İsrail saldırısında bacaklarını kaybeden Filistinli gazeteci Momen Faiz: Dünya Gazze’nin değil, zalim İsrail’in yanında
21 yaşındayken İsrail saldırısında bacaklarını kaybeden Momen Faiz’in, İstanbul’da yaşayan kuzeninin yanına gelip yerleştiğini, 6 ay önce de eşi ve çocuklarını getirdiğini anlatıyor. Ailesiyle birlikte İstanbul’da kendilerini güvende hissediyorlar. İsrail saldırısında belden aşağısını kaybeden Momen asla isyan etmiyor, hep şükrettiğini söylüyor. Mesleğine olan aşkını da kaybetmeyen Filistinli, gazeteciliğe devam etmek istediğini belirtiyor.

Oluşturma Tarihi: 2019-10-11 12:06:00

Güncelleme Tarihi: 2019-10-11 12:06:00

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda, aralarında çocukların da bulunduğu binlerce kişi hayatını kaybederken, Momen Faiz gibi yüzlercesi de yaşamına engelli olarak devam etmek zorunda kaldı. Yıkılan binalar, pek çok hayatı ve hayali sonlandırdı. Oyuncaksız büyüyen çocuklar, mezar kazmaya, çevrelerinde tabut taşıyan kişileri gördükçe, “şehitçilik” adını verdikleri oyunu oynamaya başladı. Çığlıklar moloz yığınlarına karışırken, çaresizlik dünya üzerinde kendisini belki de en çok burada hissettirdi. İsrail, Gazze'deki insanlık dramını haberleştirip, yaşananları dünyaya duyurmak isteyen gazetecileri de hedef aldı. Onlardan biri olan Momen Faiz'in hikayesini bulacaksınız bu satırlarda…

32 yaşındaki Momen Faiz'le Anadolu yakasında oturduğu evde bir araya geliyoruz. Beni, eşi ve dört çocuğuyla karşılıyor. İsrail saldırısında bacaklarını kaybeden Filistinli gazetecinin yaşadıklarını haberleştirmek için gittiğim evde, başka hikayelerle de karşılaşıyorum. Öyle ki 21 yaşındayken İsrail saldırısında bacaklarını kaybeden Momen Faiz'in, babasını hiç tanımadığını, zira henüz bir haftalıkken onu İsrail saldırısında kaybettiğini öğreniyorum. 15 yıl önce de Filistinli çocukların izci kampını vuran İsrail, bu kez  Faiz ailesinin küçük bireyini hedef almış. Momen'in kendisi ise yine İsrail saldırısında bacaklarını kaybettiğinde takvimler 17 Aralık 2008'i senesini gösteriyormuş. Filistinli gazeteci, bu olayın ardından iki kez daha İsrail saldırısına maruz kalmış ama hiç pes etmemiş. Momen, Gazze'deki hastanenin de zaman zaman İsrail saldırılarına maruz kaldığını, kendi tedavisinin de dahil olduğu pek çok tedavinin zorlukla gerçekleştirildiğini söylüyor. “Dünyanın en büyük açık hapishanesi” olarak adlandırılan Gazze'den çıkışlara nadiren izin veriliyor. Temel ihtiyaçlar olan yiyecek, içecek, ilaç güçlükle temin edilirken, Filistinliler hala günün büyük bölümünü su ve elektrik olmadan geçirmek zorunda bırakılıyor.

Momen Faiz, röportajımızın başlangıcında bir yıl önce İstanbul'da yaşayan kuzeninin yanına gelip yerleştiğini, 6 ay önce de eşi ve çocuklarını getirdiğini anlatıyor.  Ailesiyle birlikte İstanbul'da kendilerini güvende hissediyorlar. İsrail saldırısında belden aşağısını kaybeden Momen asla isyan etmiyor, hep şükrettiğini söylüyor. Mesleğine olan aşkını da kaybetmeyen Filistinli, gazeteciliğe devam etmek istediğini belirtiyor.

