Batı Şeria'da 1967 yılı öncesinde hiç Yahudi yerleşim birimi bulunmazken, 2016 yılı itibariyle yerleşim birimi sayısı 146'ya ulaştı.
İsrail meclisi Knesset'in, dün, Filistinlilerin özel mülkü olan arazilere yerleşim birimi inşası amacıyla el konulmasına imkan tanıyan yasa tasarısının son hazırlık okumasının onaylanması ise bu sayının daha da yükseleceğinin sinyallerini verdi.
İşgal ettiği Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak kendi toprağı olarak gören İsrail, 1967'den bu yana Filistinlilere ait tapulu arazilere el koyarak yerleşim birimleri inşa etmeye başladı. Uluslararası hukuka göre buralardaki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul edilse de inşa faaliyetleri bugüne dek devam etti.
Kudüs'teki Arap Araştırmaları Vakfı Harita Bürosu Müdürü ve İsrail yerleşim birimleri uzmanı Halil et-Tefkici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Batı Şeria'da ilk olarak 1967 yılında Kefar Atsiyun yerleşim birimini inşa ettiğini, sayının bugün 146'ya ulaştığını ayrıca belirli bölgelerde resmi olarak tanınmayan 116 küçük birim olduğunu belirtti.
"Batı Şeria'da 420 bin yerleşimci"
Doğu Kudüs'te ise 10 yerleşim birimi olduğunu ifade eden Tefkici, "1967 öncesinde hiç yerleşimci olmayan Batı Şeria'da şuan yaklaşık 420 bin, Doğu Kudüs'te ise 220 bin yerleşimci var." dedi.
İsrailli Barış Şimdi (Peace Now) insan hakları örgütü tarafından yayımlanan raporda, yerleşimcilerin Batı Şeria nüfusunun yüzde 13'ünü teşkil ettiği kaydedildi.
Raporda, Batı Şeria'da 1967-1977 yıllarında 4 bin 400 olan olan yerleşimci sayısının, Filistin'in efsanevi lideri Yasir Arafat'ın, Filistin Bağımsızlık Bildirisi'ni ilan ettiği 1988 yılında 66 bin 500'e ulaştığı kaydedildi.
İsrail hükümeti ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında Oslo Barış Antlaşması'nın imzalandığı 1993 yılında yerleşimci sayısının 116 bin 300'e yükseldiği, 2000 yılında ise 184 bini bulduğu aktarıldı.
İsrail ile Filistin arasında müzakerelerin durduğu 2014 yılında 371 bin olan sayının, son olarak 2016 yılı itibarıyla yaklaşık 420 bine ulaştığının altı çizildi.
"İnşa 4 aşamada gerçekleşti"
Arap Araştırmaları Vakfı Harita Bürosu Müdürü Tefkici, İsrail'in yerleşim birimi inşa sürecinin 4 aşamada gerçekleştiğini belirtti.
Tefkici, ilk aşama olan 1967-1977 yıllarında inşa faaliyetlerinin İsrail işçi partisinin programı uyarınca daha çok Ağvar bölgesinde ve Doğu Kudüs'te yoğunlaştığını, 1977 ile 1987 yıllarındaki ikinci aşamada ise "Bir milyon yerleşimci" ideolojisi çerçevesinde Likud partisinin planına uygun olarak Batı Şeria'daki şehirler üzerinde yürütüldüğünü kaydetti.
Üçüncü aşamanın 1990 yılında başladığına dikkati çeken Tefkici, İsrail'in 1967 sınırlarını tanımayarak tüm bölgede yerleşim birimi inşasını yoğunlaştırdığını aktardı.
Son olarak 1994'te dördüncü aşamaya geçildiğini ve sadece yerleşim birimi inşasıyla yetinilmeyip, buralara ulaşımı kolaylaştırmak ve birbiriyle bağlantısını sağlamak için cadde ve yol yapımına başlandığını dile getiren Tefkici, ayrıca bu merhaleyle beraber eski Başbakan Ariel Şaron'un "Batı Şeria'yı işgal edin" çağrısına uyarak yerleşimcilerin çeşitli bölgelerde küçük küçük birimler kurduğunu söyledi.
Tefkici, İsrail'de yönetime gelen tüm hükümetlerin inşa faaliyetlerini desteklediğine dikkati çekti.
Yerleşim birimlerini ilgilendiren 3 kanun
İsrail'in, geçtiğimiz 49 yılda Filistinlilere ait topraklara el koymak için 3 yasayı kullandığını belirten Tefkici, şunları kaydetti:
"Bunlardan ilki 1951 yılında çıkan 'kayıp şahısların mülkleri' kanunu. Bu kapsamda zorla göç ettirilen Filistinliler kayıp sayılarak bu kişilere ait mülklere el konuldu. İkincisi 'askeri amaçlar için istimlak' kanunu. Bu kanunla Filistinlilere ait araziler müsadere edilerek, buralara yerleşim birimleri yapıldı. Üçüncü olarak da İsrail Yüksek Mahkemesi'nin 1979 yılında askeri amaçlarla el konulan arazilere yerleşim birimi inşa edilemez kararına binaen hükümet buraların devlet arazisi şeklinde değerlendirilmesine karar verdi."
Knesset'te Filistinlililerin özel mülkü olan arazilere inşa amacıyla el konulmasına imkan tanıyan yasa tasarısının son hazırlık okumasının onaylanmasını değerlendiren Tefkici, bunun Filistinlilerin topraklarını kanun yoluyla çalmak için yeni bir vesile olduğunu belirtti.
İsrail ve Filistin'in yerleşim birimi tutumu
Uluslararası toplum, İsrail'in bu faaliyetlerinin barış sürecinin önünde engel teşkil ettiğini, iki devletli çözüm yollarını kapattığını savunuyor.
İsrail yönetimi ise uluslararası hukuka göre Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul edilmesine rağmen inşa faaliyetlerinde ısrar ediyor. Hükümet, inşaatı durdurmayı reddederken, bölgede yeni konut inşalarının onaylandığına dair haberler gelmeye devam ediyor.
Filistin halkı, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm Yahudi yerleşim birimlerinin inşasının durdurulmasını talep ediyor. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), yerleşim birimlerinin iki devletli çözüm ihtimalini ve barış sürecini tehdit ettiğini belirterek, durdurulması ve bundan doğan zararların tazmin edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Batı Şeria ve Mescid-i Aksa'nın da içinde yer aldığı Doğu Kudüs, 1967'den beri İsrail işgali altında bulunuyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in 1967 sınırlarına dönmeyi ve Yahudi yerleşim birimleri inşasına son vermeyi kabul etmemesi nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.