İtalya'da ilginç çekişmeler ve pazarlıklar
İtalya'daki son seçimlerden zaferle çıkan Giorgia Meloni liderliğinde yeni bir koalisyon hükümetinin kurulmak üzere olduğunu belirten gazeteci Ayşe Özek Karasu, taraflar arasındaki ilginç çekişme ve pazarlıklara ilişkin detaylar paylaştı...

Oluşturma Tarihi: 2022-10-21 19:35:59

Güncelleme Tarihi: 2022-10-21 19:35:59

Karasu'nun bugünkü köşesinde yayımlanan 'Faşist tragedya' başlıklı İtalya seçimleri değerlendirmesi;

İtalya'da post-faşist Giorgia Meloni liderliğindeki üçlü koalisyon hükümeti kuruldu kurulacak. Ancak an itibariyle dışarıdan bakınca İtalyan siyaset sahnesi tam komedya, içeriden tragedya.

Ortama zaten Duce nostaljisi hakim, 25 Eylül'deki seçimden zaferle çıkan aşırıya hayli meyilli üçlü sağ ittifak içinde post paylaşım kavgası var, nasıl bir hükümet programı ve koalisyon protokolü çıkacağı belli olmadığı gibi Meloni'nin ağzı mühürlü. Bugün yarın Cumhurbaşkanı Sergio Matteralla'dan hükümeti kurma görevini alıp kabineyi açıklaması bekleniyor ama o “Çok kaliteli bir hükümet kuracağını” söylemekle yetiniyor, iç ve dış politikaya ilişkin hiçbir açıklama yapmıyor, kendisi hariç çevresindeki herkes siyasi konuşuyor; annesi, kız kardeşi, hayat arkadaşı, kaynı, fitness hocası...

Ucuz piyasa romanları yazarı olarak tanınan annesi Anna Paratore, tam hükümet gibi kadın tipinde. Medyaya demeçlerinde işsizlik parasının skandal derecesinde yüksek olduğunu söylüyor; Meloni'nin kayınbiraderi sosyal devletten şikayetçi, işsizlik parasının tamamen kaldırılmasını istiyor. Meloni'nin birlikte yaşadığı, çocuğunun babası gazeteci Andrea Giambruno, şirket iflaslarına dair tehlike işareti veriyor “Bu durum Giorgia'nın uykularını kaçırıyor” diyor. Kişisel antrenörü “O her yerde lider, fitness kulübü dahil” diyerek övüyor. Meloni'nin kız kardeşi Arianna ise “Faşizmin geri dönmesi gibi bir tehlike söz konusu değil” diyor.

Giorgia Meloni'den seçim teşekkürü

Meloni'nin karakteristik özelliklerini de ittifak ortağı Forza Italia'nın patronu Silvio Berlusconi'nin analizinden öğrenmek mümkün. Meclis oturumunda önündeki kağıda aldığı notlar yakın plan görüntülendi. Meloni için şu sıfatları sıralamıştı: İnatçı, kibirli, küstah, saldırgan, gülünç. Sonradan gülünç sıfatının üzerine çizik atmıştı. Liste yayınlanınca Meloni o dakika TV kameraları önünde tepki verdi: “Unuttuğu bir nokta var, ‘baskı ve şantaj işlemez'. Bunu da listeye eklesin…”

Kamuoyu önünde yaşanan bu gerilimi yumuşatmak için aracılar devreye girdi. Hatta Berlusconi'nin kızı Maria ile oğlu Pier Silvio da sulh çalışmalarına dahil oldu ki, onlar zaten nicedir İtalyan siyasetinin gayrı resmi figürleri. Sonunda ateşkes sağlandı ama ne kadar devam eder, orası şüpheli.

Neo-faşist İtalya'nın Kardeşleri (Fratelli d'Italia) partisi lideri Meloni'nin gönderme yaptığı baskı ve şantaja dair dedikodular gırla. Berlusconi, gözdesi ve sırdaşı olarak adı geçen eski hemşire Licia Ronzulli için üst düzey bakanlık koparmak istiyor. Mesela sağlık bakanlığını. Fakat Meloni kesin bir dille reddetmiş. Berlusconi kağıda yazarak hıncını çıkardığı o sıfatları bu ret cevabı üzerine sıralamış. 25 Eylül'de Senato'ya seçilen Ronzulli, Avrupa Parlamentosu üyeliği sırasında oturumlara küçük kızı Vittoria'yla birlikte katılarak çok sempati toplamıştı.

Silvio Berlusconi ve Licia Ronzulli

Üçlü ittifakın aşırı sağdaki diğer ayağı Liga'nın lideri Matteo Salvini'nin ise yeniden içişleri bakanı olmak için baskı yaptığı, Meloni'nin direndiği söyleniyor. Çünkü Salvini, bakanlığı döneminde denizden göçmenleri kurtaran Open Arms yardım örgütüne ait bir geminin Palermo'ya yanaşmasına izin vermediği için 15 yıl hapisle yargılanıyor. Salvini yeni hükümette aynı postu kaparak kaldığı yerden göçmenlerle uğraşmaya devam etmek istiyor, söylentilere göre Meloni ise kendisini altyapıdan sorumlu bakanlığa layık görüyor.