32 yaşındaki Momen Faiz, babasını hiç tanımadı çünkü onu İsrail saldırısında kaybettiğinde -1987- henüz bir haftalıktı. Takvimler 2004'ü gösterdiğinde izcilik kampını bombalayan İsrail, bu kez erkek kardeşini elinden aldı. 21 yaşına geldiğinde İsrail'in bombalarıyla tanışan kendi bedeni oldu, belden aşağısını yitirdi. Suudi Arabistan tarafından tedavisi için Riyad'a götürülen Filistinli gazeteci, kendisiyle röportaj yapmaya gelen meslektaşı Deema Majed'le tanıştı. Birbirlerine aşık olan çift, evlenerek Gazze'ye yerleşti. Momen ve Deema artık 4 çocuklu bir aile ve yaşamlarını güvenli bir şekilde İstanbul'da sürdürüyorlar. Filistinli Momen Faiz, devlet büyükleriyle görüşüp Gazze'de yaşanan insanlık dramını dünyaya duyurmak ve Gazze için elçilik yapmak istiyor.

İşte Independent Türkçe 'den Lale Elmacıoğlu'nun gerçekleştirdiği röportajın tam metni;

- Neden başka bir yer değil de Türkiye'ye geldiniz?

Türkiye her zaman Filistinlilere yardım etti. Geçmişten beri yakın ilişkideyiz. Kültürlerimiz çok benzer.

- Bacaklarınızı kaybettiğinizde ne hissettiniz?

İsrail sınırına çok yakın oturduğumuzdan her gün bir saldırı oluyordu. Her gün bir arkadaşımızı, akrabamızı kaybediyorduk. Ölmediğime, bacaklarımı kaybettiğime şükrettim. Başta öldüğüme dair haber geçmişler. Sonra düzeltmişler “ölmedi, bacaklarını kaybetti” diye. 

“İsrail bayramda bile bombaladı

O güne dönersek, saldırıda yaralandığınız günün sabahı nasıl başlamıştı?

Kurban bayramı arefesiydi, bayram hazırlığı yapılıyordu. İsrail sınırında çarşıda bayram çekimi yapıyorduk. Bayram geliyor diye bir nebze mutlu olmuştu insanlar ama İsrail onu da çok gördü, bayramda bile bombaladı.

- Saldırıdan sonrasını anlatmanızı istesem…

Aslında saldırıda yaralandığımda bacaklarımın üst kısmı duruyormuş ama Gazze'de ilaç yok, tedavi imkanları çok kısıtlı. Tek bir hastane var, İsrail zaten onu da bombalıyor. Doktorlar birkaç kez bacaklarımın üst kısmını kesmek durumunda kalıyorlar, en sonunda da belimden aşağısı kalmıyor. Tedavi için Suudi Arabistan'a gittiğimde oradaki doktorlar halime inanamadı. Neden bacaklarımın belden aşağı komple kesildiğini sorguladılar. Gazze'de ilaç ve tedavi imkanı olmadığından kangren oldukça üst bacaklarımdan parça kesildi. 15. günde gördüm artık bacaklarımın olmadığını. Zaten Gazze'de Şifa Hastanesi var, İsrail sürekli onu da bombalıyor.

- Kızdığınız, pes ettiğiniz, “Neden ben?” sorusunu sorup yakardığınız oluyor mu? 

Kızarsam hiçbir şey değişmez ki. Kızsam, pes etsem ne olur? Her şey için Allah'a şükürler olsun. Çok sevdiğim bir eşim, mutlu bir ailem var, çocuklarım var. Şükürler olsun. Deema çok iyi bir eş, onunla evli olduğum için çok mutluyum. (Bu sözlerin üstüne Deema gülümseyerek eşine teşekkür ediyor.)

“İsrail, Gazze'de yaşananlarla ilgili gerçeği yansıtmak isteyen biz gazetecileri hep öldürmek istedi”

- Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

Ayda 1-2 kez free-lance işler çıkıyor. Düğün fotoğrafları çekiyorum ama haberciliği çok özledim ve işime dönmek istiyorum. Gazetecilik yapmak, fotoğraf, video çekmek, röportaj yapmak istiyorum.

- Gazze'de koşullar çok kötü, internet kısıtlı, gazeteciliği nasıl yapıyordunuz?

Gazze'de yaşamak da gazetecilik yapmak da çok zor. İsrail iletişim yapılmasın diye Gazze'de interneti kesiyor. O kadar yavaş bağlanılıyor ki internete, bir fotoğraf göndermek bir saat sürüyor. Video gönderilmiyor. O yüzden uydudan bağlanıyor gazeteciler, Thuraya Satellite Phone (uydu telefonu) kullanılıyor. Sim kartta da bağlantıyı İsrail yaparak çalışıyorduk.

- Mesleğe dönebilmek için başvurularda bulundunuz mu?

