İsrail Haaretz gazetesi; İsrail ve Yunanistan'ın, Doğu Akdeniz'deki nakliye trafiğini izlemek için Girit Adası'nda bir radar istasyonu kurdukların yazdı. Gazete, kurulan radarın İsrail'in ve Yunanistan'ın yanı sıra Kıbrıs'ın da güvenlik çıkarlarına hizmet ettiğini öne sürdü.
İsrail gazetesi Haaretz, radarın uzun mesafedeki trafiği tespit etme ve izleme yeteniğine sahip olduğunu belirterek; iki ülkenin de, radar tarafından izlenen verilere ücretsiz erişim hakkına sahip olacağını yazdı.
‘TÜRKİYE VE HİZBULLAH İZLENECEK'
Gazetenin haberine göre; Girit'teki radar istasyonu, hem Doğu Akdeniz'de, hem de Akdeniz'deki uluslararası sularda Lübnan Hizbullah'ın deniz yoluyla gerçekleştirebileceği muhtemel saldırısını izlemek ve engellemek amacını taşıyor.
Radarın, Kıbrıs Adası açıklarındaki gaz platformların korunması, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan ile İsrail'in güvenlik çıkarlarının korunmasında fayda sağlayacağı bildirilirken; Suriye, Lübnan ve Türkiye hakkında da bilgi toplamada yardımcı olacağı öne sürüldü.
KUDÜS'TE İLGİNÇ TOPLANTI
Ortak radar ağlarının Girit'te konuşlandırılmasıyla ilgili İsrail Başbakanı Netanyahu'nun bu hafta Kudüs'te, Yunan mevkidaşı Alexis Çipras, Kıbrıs Rum Kesimi Başkanı Nicos Anastasiedas ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile buluşması planlanıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu Pazar günü yaptığı açıklamada, liderlerin İsrail'den Avrupa'ya bir gaz boru hattı kurulmasını tartışacaklarını söylemişti.
YUNANİSTAN İLE İSRAİL
ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Sosyalist Çipras liderliğindeki Yunanistan'ın İsrail ile ilişkileri gün geçtikçe gelişmeye devam ediyor. Yunanistan kamuoyunun İsrail rejimine bakışı yakın zamana kadar soğuk ve düşmancaydı. Filistin sorununun kaynağı olarak İsrail görülürdü. Örneğin 2010 yılında gerçekleşen Mavi Marmara katliamı ile ilgili olarak gazeteler İsrail'i kınayan manşetler atmıştı. Ayrıca İsrail-Türkiye ilişkilerinin iyi sayılabilecek bir seviyede gitmesi Yunanistan'ı İsrail'den uzaklaştıran bir etken olageldi.
Ancak 2010 yılında Yunan medyası geleneksel politikadan uzaklaşmaya karar verdi. Diğer yandan Türkiye ile ilişkileri bozulan İsrail rejimi de Doğu Akdeniz'de kendisine yeni bir partner arıyordu. Ayrıca dönemin Yunanistan Başbakanı George Papandreou da ülkesini içinde bulunduğu devasa ekonomik problemlerden kurtaracak bir ele muhtaçtı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu 2010 yılının Ağustos ayında Atina'yı ziyaret etti. Bu arada o dönem çıkan gazetelerde “flörtten evliliğe”, “yeni eksen” ve “yakın işbirliği” gibi başlıklar kullanılmıştı. Yunan basını İsrail rejiminin ne kadar önemli bir dost olduğunu fark etmişti.
Öte yandan ekonomik ilişkiler de gelişme gösteriyordu. 2012 yılında Yunanistan'ı 207 bin 711 İsrailli turist ziyaret etmişken bu sayı 2017 yılında 530 bin 712 olarak gerçekleşti. Yahudiler açısından tarihi bir kent olan Selanik en çok ziyaret edilen yerler arasında oldu. İsrail ayrıca fırsat buldukça Yunan yatırımcıları işgal altındaki topraklara çekmeye çalıştı.
Siyasi tarafta ise Yunanistan'daki İsrail karşıtı parti ve politikacılar itibar kaybetmeyi sürdürdü. Bir yandan da basındaki İsrail karşıtı dil yumuşadı, Filistin taraftarlığı yerini sahte bir objektifliğe bıraktı. 2014 yılında Gazze'ye düzenlenen Koruyucu Kenar Operasyonu gazetelerin iç sayfalarında kendine yer bulabildi. 2015 yılında seçimle başbakan olan Aleksis Çipras ise geçmişinde Filistin taraftarlığı bulunmasına rağmen yeni akıma uygun davrandı ve işgal rejimi ile ilişkileri geliştirmeyi sürdürdü.
Arap baharının sonrasındaki dönemde Yunan gazetecilerin çoğu artık İsrail rejimini bölgede istikrar unsuru olarak yansıtmaya başladı. Diğer gazeteciler ise yeni düşmanlar bulma peşine düştü. Bazıları ülkede yaşanan ekonomik ve diğer krizlerden Almanya'yı sorumlu tuttu. Kimisi de IŞİD'in Avrupa'daki eylemlerinden dolayı İslamafobi propagandası yapmaya başladı. Son olarak 2014 yılında Yunan meclisinde Holokost'un inkar edilmesini suç kabul eden ırkçılık karşıtı bir yasa kabul edildi. Yunanistan'da şimdiye kadar Yahudi karşıtı hiçbir eylem gerçekleşmemiş olmasına rağmen bazı politikacılar geçmişteki antisemitist tavırlardan ötürü özür dilediler. Bazıları da Yahudi karşıtlığıyla mücadele sözü verdi.
DOĞU AKDENİZ'DEN ÇIKARILACAK
DOĞALGAZ, YUNAN-İSRAİL
İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRDİ
Öte yandan önceki yıl Lefkoşa'da bir araya gelen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Kıbrıs Cumhurbaşakanı Nikos Anastasiadis, Doğu Akdeniz'den çıkarılacak doğalgaz ve petrolün Avrupa ülkelerine sevkini öngören boru hattı projesi için işbirliği yapmayı kararlaştırdı.
Proje kapsamında İsrail ve Kıbrıs'ın deniz bölgelerinden çıkarılacak doğalgaz, deniz altında döşenecek EastMed adı verilen bir boru hattı ile Kıbrıs'tan önce Yunanistan'ın Girit adasına, oradan da Yunanistan'ın Mora Yarımadası'na, daha sonra da İtalya'ya aktarılacak.
Liderler dev projenin ön çalışmaları için 34 buçuk milyon euro ayrıldığı ve Avrupa Birliği'nin de projeye katkı sağlayacağını açıkladı.
Üç lider yine deniz altından İsrail, Kıbrıs, Girit ve Mora Yarımadası'na uzanacak üstün teknoloji ürünü bir elektrik hattının inşa edilmesinde de anlaştı.
Bu hat ile üç ülke arasında uydu ve hızlı internet erişimi de sağlanacağı belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, doğalgaz ve elektrik akımının 3 ülkeye de büyük avantajlar sağlayacağını söyledi.
Yunanistan Başbakan Aleksis Çipras da bu avantajın bölgedeki diğer komşu ülkelerle de işbirliği yapma olanakları sağlayabileceğinden söz etti.
Diplomatik kaynaklar, üç ülke arasında döşenecek boru hattının, en kolay ve en ucuz yolunun Kıbrıs ile Türkiye arasında döşenmesi olduğunu ancak böylesi bir projenin Kıbrıs Sorunu çözülmeden hayata geçirilemeyeceğine dikkat çekiyor.