminden en geç bir yıl öncesine kadar aksi bir beyanda bulunmaması halinde kira sözleşmesinin otomatik yenilenmesini öngörüyor.
Sözleşmenin son tarihinin yaklaşması ülkede tartışmaları beraberinde getirmişti. Kira akdinin sonlanmasını isteyen Ürdünlüler, protestolar yapmış, parlamentoda onlarca milletvekili sözleşme karşıtı bildiriye imza atmıştı. Ürdün yönetimi de geçen sene kira akdinin yenilenmeyeceğini İsrail tarafına iletmişti.