ABD Başkanı Trump'ın, 25 Mart'ta işgal devleti İsrail Başbakanı Netanyahu'u Washington'da kabul edeceği tarihe az bir zaman kala, bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bölgenin istikrarı ile İsrail devleti için stratejik ve güvenlik açısından kritik öneme sahip Golan Tepeleri'nde İsrail Egemenliğini ABD'nin 52 yıl sonra tamamen tanımasının vakti geldi" dedi.
‘SEÇİM ÖNCESİ NETANYAHU'YA
EN BÜYÜK SİYASİ ARMAĞAN'
Trump'ın sözleri, 9 Nisan'da yapılacak seçimlerde, adı rüşvet ve yolsuzluğa karıştığı için yargı kıskacı altında zor günler geçiren İsrail Başbakanı Netanyahu'ya, seçimler öncesi alabileceği en büyük siyası armağan olarak yorumlandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu ise kısa süre içinde yine Twitter hesabından "İran'ın Suriye'yi bir platform olarak kullanarak İsrail'i yok etmek istediği bu sıralarda Trump cesurca İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıyor" diye yazarak Trump'a teşekkür etti.
11 Mart'taki Golan Tepeleri gezisi sırasında, ABD Senatörü Lindsey Graham, Trump'ı "İsrail topraklarının" bir parçası olarak Golan Tepeleri'ni tanımaya ikna etmek için elinden geleni yaptığını söylemişti.
ABD başkanı Trump'ın, ABD Dışişleri Bakanlığının 13 Mart'ta yayımladığı 2018 İnsan Hakları Raporunun İsrail bölümünde, daha önce "işgal altında" şeklinde tanımlanan Golan Tepeleri için ilk defa”İsrail kontrolündeki" ifadesinin kullanılması dikkat çekmişti açıklamasının ardından yaptığı son açıklama, bölgede yeni gerginliklerin fitilini ateşleyeceği öne sürüldü.
‘İSRAİL, YAPAMADIĞI ŞEYLERİ
TRUMP ELİYLE YAPTIRIYOR'
Arap ve Ortadoğu'da yayın yapan birçok haber sitesinde yapılan analizlere göre ise; ABD Başkanı'nın, Golan Tepeleri hakkında yaptığı açıklamayı, “İsrail yapamadığı şeyleri, Trump eliyle yaptırıyor.İsrail, Trump'ı maşa olarak kullanıyor” şeklinde değerlendirildi.
ABD Başkanı'nın başkanlık koltuğuna otur-oturmaz ilk ilgilendiği konuların başında İsrail'in geldiğini açıklayan analizciler; hiçbir ABD Başkanının yapamadığını Trump'ın yaptığına dikkat çekerek, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararından sonra, İsrail Devleti'nin kuruluşunun 70. yıldönümünde, Tel Aviv'deki büyükelçiliğini, işgal altındaki Kudüs'e törenle taşımasına örnek gösterdiler.
ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasının bir plan dahilinde gerçekleştiğini öne süren analizciler, “İşgal altındaki topraklar adım adım ABD eliyle Yahudileştiriliyor” yorumunda bulundular.
Trump'ın, Golan Tepeler'inden sonra en büyük amacının Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın darbeci Lideri Sisi ile olan yakın ilişkisinden yararlanarak, bu ülkeleri Hamas'ın izole edilmesinde kullanıp, Mahmud Abbas yönetimi ile İsrail'in güvenliğini öncelik tanıyacak bir barış anlaşmasına zorlamak olduğu dikkat çekildi.
İSRAİL'İN HAMAS'I SİLAHSIZLANDIRMAK
Son haftalarda Mısır'dan Tuğgeneral Ahmed Abdulhalık başkanlığındaki bir heyetin Gazze ile Kahire arasında mekik dokuduğunu belirten analizciler; İsrail'in, barış karşılığında Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılacağı ve gıda, su gibi temel ihtiyaçların girişine izin verileceğini teklif ederken, Hamas'ın silahsızlaştırılması isteğine ise Gazze'deki Hamas yönetiminin karşı çıktığı bildirildi.