İş başvurularında bulunuyorum ama bana “Bacakların yok, nasıl çalışacaksın?” diye soruyorlar. Ben başarılı bir gazeteciyim, savaş fotoğrafçısıyım ve pek çok fotoğrafım Time, The Guardian, The Wall Street Journal gibi  kuruluşlarda yayınlandı. İş arıyorum. Anadolu Ajansı ve TRT'ye de başvurdum ancak geri dönüş olmadı. Ben gazeteciyim, mesleğimi özlüyorum. Çalışmaya devam etmeyi çok istiyorum. İşime devam etme gücümü ve umudumu hiç kaybetmedim. Başlangıçta savaştakilerin fotoğrafını çekiyordum. Sonra vücudumun yarısını kaybederek gazi oldum. Savaştakilerin arasına bizzat dahil oldum.

Ama şunu söyliyim ki, bizi durduramazlar. İsrail her zaman bizi öldürmeye çalıştı. Özellikle de Gazze'de yaşananlarla ilgili gerçeği yansıtmak isteyen biz gazetecileri. Dünyaya gerçeği duyurmaya devam edeceğim. Bize ne yaparlarsa yapsınlar, vazgeçmeyeceğiz, İsrail'in yaptıklarını duyurmaya devam edeceğiz.

“Benim gibi onlarca hikaye var ama dünya bunları bilmiyor”

Binlerce kişiye saldırıldı. Benim gibi onlarca hikaye var ama dünya bunları bilmiyor. Gazze'de çok başarılı kişiler var ama orada adeta hapis vaziyetteler. Dışarı çıkamıyorlar ve dünya onları bilmiyor.

- Gelecekten beklentiniz, hedefiniz ne?

Ben devlet büyükleriyle bir araya gelip Gazze için elçilik yapmak istiyorum. Gerçekleri duyurmak ve sivillere yardım etmek istiyorum. Liderlerle tanışıp, sivillerin öldürülmesine karşı çıkmayı istiyorum. Gazze yaşamalı. 1 yılda 7 gün açtılar sınırı. Filistin halkını ölüme sürüklüyorlar. Gazze'de olanları dünya duyurmadan ülkeme dönmek istemiyorum. İsrail'in zalimliğini herkes bilsin istiyorum.

“İsrail zalim ama dünya Gazze'nin değil İsrail'in yanında”

İsrail zalim ama dünya Gazze'nin değil İsrail'in yanında yer alıyor. Türkiye, Filistinlilere desteğini esirgemiyor. Filistin halkının özgürlüğünü kazanmasına yardımcı olacaklarına inanıyorum.

- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Gazze, “Dünyanın en büyük açık cezaevi” şuanda ama Türkiye güvenli ve özgür bir ülke. Yardımlarınız için sonsuz teşekkürler. İnşAllah Gazze de bir gün Türkiye gibi özgür ve güvenli hale gelir. Burada bombalar yok, güvendeyiz. Çocuklarımız çok korkuyordu orada.

Deema Majed: Momen'le evlenip Gazze'ye gitme kararımı öğrenenler delirdiğimi düşündü

Röportajın bir bölümünü Momen Faiz'in eşi Deema Majed'e ayırıyorum. Deema 4 çocuğunu da yanına alarak 6 ay önce Gazze'den İstanbul'a gelmiş. Önce Refah Sınır Kapısı'nda 2 gün kalmış, sonra ise Bahreyn üzerinden Türkiye'ye geçmiş. Çiftin tanışma hikayesi, filmleri aratmıyor. Genç bir gazeteci olan Deema Majed, Suudi Arabistan'a tedavi olmaya gelen Momen Faiz'le röportaj yapmaya gidiyor. Riyad'daki hastanede görüşen çift, birbirine aşık oluyor. Çiftin tanışma hikayelerini dinlerken onların gözlerinin içinin hala parladığına şahit oluyorum. O dönemde 21 yaşında olan Deema, ailesi ve çevresindekilerin “Delirdin mi sen?” sözlerine aldırış etmeden evlilik kararı alıp 22 yaşındaki Momen'le birlikte Gazze'ye yerleşmiş. Ailesi havalimanındayken bile genç kadını vazgeçirmeye çalışmış. Kendisi de Filistinli olmasına rağmen Riyad'da doğup büyüyen ve daha önce Gazze'ye hiç gitmemiş olan Deema, kararından vazgeçmemiş ve aşkın peşinden gitmiş.  

"Suudi Arabistan Momen ve bazı Filistinlileri tedavi ettirmek için Riyad'a getirdi"

- Siz tanıştığınızda Momen belden aşağısını kaybetmiş halde, hastanede tedavi görüyordu. Aranızdaki aşk nasıl doğdu?

