İngiltere'nin başkenti Londra'da Başbakan Theresa May ile görüşen Abe, düzenlenen ortak basın toplantısında Brexit sürecini değerlendirdi.
Abe, “Anlaşmasız Brexit'ten kaçınılmasını diliyorum. Bu bütün dünyanın da dileği. İngiltere'nin AB'den ayrılışını bütün dünya takip ediyor.” dedi.
İngiltere'nin Brexit müzakerelerinde kaydettiği ilerlemeyi memnuniyetle karşıladığını ifade eden Abe, Japonya ile İngiltere'nin de hem siyasi hem de ekonomik alanda güçlü bağlar kurduğunu vurguladı.
“İngiltere, Japonya için Avrupa'ya açılan kapıdır.” diyen Abe, İngiltere'deki 1000 Japon şirketinde 150 bin kişiye istihdam sağladığının altını çizdi.
İngiltere Başbakanı May de anlaşmasız Brexit'ten kaçınılmasının tek yolunun, kendi anlaşmasının parlamentoda onaylanması olduğunu söyledi.
AB ile sağladığı anlaşmanın İngiltere'nin ulusal çıkarını yansıttığını belirten May, itirazlara neden olan “tedbir maddesi” ile ilgili olarak da AB ile görüşmeye devam ettiğini kaydetti.
İngiltere'de parlamento hükümetin AB ile vardığı Brexit anlaşmasını 15 Ocak'ta oylayacak.
Geçen ay yapılması planlanan oylama, May'in yeterli çoğunluğu bulamayacağını görmesi üzerine son anda ertelenmişti ancak bu hafta parlamentoda Brexit'e ilişkin 2 kritik oylamayı kaybeden May'in, Brexit anlaşmasını da parlamentodan geçirmesine ihtimal verilmiyor.
Önceki yıl yapılan erken seçimde parlamentodaki çoğunluğunu yitiren May, Kuzey İrlanda'nın aşırı sağ Demokratik Birlik Partisinin (DUP) dışarıdan desteğiyle azınlık hükümeti kurabilmişti.
Brexit yanlısı DUP, May'in Brexit anlaşmasına içerdiği "tedbir maddesi" yüzünden ret oyu vereceğini açıklamıştı. May'in kendi partisi içinde de çok sayıda milletvekilinin oylamada muhalefetle hareket ederek ret oyu vermesi bekleniyor.
TARTIŞILAN ANLAŞMA
May'in kasım ayında AB ile vardığı 585 sayfalık Brexit anlaşması ülkede hiçbir kesime memnun etmemişti.
Brexit anlaşmasının en çok tepki çeken yönünü "tedbir maddesi" oluşturuyor. İngiltere ile AB arasında öngörülen 2 yıllık geçiş sürecinde kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasına varılamaması halinde otomatik olarak devreye girecek bu madde, AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere'nin parçası olan Kuzey İrlanda arasında Brexit sonrasında fiziki sınır oluşmasını engellemeyi amaçlıyor.
"Tedbir maddesi" ile İngiltere'nin bütünü, belirsiz bir süre için AB ile Gümrük Birliği içinde kalacak. İngiltere'nin tek yanlı olarak çekilemeyeceği bu düzenleme içinde ülkenin bazı AB kurallarına da tabi olmayı sürdürmesi gerekiyor. "Tedbir maddesinin" AB ile daha yakın bir ilişki içinde kalmasını öngördüğü Kuzey İrlanda ile İngiltere arasında mal dolaşımında ise "düzenleyici kontroller" yapılması yer alıyor.
Eleştirenler, bu maddeyle İngiltere'nin toprak ve anayasal bütünlüğünün zarar göreceğini ileri sürüyor.
Anlaşmaya göre, İngiltere'deki AB vatandaşları ile AB ülkelerindeki İngiliz vatandaşlarının kazanılmış hakları korunacak, İngiltere ayrıca AB'ye 40 milyar sterlini bulan bir "ayrılık ücreti" ödeyecek.
İHTİMALLER
Theresa May, anlaşmanın reddedilmesi halinde ülkenin AB'den anlaşmasız olarak ayrılacağını, aksi takdirde Brexit'in bütünüyle iptal edilmesi tehlikesinin bulunduğunu açıklamıştı.
Başbakan May, Brexit anlaşmasının parlamentodan onay alamaması ihtimaline karşı ülkesinin AB'den anlaşmasız olarak ayrılması için hazırlıklara hız vermişti.
İngiliz hükümeti anlaşmasız ayrılık senaryosuna hazırlıklar için 2 milyar sterlin bütçe ayırırken, iç güvenlikte ve gümrük kapılarında askeri birliklerin görevlendirilmesi gündeme alınmıştı ancak parlamento önceki gün yapılan oylamada May'in anlaşmasız ayrılık için ayırdığı bütçenin kullanılmasını milletvekillerinin onayına bırakarak bu ihtimali zayıflatmıştı.
Son olarak parlamento dün aldığı kararla, Brexit anlaşmasının reddedilmesi halinde May'in 3 gün içinde alternatif senaryosunu parlamentoya sunmasını kararlaştırmıştı. Bu, 15 Ocak'taki oylamayı kaybetmesi halinde AB'den yeni tavizler alarak ikinci bir oylamaya gitmeyi planlayan May'e ihtiyacı olan sürenin bırakılmaması anlamına geliyor.
Ülkede Brexit konusunda yeni bir referandum yapılması için kampanya yürüten gruplar da bulunuyor. Macar asıllı ABD'li iş adamı George Soros'un ve eski başbakanlardan Tony Blair gibi figürlerin de destek verdiği yeni referandum kampanyaları ülkede giderek güç kazanıyor.
İngiltere 23 Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı almıştı.
İngiltere'nin normal sürecin işlemesi halinde 29 Mart'ta AB'den resmen ayrılması gerekiyor.