Ayrıca ABD Başkanı Trump'ın hazırlattığı ve İsrail'in önünü açan “Yüzyılın Anlaşması" isimli planın devreye sokulması için
damadı ve üst düzey danışmanı Yahudi Jared Kushner'in geçen hafta Orta Doğu'da art arda ziyaretler düzenlemesine de dikkat çeken analizciler, Kushner'in amacının yapılacak barış anlaşmasına karşı duran Arap devletlerin liderlerine baskı uygulayarak, anlaşmaya destek vermeye sağlamak olduğunu ileri sürdüler.
‘İşgal devleti İsrail yapamadığını, Trump eliyle yaptırıyor' diyen analizciler, ABD Başkanı Trump, ülkesinin 52 yıl sonra İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasının zamanının geldiğini söylemesiyle Pandoranın kutusunun açıldığını söylediler. Bundan sonra gelişecek olaylardan birinci derecede sorumlu olacak kişinin İsrail değil, ABD yönetimin olacağını söylediler.
GOLAN TEPELERİNİN TARİHİ
5 Haziran 1967'de İsrail ve Arap komşuları arasında artan gerginlik 6 Gün Savaşları'nın başlamasına yol açmıştı.
İsrail, Mısır'dan Gazze ve Sina Yarımadası'nı, Suriye'den de Golan Tepeleri'ni aldı. Ürdün güçlerini de Batı Şeria ile Doğu Kudüs'ten çıkardı.
BM Güvenlik Konseyi, bunun üzerine 242 sayılı kararı aldı. Kararda, savaşla toprak kazanımı reddediliyor, son çarpışmalarda ele geçirdiği yerlerden İsrail'in çekilmesi isteniyordu. BM'ye göre, bu savaşta 500 bin Filistinli mülteci haline geldi; Mısır, Lübnan, Ürdün ve Suriye'ye göç etti.
1967'deki savaşta kaybettikleri toprakları diplomatik yollardan geri alamayan Mısır ve Suriye, 1973'teki Yahudiler için kutsal Yom Kippur Günü sırasında İsrail'e karşı taarruza girişti.
Başlangıçta Mısır ve Suriye, Sina ve Golan Tepeleri'nde ilerleme kaydetse de üç hafta süren çarpışmalar sonunda bu durum değişti.
İsrail neticede bazı yerlerde 1967'deki ateşkes hattının da ötesine geçti. İsrail güçleri Golan Tepeleri'ni aşarak Suriye içinde ilerlemeye başladı; daha sonra bu toprakları bıraksalar da Golan Tepeleri İsrail'in elinde kaldı. Ancak İsrail'in bu alandaki egemenliği uluslararası toplum tarafından tanınmıyor. Golan Tepeleri zengin su kaynaklarına sahip olduğu için İsrail'in iştahını kabartıyor.
NETANYAHU, ABD'YE GİDİYOR
Trump'ın bu sözleri Netanyahu'nun haftaya gerçekleştireceği ABD gezisinin öncesinde geldi.
Netanyahu ABD'den uzun süredir İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasını istiyordu.
İsrail'de 9 Nisan'da genel seçim yapılacak.
ABD Başkanı Donald Trump, 2017 yılında uzun süreli Orta Doğu politikasını değiştirerek Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı. ABD Büyükelçiliği de Kudüs'e taşınmıştı.
Karar uluslararası tepkilere neden olmuştu.
Filistinliler Kudüs'ü gelecekteki devletlerinin başkenti olarak görüyor.
1967'deki Altı Gün Savaşları'nda Doğu Kudüs'ü işgal eden İsrail ise kentin "ebedi ve bölünmez" başkenti olduğunu iddia ediyor ve uzun süredir dünyaya bunu kabul ettirmeye çalışıyor.