Suudi Arabistan, saldırının ardından Momen'i tedavisini karşılamak üzere Riyad'a getirtmişti. İsrail saldırısında belden aşağısını kaybeden gazeteciyle röportajı yapmak için hastaneye gittim ve Momen'le tanıştık. Çok güçlüydü. Başına gelen şeylere rağmen hep gülümsüyordu. Başka bir Filistinli daha vardı onunla birlikte. Ama o kişi hep mutsuzdu. Momen ise güçlüydü, her şeye rağmen “Allah'a çok şükür” diyebiliyordu, pes etmemişti. Beni, onun güçlü duruşu ve azmi çok etkiledi. Röportaj için tanıştık, görüşmeye devam ettik ve evlilik kararı alıp hastanedeki 6 aylık tedavinin ardından düğünümüzü yapıp Gazze'ye gittik.

“Delirdiğimi düşünüp evlilik kararımdan vazgeçirmeye çalıştılar”

- Momen Faiz'le evlenip Gazze'ye taşınma kararı almanıza aileniz ne tepki verdi?

Delirdiğimi düşündüler. İnanamadılar. “Deli misin, Gazze'de öleceksin!” dediler. (Gülerek) Ama çok aşıktım ona, hala da öyleyim. Ailem havalimanında bile beni kararımdan vazgeçirmeye çalıştı. Ama Gazze benim vatanım, orayı çok seviyorum. Ailem Suudi Arabistan'da yaşıyor. Ailemden Gazze'ye giden tek kişiyim.

- Yaptığınız röportaj yayınlanmış mıydı?

Evet, Women for Palestine'da yayınlandı. Hala da orası için çalışmalar yapıyorum.

“Böyle giderse Gazze'nin geleceği yok”

Momen Faiz'in eşi Deema Majed, İsrail'in 13 yıldır uyguladığı abluka nedeniyle Gazze'deki insani şartların dayanılmaz bir hal aldığını şu sözlerle anlatıyor:

Orada hayat çok zordu. Elektrik yok, çoğu zaman su yok, gaz yok, ilaç yok. Hayatı idame ettirmek çok güç. Gençler için iş yok. Böyle giderse Gazze'nin geleceği yok. Balık tutarak, bahçeden sebze, meyve toplayarak yiyecek bulmaya çalışılıyor. İsrail, Gazze'de yaşayanları insan yerine koymuyor, hayvan gibi görüyor. Sınırı kapattırıp, çıkışı engelleyip, içerdekileri bombalıyorlar.

“Kızlarım uçak gördüğünde ‘Bu İsrail uçağı mı? Bizi bombalayacaklar mı?' diye soruyor”

Dört çocuk annesi Deema Majed, İstanbul'da evlatlarıyla birlikte güvende olduklarını belirterek, Türkiye'ye teşekkür ediyor. Ancak Majed, çocuklarının yaşadıkları tramvayı kolay atlatamadıklarını da bir örnekle aktarıyor:

Kızlarım gökyüzünde uçak gördüğünde ‘Bu İsrail uçağı mı? Anne bizi buldular mı? Burayı da bombalayacaklar mı' diye soruyor.

Siz Türkiye'ye ilk geldiğinizde neler hissettiniz?

Güvende olduğumuz için çok mutlu oldum. Ama ilk başta ben de sürekli “Elektrik ne zaman gidecek?” diye bekliyordum, Gazze'de hep öyle alıştığımız için.

Mesleğine devam etmek isteyen Filistinli gazeteci Momen Faiz şu sözleri söylüyor:

Gazze'de yaşamak da gazetecilik yapmak da çok zor. İsrail iletişim yapılmasın diye Gazze'de interneti kesiyor. O kadar yavaş bağlanılıyor ki bir fotoğraf göndermek bir saat sürüyor. Video zaten gönderilmiyor. O yüzden uydudan bağlanıyor gazeteciler, Thuraya Satellite Phone (uydu telefonu) kullanılıyor. Sim kartta da bağlantıyı değiştirip İsrail yapıyoruz. İsrail, Gazze'deki gazetecileri kasten hedef alıyor, gerçeklerin duyulmasını engellemeye çalışıyor. İnşallah ben Gazze'nin elçisi gibi liderler ve yetkililerle bir araya gelerek, İsrail'in yaptıklarını dünyaya duyuracağım.