Sputnik'in aktardığına göre Giuseppe Conte liderliğindeki koalisyon hükümetinin, göç karşıtı aşırı sağcı ortağı Lig Partisi'nin lideri aynı zamanda İçişleri Bakanı olan Matteo Salvini'nin yasalaşmasını çok istediği tartışmalı güvenlik yasası, Senato Genel Kurulu'nda yapılan oylama ile kabul edildi.
Salvini, yasanın çıkmasının ardından Twitter'daki hesabından yaptığı ilk değerlendirmede, bu yasa ile güvenlik güçlerine daha fazla güç tanındığını, sınırların daha sıkı kontrol edileceğini, mafya üyelerini tutuklamak için daha çok güvenlik görevlisinin olacağını ifade ederek, "Yasalaştı. Hepinize teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
YASA NELER ÖNGÖRÜYOR?
Paketi, yasa dışı göçle mücadelede emniyet güçlerine daha fazla kaynak ayırırken, STK'lara ait kurtarma gemileri de dahil olmak üzere İtalyan kara sularına girmek isteyen gemilere önemli kısıtlamalar getiriyor.
Bir süredir kararnameyle yürürlükte olan, içişleri bakanının güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle gemilerin kara sularından geçişine yasak ya da sınırlandırma getirebilme yetkisi de paketin kabul edilmesiyle yasalaşmış oldu.
Yasa, İtalyan kara sularına giriş yasağı getirilen geminin bu yasağı ihlal etmesi durumunda, gemi kaptanı için en az 150 bin eurodan 1 milyon euroya kadar ceza öngörüyor. Düzenleme ayrıca, İtalyan hükümetine ek tedbir olarak yasalara aykırı davranan gemiye el koyma hakkı da veriyor.
Yeni yasa, gemi kaptanının İtalyan güvenlik güçlerine direnmesi ya da karşı koyması durumunda tutuklanmasını da öngörüyor.
Bugün kabul edilen yasa, ülkede geçen kasımda yasalaşan ve göçmenlerin haklarına kısıtlamalar getiren birinci güvenlik paketinin devamı ve takviye edilmiş hali olması sebebiyle kamuoyunda ikinci paket ya da 'Sicurezza bis' adlarıyla anılıyor. İkinci güvenlik paketi, 25 Temmuz'da da parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda kabul edilmişti. Paketin yasalaşması için Senato'dan onay alması gerekiyordu.
İltica talebinde bulunanlar ile işkence mağdurlarının haklarını zayıflattığı gerekçesiyle eleştirilen yeni yasa için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi de daha önce çekincelerini belirtmişti.