Üçlü sağ ittifakın seçim öncesi verdiği mutluluk pozlarının sahte olduğu, koalisyonda birbirlerinin gözünü oyacakları ve bu ortamda yeniden seçime bile gidilebileceği gibi tahminler yürütülüyor medyada.

ROMA SELAMI VEREN SENATO BAŞKANI

Kız kardeş Arianna tehlike yok dese de, faşizm geri döndü bile. 25 Eylül'deki seçimde oluşan parlamentonun Senato kanadına başkan seçilen Ignazio La Russa'dan başlayarak. La Russa bu ismi kullanıyor ama nüfusunda bir de göbek adı var: Benito. Savaştan sonra dünyaya gelmiş, 75 yaşında ve aile ideolojisine sadık kalmış besbelli. Savaş sonrası Benito Mussolini'nin partisinden türeyen “Movimento Sociale Italiano”ya (İtalyan Sosyal Hareketi) katılarak İtalya'nın neo-faşist tarihinde önemli rol oynadı, Berlusconi hükümetinde savunma bakanlığı yaptı ve 2012'de Meloni ile birlikte İtalya'nın Kardeşleri partisini kurdu

İtalyan devletinin iki numaralı koltuğuna oturan La Russa milletvekili olarak mecliste “Roma Selamı” vermiş bir siyasetçi. Korona döneminde el sıkışmama pratiğini fırsat bilerek bu selamlama işini iyice ileri götürdü, herkese de sağlıklı bir tercih olarak tavsiye etti. Milano'daki evinde çekilmiş bir videoda Mussolini büstleri ve fotoğraflarıyla Duce'ye ait diğer hatıra eşyaları dikkat çekiyor. Daha seçimden birkaç gün önce “Hepimiz Duce'nin mirasçılarıyız” demişti. Giorgia Meloni ise “Senato büyük bir vatanseveri başkan seçtiği için gurur duyuyoruz. La Russa ulusal çıkarları her şeyin üzerinde tutar” dedi.

ALT MECLİSİN CEMAATÇİ İSLAMOFOBİK BAŞKANI

Parlamentonun alt kanadına başkan seçilen Lorenzo Fontana ise Salvini'nin yakın çevresinden. Aynı zamanda Meloni'nin “Ben bir kadın, anne ve Hristiyanım. Ve hiç kimse bunları elimden alamaz” söylemiyle de çok uyumlu bir figür: Günde 50 kez Bakire Meryem duası okuduğunu söylüyor Fontana. Fakat dini bütün bir Katolik olmaktan öte, Papa Fransuva'nın sertçe eleştirdiği koyu Katolik bir cemaatin üyesi. Roma merkezli bu cemaatin papazları sırtları halka dönük Latince dualar mırıldanarak ayin icra ediyorlar. Bir Katolik olarak evlilik dışı ortak yaşam süren Salvini'nin seçim mitinglerinde tespih öpmesi de Fontana etkisine bağlanıyor.

Fontana İslamofobi'den mustarip bir siyasetçi olarak, aşırı sağcı popülist tabakada hayli yaygın komplo teorisine inanıyor, Müslüman göçmenler kanalıyla Avrupa'nın nüfus yapısını bozmak üzere bir kumpas yürütüldüğünü iddia ediyor. Fontana'ya göre göçmen akını İtalyan kimliğinin bekası açısından bir felaket, İtalyan toplumu böylelikle dış güçler tarafından rahatça manipüle edilip yönetilen gevşek bir yapıya bürünebilir.

Fontana'nın homofobik olduğunu söylemeye bile gerek yok. Avrupa Birliği elitlerinin eşcinsel evlilikler yoluyla aile yapısını bozmaya çalıştıklarını iddia ediyor, bir anne ve babadan oluşmayan her türlü evliliğin bahsini bile duymak istemediğini bir pislik olduğunu söylüyor. Fontana ayrıca Putin taraftarı, NATO ve AB'yi Ukrayna meselesini kızıştırmakla suçluyor.

Parlamentonun iki kanadındaki başkanların siyasette ne kadar etkin olacağı Brüksel'de merakla bekleniyor. Ortada bir hükümet programı ve koalisyon protokolü olmadığı için AB'yle gelecekteki ilişkilerin durumu muğlak. Üçlü ittifakın 15 maddelik seçim bildirgesinde sadece “Made in Italy, tarih, kültür ve turizm” gibi başlıklar mevcut.

Bakanlıkların nasıl dağıtılacağı meçhul. Meloni'nin ekonomi politikalarında maceracı davranmamak ve bahsettiği kaliteli koalisyonu kurmak için eski Başbakan ve Avrupa Merkez Bankası'nın da eski başkanı Mario Draghi'nin kadrosuyla yola devam etmek üzere girişimde bulunduğu biliniyor. Ancak bazı saygın ekonomistler ve merkez bankası bürokratları, ekonomi ve maliye bakanlıkları için gelen teklifleri teşekkür ederek geri çevirmişler.

Habertürk